| Bilim | Teknoloji | Sağlık | Bilim Dünyası | Eğitim



Bilim ve teknoloji güneşi bu kez Kastamonu`da yükseldi. STEM & Makers Fest/Expo, 25-26 Eylül 2021 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab, Ankara Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği, Kastamonu Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Kastamonu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi`nde gerçekleştirildi. Kapsayıcı bir bakış açısıyla toplumun her yaş kesiminden bireyleri bilim ve teknoloji ekseninde bir araya getiren STEM & Makers Fest/Expo ile katılımcıların bilim ve mühendislik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği sergi, bilim şovları ve atölye çalışmalarıyla üreten bilim kültürü teşvik edilmektedir. Toplamda 200 bini aşkın katılımcının etkin katılım gösterdiği STEM & Makers Fest/Expo`ya katılım ücretsizdir. Yeni normalleşme sürecinde katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte Kimyanın Gizemli Renkleri, Nanoteknoloji, Öğrencinin Kimyası bilim şovları, etkileşimli Leonardo`nun Makineleri sergisi ve her yaştan katılımcıya hitap eden Kaosun Ritmi, Böcek Robot, Geometrik Tasarım, Denge Piramidi, Mekatronik, Mühendis Beyinler, Mühendis Çocuk: Elektronik 101, FabLAB, Genlerin Dünyası, Einstein STEM Lab, TI Teknolojileri ile STEM, Ölçme ve Değerlendirme: PISA ve TIMSS, 3 Boyutlu Tasarım gibi birbirinden farklı atölye çalışması gerçekleştirildi. Katılımcılar arasında yer alan Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Ahmet Kaçar, Kastamonu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan Demirkıran ve Hacettepe STEM Maker Lab Başkanı ve STEM Maker Fest/Expo Koordinatörü Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı gerçekleştirilen etkinliğin bireylerin bilim ve teknoloji kültürüyle yetiştirilmesi sürecinde bu tür etkinliklerin önemi ve katkıları hakkında paylaşımlarda bulundu. Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı ayrıca festivali destekleyen Ankara Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği başta olmak üzere etkinliğe katkı sunan herkese teşekkürlerini iletti. STEM & Makers Fest/Expo Kastamonu Koordinatörü olan Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Kaya, toplumun her kesiminden bilim ve teknoloji meraklılarını bir araya getirmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.

Başta çocuklar olmak üzere 7`den 77`ye bilim ve teknoloji meraklılarını buluşturan bilim şenliği STEM & Makers Fest/Expo etkinliği, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab, Milli Eğitim Bakanlığı ve ABD Ankara Büyükelçiliği iş birliğinde düzenlenen etkinlik, Üniversitemiz Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü`nden

7`den 70`e bilim ve teknoloji meraklılarını bir araya getiren STEM & Makers Fest/Expo, 18-19 Eylül 2021 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab, Ankara Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Bilim ve toplumu ortak bir platformda bir araya getirerek üreten toplum kültürünü desteklemeyi amaçlayan, içerisinde Ankara, Adıyaman, Malatya ve Van gibi illerin de bulunduğu 10 farklı ilde gerçekleştirilerek günümüze kadar 200 bini aşkın katılımcıyı bir araya getiren STEM & Makers Fest/Expo, dolu dolu etkinlikleriyle Bolu halkıyla buluştu. Festivalde etkileşimli Leonardo`nun Makineleri sergisi, Kimyanın gizemli renkleri gibi bilim şovlarının yanı sıra Mekatronik, Mühendis Beyinler, Mühendis Çocuk: Elektronik 101, FabLAB, Genlerin Dünyası, Elektroforez, Einstein STEM Lab, TI Teknolojileri ile STEM, LEGO Teknolojileri ile Uygulamalı Bilim, Ahşap Tasarım ve 3 Boyutlu Tasarım gibi birbirinden farklı atölye çalışması gerçekleştirildi. Festival kapsamında ayrıca öğretmenler için de çok sayıda atölye vardı. Örneğin, PISA ve TIMSS gibi uluslararası sınav soruları ile ilgili Prof. Dr. M. Fatih Taşar tarafından düzenlenen atölye bunlar arasındaydı. Festivalde Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektör yardımcıları Prof. Dr. Aydın Him ve Prof. Dr. Kâmil Güzel, Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü temsilcisi Sayın Fatih Fedakar, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Sayın Erkan Tekinarslan da katılımcıları yalnız bırakmadı. STEM & Makers Fest/Expo Koordinatörü Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı, gerçekleştirilen etkinliğin toplum ve eğitim açısından önemini vurgulayarak festivali destekleyen Ankara Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği başta olmak özere emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. STEM & Makers Fest/Expo Bolu Koordinatörleri olan Dr. Öğr. Üyesi Orhan Curaoğlu ve Doç. Dr. Bahadır Altıntaş, özellikle gençlerin bu tarz etkinliklere yoğun ilgi göstermesinden ve bilim insanları ile bu vesileyle iletişim kurmalarından çok mutlu olduklarını belirttiler. Özellikle festival programında çok sayıda bilim kadını yer aldı. Örneğin, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Semra Akgönüllü, nanoteknoloji ve biyo sensörler konusunda katılımcılar ile deneyler yaparak Hacettepe Üniversitesi Biyokromatografi ve Biyoteşhis Araştırma Grubu tarafından yapılan buluşlar hakkında paylaşımlarda bulundu. Festival kapsamında çok sayıda bilim insanının çalışmalarını geleceğin bilim insanları olan çocuklarımız ile paylaşmaları çocukları Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar gibi bilime ve insanlığa önemli katkı sağlayabilecekleri konusunda daha da cesaretlendirecektir. Bir sonraki STEM & Makers Fest/Expo, 25-26 Eylül 2021 tarihlerinde Kastamonu Üniversitesi'nde düzenlenecektir. Katılımın ücretsiz olduğu bu etkinliğe katılmak isteyen herkes kaydını aşağıdaki internet sayfasından yapabilir: www.stemandmakers.org

19 Haziran 2021 tarihinde Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu, bilim iletişimi alanında uzman Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı ile birlikte Kayseri Bilim Merkezi`ni ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, NEVÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi kurmak için çalışmalara başladı. Çok sayıda yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Kapadokya'ya yeni nesil bir Bilim ve Teknoloji Müzesi kurma çalışmaları kapsamında NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu ve beraberindeki heyet Kayseri Bilim Merkezi`ni ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Kayseri Bilim Merkezi görevlisi Lütfiye Aydın`dan bilgi alan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çolakoğlu ve beraberindekiler, NEVÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin kurulması sürecinde Kayseri Bilim Merkezi ile yapılacak bilgi alışverişi ve işbirliklerine yönelik heyetler arası teknik görüşmeler gerçekleştirdiler. Prof. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu, "NEVÜ olarak farklı paydaşlarla işbirliği yaparak Endüstri 4.0 çağında yeni nesil Bilim ve Teknoloji Müzelerine olan ihtiyaca cevap verecek çağdaş öğrenme yaklaşımlarını örneğin teknoloji destekli esnek öğrenme yaklaşımı (flipped learning in informal settings) gibi yaklaşımları temel alan bir müze kurmayı planlanıyoruz. Bu kapsamda çalışmalara başladık. 30 Haziran 2021 tarihinde ECSITE (Avrupa Bilim Merkezi ve Müzeleri Platformu), Danimarka Experimentarium Bilim Merkezi, Hollanda NEMO Bilim Merkezi gibi Avrupa'nın en büyük bilim merkezi yöneticilerinin de katıldığı bir toplantı yaparak kendileriyle işbirliği detaylarını görüştük" şeklinde açıklamalarda bulundu.

Tasarla ve Yap köşesinin bu etkinliğinde Arduino kartı Tinkercad internet sitesi üzerinden kodlayarak, duman veya zehirli gaz tespit edildiğinde otomatik olarak açılan kapı sistemi tasarlıyoruz.

Oyun konsollarının birkaç yılda bir yeni özelliklere sahip modelleri çıkıyor. Akıllı telefon modelleri neredeyse her yıl güncelleniyor. Daha birkaç yıl öncesine kadar yüksek çözünürlüklü televizyonlara sahip olmak isterken artık üç boyutlu televizyonlara ilgi gösteriyoruz.

Beş yıl önce bugün nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı, ne yediğinizi veya ne giydiğinizi hatırlıyor musunuz? O gün sizin için özel bir gün olsa bile bu kadar detaylı bilgileri hatırlamanız pek mümkün değil. Ancak A. J. tüm bu bilgileri detaylı şekilde hatırlayabiliyordu.

Çelikten yapılmış bir geminin nasıl yüzebildiğini merak ettiniz mi? Çelik bir cıvatayı bir bardak suyun içine koyarsanız cıvata hızla dibe batar. Peki, çelik bir gemi nasıl oluyor da yüzebiliyor ve batmadan çok ağır yükleri taşıyabiliyor?

Neden hiç küp ya da üçgen prizma şeklinde gezegen yoktur? Okulda Dünya'nın şeklinin geoit olduğunu öğrendik. Peki, bunun sebebi nedir? Güneş Sistemi`ndeki diğer gezegenler tam olarak küre şeklinde midir?

Temmuz ayında Güneş`in batısına geçen Merkür ayın ortalarına doğru gökyüzünde görülebilecek. Merkür, 22 Temmuz`da Güneş ile arasındaki açısal mesafenin en yüksek olduğu en büyük batı uzanımı konumundan geçiyor. Bu konumdayken Merkür, Güneş`in doğuşundan önce kısa sürelerle doğu ufkunda gözlenebilecek.

Yeni tip koronavirüsün ağız, burun, boğaz gibi solunum yollarından geçip akciğerlere ve havayı soluk borusundan akciğerlere taşıyan hava yolları olan bronşlara yerleştiği ve bunun sonucunda virüsün bulaştığı kişide solunum yetmezliğinin ortaya çıktığı artık biliniyor. Peki, koronavirüs enfekte edeceği hücreleri nasıl seçiyor?

“Makineler insanların zekâlarını kullanarak yaptıkları işleri benzer şekilde yerine getirebilir mi?” sorusuyla başlayan yapay zekâ çalışmaları 1950`lerden beri popülerliğini artırarak devam ediyor. Yapay zekâ teknolojileri geçmişte yaşamımızı ve işlerimizi kolaylaştıracak çeşitli programlar ile -mesajlaşma ve veri paylaşma gibi- basit ve sınırlı işlemleri gerçekleştirebiliyordu. Ancak şu an bizimle sohbet edebiliyor, önerilerde bulunabiliyor hatta duygularımızı bile tespit edebiliyor.

Kitaplarınızı raflara dizerken nasıl bir yol izliyorsunuz? Kitapları başlıklarına göre alfabetik sırayla dizmek, yazarları kendi içinde gruplandırmak, konu başlıklarına göre ayırmak ya da en eski kitaptan en yeni kitaba doğru bir sıralama yapmak mümkün. Bu yöntemlerden herhangi birine göre yapacağınız bir sıralama ile 400-500 kitaplık kişisel kütüphanenizi aradığınız kitabı kolayca bulacak şekilde düzenleyebilirsiniz.

Yarasalar ilgi çekici bir özelliğe sahip: Ses dalgalarını kullanarak tamamen karanlık bir ortamda çevrelerindeki nesnelerin yerini belirleyebiliyorlar. Görme engelli bazı insanların da bu özelliğe sahip olduğu biliniyor

Işık nasıl yayılır? Dalgalar gibi mi yoksa madde parçacıkları gibi mi? Bu soru bir zamanlar bilim dünyasını ikiye bölmüştü. Deneyler köşesinin yeni etkinliğinde ışığın yapısını çift yarık deneyi ile inceliyoruz.

Bazı asansörlerde cep telefonunuzun neden çekmediğini, uçağa çarpan bir yıldırımın uçağın içindeki insanlara niçin zarar vermediğini ya da arabanızla tünelden geçerken radyoda çalan müziğin neden kesildiğini düşündünüz mü? Peki, bu olayların bir mikrodalga fırın ile ortak noktası ne olabilir?

Nisan ayında Güneş`in batışından sonra gökyüzünde çıplak gözle görülebilen tek gezegen Venüs. Jüpiter ise Güneş`in doğuşundan yaklaşık üç buçuk saat önce doğu-güneydoğu ufkundan doğuyor. Jüpiter`i yaklaşık yarım saat sonra sırasıyla Satürn ve Mars izliyor.

Ekibimiz bu sefer sizin için STEM alanları ile ilişkili favori oyunlarını derledi. Uygulamalara Google Play ya da AppStore'dan ulaşabilir, tablet ve telefonlarınıza indirebilirsiniz! Hadi başlıyoruz! 1- INVENTIONEERS: Kendi çılgın ve eğlenceli buluşlarınızı yaratacağınız, mükemmel bir fizik tabanlı bulmaca oyunu. Bu buluşlardan faydalanarak bazı problemleri çözmeye çalışıyorsunuz. Bu sırada küçük sevimli karakterler size yardım ediyor. Fizik tabanlı bir oyun olduğu için etki-tepki bileşenleri oyun üzerinde direkt etkiye sahip. 2- HAPPY GLASS: Bu eğlenceli fizik oyununda ihtiyacınız olan şey biraz sıra dışı düşünmek ve iyi reflekslere sahip olmak! Görevini, kaynaktan gelen suyu doğru bir yol yaratarak bardağa ulaştırmak. Unutmayın bir problemin birden çok çözüm yolu olabilir! 3- FIX IT: GEAR PUZZLE: Makinelere ilgi duyuyorsanız eğer bu oyun tam size göre. Size verilen dişliyi belli bir sistem içinde doğru yere yerleştirerek hareket yaratmaya çalışıyorsunuz. 4- LIGHTBOT: Kodlama sevenleri buraya alalım. Bu küçük robotun önüne çıkan tüm kulvarları aydınlatmak için yardımınıza ihtiyacı var! 5- RUGGED ROVERS: Bir mühendis gibi düşünmeyi sevenler bu oyunu çok sevecek. Haydi kendi uzay arazi aracınızı tasarlayın! Yüzeye uygunluğunu test edin! 6- BRIDGE CONSTRUCTORS: Bir yapı mühendisi nasıl çalışır? Bu oyunda amacınız sahibi olduğunuz malzemeler ile bulunduğunuz bölümde 2 farklı noktayı köprü inşa ederek birleştirmek ve araçların geçmesini sağlamak. Hadi iş başına! 7- RUBES LAB: Oyunumuz, fiziksel bir mekanizma inşa edeceğiniz oyun laboratuvar benzeri bir ortamda geçiyor. Bu oyundaki bulmacaları çözmek için tüm mekanik bilgilerinizi ortaya dökmek ve parçaları birleştirmek zorundasınız. 8- HOCUS.:Özellikle Matematik öğretmenlerimiz M.C. Escher' i tanıyordur. Bu oyun onum muhteşem çizimleri ve imkansız kulvarlar üzerine kurulu minimal bulmaca oyunu.. 9- SHADOWMATIC: Hadi biraz hayal gücümüzün sınırlarını zorlayalım... Shadowmatic, yansıtılan gölgelerdeki tanınabilir silüetleri bulmak için nesneleri spot ışığında döndüreceğiniz bir bulmaca. Bazen bakış açımızı değiştirmek çok işe yarar değil mi? Sizin önerilerinizi de bekliyoruz! www.stemandmakers.org

Cevaplanması çok zor ya da imkânsız görülen bazı sorulara tahmin yaparak çözüm bulabileceğinizi biliyor muydunuz? Bilim insanları karşılaştıkları problemlere çözüm üretmek için yaklaşık tahminler yapar

Yine kendi ekibimizin çok işine yarayan web sayfalarını ve takipçilerimizden gelen önerileri derledik sizler için. STEM & Makers öneriyor! 1- QUIZIZZ: Quizizz ile anketler, sınavlar, quizler oluşturabiliyorsunuz. Oluşturduğunuz bu içerikleri çabucak değerlendirme ve dönütler verme imkanınız var. Aynı zamanda sayfada diğer öğretmenler tarafından hazırlanmış farklı içerikler de mevcut. 2-DESMOS: Eminiz Matematik öğretmenlerimiz de interaktif araçlara oldukça ihtiyaç duyuyor. Desmos grafik çizimleri konusunda oldukça etkili bir araç. Tüm öğrenci ve öğretmenler bu platformda matematiksel işlemleri grafiğe dökebilir ve sosyal medyada rahatlıkla paylaşabilir. Kullanıcı dostu bir arayüzü var. 3-FLIPGRID: Flipgrid, 180`den fazla ülkede, milyonlarca doktora öğrencisi, eğitimci, öğrenci ve aileler tarafından aktif olarak kullanılan, video tartışma ve geri bildirim verme platformu. Flipgrid ile öğrenciler kısa videolar kaydeder ve birbirlerinin videolarına cevap verebiliyor. Eğitimciler videoları izleyebilir, öğrencilere anlık geri bildirimlerde bulunabilir ve hatta videolar üzerinden değerlendirme yapabilir. Flipgrid ile ödevler, projeler verebilir, hatta tüm öğrencilerinizin çalışmalarını puanlayabilirsiniz. 4-PROPROFS: Bu platformda, küçük quizlerin yanı sıra bulmacalar, akıl oyunları, anketler, tartışmalar, kurslar hazırlayabiliyorsunuz. Belli bir yere kadar ücretsiz kullanabildiğiniz çok farklı hizmetler sunabilen bir sen sayfası. Gezinirken bir kaç Türkçe içeriğe de rastladık. 5-EDPUZZLE: Edpuzzle tersyüz sunıf uygulamalarında kullanılabilecek başarılı bir uygulama. Edpuzzle uygulaması ile internette bulunan herhangi bir videoyu kullanarak kendi sesinizle anlatım yapabilir ve buns sesli notlar ekleyebilirsiniz. Hatta video boyunca öğrencileriniz için sorular ekleyip videolara eklenen sorulara öğrencilerin verdikleri cevapları gözden geçirebilirsiniz. 6- POWTOON: Tüm yaş gruplarının kolaylıkla içerik hazırlayabileceği animasyonlu-sunumlar ve videolar oluşturabileceğiniz bir site. 7-KAHOOT: Oyun tabanlı bir öğrenme platformu. Karantina bitene kadar öğretmenlere premium hesaptan ücretsiz yararlanma fırsatı da tanıyor. Kendi küçük mücadele oyununuzu hazırlayıp öğrencilerinizle paylaşabilirsiniz. Biz denedik! Çok eğlenceli! 8-STORYBİRD: Kendi küçük şiir veya masal kitaplarınızı oluşturabileceğiniz, yaratıcılığı besleyecek bir sürü görselle dolu web sayfası. İsterseniz başkalarının oluşturduğu öykülere de göz atabilirsiniz! Ayrıca kullanımı da oldukça kolay! 9-PADLET: Online bir mantar panonuz olsun ister miydiniz? Üstelik tüm öğrencileriniz sizin bu mantis panonuzun içeriğine erişebilsin. Üstelik bu panoya pek çok farklı türde döküman ekleyebiliyorsunuz. 10-QUIZLET: Kelime öğrenmek her dil için önemli bir kazanım değil mi? Her ne kadar QUIZLET dil eğitimcilerinin sıklıkla kullandığı bir platform olsa da biz yaratıcılığınıza güveniyoruz.

Uzak geçmişte dünya üzerinde yaşamış canlılarla ilgili bilgi edinmenin bir yolu fosilleri incelemektir. Sıklıkla rastlanan fosillerin büyük çoğunluğu tortul kayaçların tabakaları arasında düzleşmiş ve yassılaşmıştır. Canlıların üç boyutlu olarak fosilleştiği bir ortamsa kehribardır.

Bir grup gökbilimcinin yaptığı çalışmalar WASP-76b adlı bir ötegezegenin atmosferinde demir yağmurları yağdığına işaret ediyor. Dr. D. Ehrenreich ve arkadaşları tarafından yapılan araştırma ile ilgili makale Nature`da yayımlandı.

Suyun kaç derecede kaynadığını biliyor musunuz? Muhtemelen cevabınız 100°C olacaktır. Çünkü suyun deniz seviyesindeki kaynama noktası 100°C`dir. Peki, suyu daha düşük ya da yüksek sıcaklıklarda kaynatmak mümkün olabilir mi?

Su, elektrik enerjisi kullanılmadan bulunduğu yerden daha yükseğe nasıl taşınabilir? Arşimet bu sorunu milattan önce üçüncü yüzyılda icat ettiği Arşimet vidası ile çözmüştü. Deneyler köşesinin bu etkinliğinde, Arşimet vidası tasarlayarak suyu yukarı taşımak amacıyla kullanılabilecek bir pompa yapıyoruz.

Koronavirüsler hayvanlarda görülen bir virüs ailesi. Memeli hayvanlarda ve kuşlarda (örneğin deve, sığır, kedi ve yarasa) hastalığa neden olabiliyor. Hayvanlardaki koronavirüsler nadiren insanlara bulaşabiliyor. Ardından insandan insana geçebiliyor. SARS-CoV-2 insanlarda görülen yedinci koronavirüs türü

STEM & Makers Festival ve Fuarı 23-24 Mart 2019, Adıyaman Üniversitesi İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alagöz, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, Hacettepe Üniversitesi temsilcileri, öğrenciler, öğretmenler ve veliler, merhabalar. STEM Makers Fest ve Expo için ilk kez Adıyaman`a gelmekten onur duyuyorum. A.B.D. Büyükelçiliği adına, bu fuarı mümkün kılan tüm ortaklarımıza teşekkür etmek istiyorum – Adıyaman Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Turkish STEM Alliance, Texas Instruments, STEM Haberleri Kaynağı (bilimiletisimi.com) ve özellikle de Prof. Dr. Gültekin Çakmakçı'ya bu etkileyici etkinliği koordine etmekteki kararlı çabaları için teşekkür etmek istiyorum. Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” demiştir. Hayattaki en gerçek rehber bilimdir. Ayrıca “Bütün ümidim gençliktedir.” de demiştir. Bugün burada tamamen bilimsel keşif ve inovasyonla ilgilenen yeni neslin coşkusuyla dolu bir salondayız. Sizin nesliniz hayatınız boyunca benzeri görülmemiş mücadelelerle karşı karşıya kalacak. İnsanlar Mars`a seyahat edebilir, hatta orada yaşayabilir mi? İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak veya yeni çevreye kendimizi adapte etmek için ne yapabiliriz? Sosyal medya ve yapay zekâ gibi yeni bilgisayar teknolojileri insan deneyimini nasıl etkileyecek? Atatürk`ün dediği gibi, bu ve daha birçok mücadeleyi çözme konusunda ümidimiz sizlersiniz. STEM öğrenimi size bu konuda yardımcı olacaktır. STEM güçlüdür çünkü evrenseldir. Matematik, Javascript, fizik yasaları –bu diller ve prensipler sınırları, dinleri, toplumsal cinsiyetleri ve kendimizi tanımlamakta kullandığımız diğer özellikleri aşarlar. Eğer bu becerilere sahipseniz, bir sorunu çözmek için herhangi biriyle işbirliği yapabilirsiniz. Hatta, çok çeşitli insanların dahil olması, yeni bir çözüm bulma şansınızı artırır. Belirli bir problem üzerinde özgün perspektiflerinizi birleştirerek, tek bir kişinin kendi başına keşfedemeyeceği çözümler görmeniz olası. Dışişleri Bakanlığı olarak biz dünyanın her yerinden insanları diğer uluslararası araştırmacılarla birlikte zor sorunların üstesinden gelmeleri için sık sık Amerika`ya gönderiyoruz. Mesela Türk bilim insanı Canan Dağdeviren. MIT ve Harvard`daki iş arkadaşlarıyla birlikte, tıbbi implantların şarj edilerek hastaların tekrar tekrar ameliyat olmasını engelleyecek teknolojiyi geliştirdi. Bu hayat değiştiren teknoloji Türk, Amerikan ve diğer bilim insanlarının, dil ve kültürel farklara rağmen birlikte bilimdeki ortak becerileri aracılığıyla yaptıkları ekip çalışmasının sonucudur. Maalesef, STEM uzmanlarına olan talep hala arzdan çok daha fazladır. Birçok öğrencinin STEM alanlarıyla karşılaştığı tek yer sınıfın içinde –ders kitapları incelerken, formülleri ezberlerken veya en iyisi, sıkıcı laboratuvarlarda deney beherine bakarkendir. Bu deneyimlerin insanın içinde STEM aracılığıyla dünyanın en büyük sorunlarını çözmek için hayatını adamak tutku ve gayretini ateşlemesi pek olası değildir. Bu STEM ve Makers Festival ve Fuarı farklı. Çocuklar, bugünün workshoplarında hemen kodlama, inşa etme, deney yapma ve daha fazlasını yapacaklar. Bu deneyimlerin öğrencilerde STEM`e hayat boyu sürecek bir sevgiyi ateşleyeceğini ve kendilerini daha güçlü hissedeceklerini umuyoruz. Ford Model T otomobilini üreten fabrikalardan NASA`nın aya gitmesine; Thomas Edison`un ampulü icadından Silikon vadisinin sürekli devam eden inovasyonlarına, Amerika Birleşik Devletleri teknolojik keşiflerin öncüsü olmuştur. Amerika Büyükelçiliği olarak Hacettepe Üniversitesi ve onların ortaklarıyla birlikte aynı inovasyon ve keşif ruhunu burada Adıyaman`da geliştirmekten dolayı memnunuz. STEM`e olan bağlılığınıza ve Adıyaman`ın öğrencilerine teşekkür ederiz. Festivalin keyfini çıkarın!

KÜLTÜR ATAŞESİ JEN CURATOLA-WOZNIAK'IN KONUŞMASI STEM & Makers Festival ve Fuarı 15 Aralık 2018, 12:30, İnönü Üniversitesi Milli Eğitim Bakanlığı, İnönü Üniversitesi ve Malatya Belediyeleri temsilcileri, öğrenciler, öğretmenler, ve anne-babalar, merhabalar. STEM ve Makers Festival ve Fuarı için ilk kez Malatya`da bulunmaktan onur duyuyorum. Salon, sizler yeni harika becerileri öğrenmeyi beklerken, heyecanla uğulduyor – yoksa bu sadece robotların sesi mi? A.B.D. Büyükelçiliği adına, bu fuarı mümkün kılan tüm ortaklara – Hacettepe Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Türk STEM Birliği (stemalliance.center), STEM Haberleri kaynağı bilimiletisimi.com, ve özellikle Prof. Dr. Gültekin Çakmakçı'ya bu etkileyici etkinliği koordine etmekteki kararlı çabaları için teşekkür etmek istiyorum. Atatürk, “Hayatta en hakiki mursit ilimdir.” Demiştir. Ne kadar haklıymış. Sözleri hiçbir zaman bugün olduğu kadar doğru olmamıştır. Dünyamız gitgide daha da fazla teknolojik olmaya başlıyor. Problemlerimiz gittikçe artarak daha karmaşıklaşıyor. Sadece önümüzdeki otuz yıl bile sınırsız problemler içeriyor ve sizin nesliniz bu problemleri çözmek için yol açacak. İnsanlar Mar`a seyahat edebilir mi, ve eğer gidebilirlerse, onun sert çevresini turizm ve hatta yaşam için ehlileştirebilirler mi? Sosyal medyanın mahremiyetimiz, arkadaşlıklarımız ve doğru bilgiye erişimimiz üzerindeki sonuçları nelerdir? Yapay zeka hayatlarımızı ve insan olmanın ne anlama geldiği konusundaki anlayışımızı nasıl etkileyecek? Bu soruları ve önümüzdeki yüzyıl ve sonrasında gelecek daha birçoklarını cevaplamak için yaratıcı ve teknik bilgiye sahip insanlara ihtiyacımız var. STEM güçlüdür çünkü evrenseldir. Matematik, Javascript, fizik yasaları –bu diller ve prensipler sınırları, dinleri, toplumsal cinsiyetleri ve kendimizi tanımlamakta kullandığımız diğer özellikleri aşarlar. Eğer bu becerilere sahipseniz, bir sorunu çözmek için herhangi biriyle işbirliği yapabilirsiniz. Hatta, çok çeşitli insanların dahil olması, yeni bir çözüm bulma şansınızı artırır. Belirli bir problem üzerinde özgün perspektiflerinizi birleştirerek, tek bir kişinin kendi başına keşfedemeyeceği çözümler görmeniz olası. Henüz bir süre önce, Türk bilim insanı Prof. Dr. Metin Sitti ilaçların hastalığın bulunduğu yere daha etkili bir şekilde iletilmesini sağlayan nano-robotları icat etmesi sayesinde haberlerde yer aldı. Doktorasını Japonya`da tamamladı, California-Berkeley`de araştırma yaptı ve 16 yıl Carnegie Mellon Üniversitesi`nde çalıştı. Şimdi Almanya`da Max Planck Akıllı Sistemler Enstitüsü`nün Müdürü olarak görev yapıyor ve eminim ki Japon, Amerikalı, Alman ve başka uluslararası araştırmacılarla olan işbirliği, başarısında kilit bir unsur olmuştur. Malesef, STEM uzmanlarına olan talep hala arzdan çok daha fazladır. Birçok öğrencinin STEM alanlarıyla karşılaştığı tek yer sınıfın içinde –ders kitapları incelerken, fomülleri ezberlerken veya en iyisi, sıkıcı laboratuvarlarda deney bardaklarına bakarkendir. Bu deneyimlerin insanın içinde STEM aracılığıyla dünyanın en büyük sorunlarını çözmek için hayatını adamak tutku ve gayretini ateşlemesi pek olası değildir. İşte bu nedenle STEM ve Makers Festival ve Fuarı önemlidir. Çocuklar, STEM`le interaktif ve pratik bir şekilde yakın bir ilişki kurarak, başarabilecekleri şeyler konusunda ilham alacak ve güçlü hissedecekler. Hacettepe Üniversitesi ve çözüm ortakları, STEM`le pratik deneyimleri Malatya`daki öğrencilere ve ailelerine getirerek büyük bir vizyon örneği gösteriyorlar. Biz A.B.D. Büyükelçiliği olarak onları desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Teşekkürler. https://www.stemandmakers.org

2015 yılından beri Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab tarafından gerçekleştirilen, STEM & Makers Fest/Expo; 29-30 Eylül 2018 tarihinde Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab, Feza Gürsey Bilim Merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı ve OSTİM Organize Sanayi Bölgesi işbirliği ile Ankara Altınpark ANFA Fuar Alanında gerçekleştirildi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen festivalin zenginliği ise üniversite-milli eğitim-sanayi-yerel yönetim ve toplumun daha fazla bir güç birliği içerisinde olmasıydı. Bu birlikteliği sağlayabilmek için Hacettepe STEM & Maker Lab olarak dört yıldan beri gayret ettiklerini belirten Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı, bu vesileyle destek olan herkese teşekkürlerini iletti. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Yılmaz, OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, ANFA Genel Müdürü Orhan Kaya, MEB Bakan Danışmanları Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu, Dr. Adem Çilek ve Murat Bağcı ve MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mete Kızılkaya katılımları ile gerçekleştirilen festivale 53 farklı ilden 40 binden fazla kişi katıldı. Hacettepe Üniversitesi rektörü Prof. A. Haluk Özen, "bir araştırma üniversitesi olan Hacettepe Üniversitesi olarak (1) kaliteli eğitim ve (2) araştırmada lider olmanın yanında (3) topluma katkı ve bilim-toplum iletişimi alanında da çok önemli girişimlere öncülük etmekten büyük onur duymaktayız. Bundan sonra da bu tür etkili bilim-toplum projelerine öncülük etmeye devam edeceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu. Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı ANFA Genel Müdürü Orhan Kaya ise “Türkiye`nin ilk bilim merkezi olan Feza Gürsey Bilim merkezinin bu kadar büyük ölçekte bir festivalde çocukları ve gençleri bilim ve teknoloji ile buluşturarak Türk sanayisi tarafından geliştirilen ürünlerin tanıtılmasına platform sağlamaktan gurur duyduk” dedi. Feza Gürsey Bilim merkezi müdürü Ramazan Can'da bilim iletişimi konusunda bu tarz çok önemli projeler yaptıklarını ve ilerleyen günlerde çocuklar için ücretsiz olarak "robotik", "kodlama", "mekatronik", "üç boyutlu yazıcılar", "maker", "mikrobiyoloji" ve "ahşap tasarım" atölyelerini her hafta yapacaklarını ifade ettiler. OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, “milli ve yerli teknolojiye ihtiyacımız var. Endüstri 4.0 ekosisteminde rekabet edebilmek için bu teknolojiyi ülkemizde üretmemiz gerektiğini” belirtti. STEM & Makers Fest/Expo başkanı Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı, şimdiye kadar bu festivali Ankara, Kocaeli, Mersin, Antalya ve Konya`da düzenlediklerini ve fonlama bulmaları durumunda bu festivali Türkiye`nin dört bir yanında düzenleyebileceklerini ifade etti. Bu festivali ilerleyen aylarda Malatya ve Adıyaman illerinde düzenlemek için planlama yaptıklarını belirttiler. https://stemandmakers.org

Aydeniz, M (2017). EĞİTİM SİSTEMİMİZ VE 21. YÜZYIL HAYALİMİZ: 2045 Hedeflerine İlerlerken, Türkiye için STEM Odaklı Ekonomik Bir Yol Haritası. University of Tennessee, Knoxville.

Ekim ayının ilk günlerinde şafak vaktinde Mars ve Venüs gökyüzünde bir arada. Ayın ilk günlerinde Venüs`e göre ufka daha yakın olan Mars günler ilerledikçe yükselirken, Venüs ufka yaklaşıyor. 5 ve 6 Ekim sabahları iki gezegenin birbirine en yakın olduğu zamanlar.

Sarılık yeni doğan bebeklerde sıkça görülen ve çoğunlukla tehlikeli olmayan bir durumdur. Genellikle bebekler 2-4 günlükken fark edilir ve iki hafta içinde geçer. Yeni doğan bebeklerde görülen sarılığın nedeni kandaki bilirubin molekülüdür. Bilirubin kırmızı kan hücrelerinin parçalanması sırasında hemoglobin molekülünün geçirdiği biyokimyasal değişimler sonucu açığa çıkan maddedir. Zararlı etkileri olan bilirubin karaciğer tarafından başka maddelere dönüştürülerek vücuttan atılır.

Nükleer silah denemeleri yeraltında, atmosferde ve suyun altında gerçekleştirilebilir. İlk nükleer bomba denemesi 16 Temmuz 1945`te patlatılan 20 kilotonluk Trinity isimli atom bombasıydı.

Berkeley`deki Kaliforniya Üniversitesi`nden bilim insanları, yüzeylerini nano ölçekte yarı iletken kristallerle kapladıkları bakterilerin güneş ışığını kullanarak karbondioksit ve suyu ekonomik olarak değerli kimyasal maddelere dönüştürmesini sağladı.

Sıvılar doldurdukları kabın temas ettiği tüm yüzeylerine basınç uygular. Kabın yan çeperlerine etki eden sıvı basıncı üst kısmına doğru azalır. Ancak derinlik (kap tabanında belirlenen nokta ile sıvının açık yüzeyi arasındaki dik mesafe) arttıkça belirlenen bir noktaya etki eden ağırlık arttığı için sıvı basıncı da artar.

Vakti zamanında Eratosthenes`in çalıştığı gibi çalışmaya var mısınız? 22 Eylül tarihinde öğle vakti çok basit malzemeler ile Dünya`nın çevresini ölçmeye hazır olun. Eratosthenes (M.Ö. 284 – 192) astronom, coğrafyacı, matematikçi ve filozof. Aslında günümüzde STEM eğitim modelinin geçmişteki uygulayıcılarından. Yaptığı deney ile Dünya`nın çevresini hesaplarken bugün bizim STEM eğitiminde yapmak istediğimiz işlemleri yapmış. Matematik`te pisagorun yaptığı hesaplamaları, astronomide yaptığı gözlemleri ve coğrafya bilgisini merak duygusu ile harmanlayarak Dünya`nın çevresini hesaplamıştır. Hem de bugünkü ölçüme çok yakın bir sonuç elde ederek. İnsanoğlu geçmişten günümüze bilim ve öğrenme konusunda atalarının izinde gitmeye pek bir meraklı olsa gerek. Kuzey Afrika`da dünyaya gelen ünlü bilim insanı İskenderiye ve Atina`da eğitim almıştır. Aldığı bu eğitim, merakı ve hayran kalınası zekası sayesinde bilime çok önemli katkılarda bulunmuştur. Matematikte bilinen en önemli buluşu asal sayıların belirlenmesini sağlayan Eratosthenes Kalburu`dur. Bir diğeri de orta orantılı problemin çözümü için tasarladığı bir hesap aletidir. Osmanlılar`ın zatü`l-halak adını verdiği Armillary küre`yi tasarlayarak gökyüzündeki gök cisimlerinin yeryüzündeki gözlemciye göre konumunu hesaplamaya çalışmıştır. Astronomiye yaptığı birçok katkı Ay`da yer alan kraterlerden birine isminin verilmesini sağlamıştır. Eratosthenes Mısır`ın kuzeyinde İskenderiye kentinde yaşayan meraklı ve araştırmacı bir bilim insanıdır. Güney Mısır`daki Syene kasabasındaki Aswan`da yer alan bir kuyunun dibinde yaz gündönümünde gölge oluşmadığını duymuştu. Aynı tarihte kendi yaşadığı yerde gölge boyu sıfırdan farklı idi. Aklına Aristo`nun Dünya`nın şekli hakkında söyledikleri geldi. “Dünya yaklaşık bir küre biçimindedir. Güneş ışınları dünyaya paralel doğrular boyunca gelirler.” Öyleyse Güneş ışınları bu vakitlerde ekvatorda yer alan cisimlere dik olarak gelmekteydi ve gölgeleri oluşmuyordu. Aynı tarihte kendi ülkesinde bulunan cisimlere Güneş ışınları dik olarak gelmemekteydi ve gölge boyu sıfırdan farklı idi. Hemen matematik bilgisini kullanarak güneşin geliş açısı ile bulunduğu yerin ekvatora uzaklığını kullanarak bir hesaplama yapabileceği geldi aklına. Bunun için çok hassas ölçümler yapmalı ve doğru zamanlar seçmeliydi. Önce gece gündüz sürelerinin eşit olduğu gün dönümü vakitlerini belirledi. Bu günün tam öğle vakti gölge boyunu ölçmek için 1 metrelik bir çubuk kullandı. Bu çubuğu yere tam dik olarak yerleştirip gölge boyunu ölçtü. Burda pisagorun hesaplamalarından faydalandı. Gölge boyunu kullanarak bir dik üçgen oluşturdu. Bu üçgen matematiksel hesaplamalarda ona yardımcı olacaktı. Çubuk, gölge boyu ve L uzunluğu ile oluşan üçgende tanjant değerlerini kullanarak Güneş ışınlarının geliş açısının değerini tespit etti. Bu açı yaklaşık 7.2 derece idi. Daha sonra gölge boyunun sıfır olduğu Syene kasabasına olan uzaklığı belirledi. Ve resimde yer alan detayı farketti. Güneşten gelen ışınların açısı ile şekilde gördüğümüz- aswandaki kuyu ile eratosthenesin bulunduğu nokta arasının Dünya`nın merkezinde yaptığı açının aynı olduğunu gördü. İşte burda yine geometri bilgisini kullandı. Ve hemen bir oran orantı- matematiksel hesaplamalar – yaparak Dünya`nın çevresini hesapladı. İskenderiye`de Güneş ışınlarının yaptığı açı yaklaşık 7.2 derece idi, Aswandaki kuyu ile Eratosthenes`in bulunduğu nokta arasının Dünya`nın merkezinde yaptığı açının da 7.2 derece olacağını tespit etti. İskenderiye ve Aswan arasındaki mesafeyi tespit ettikten sonra bu mesafenin 50(7.2x50=360 derece) katı Dünya`nın kutuplardan çevresinin uzunluğunu verecekti. Mesafenin 5.000 stadia olduğu tespit edildi. Stadia ,stadion veya stade (çoğul = stadyum) o zamanın ortak bir uzaklık birimi idi. Ne yazık ki, stadion için evrensel, standart bir uzunluk yoktu. Dolayısıyla, Eratosthenes`in hangi stadyumun ölçüsünü kullanıldığını tam olarak bilmiyoruz ve bu nedenle çözümünün ne kadar doğru olduğundan emin değiliz. Eğer 155 metre olan Yunan stadionunu kullandı ise çok doğru bir sonuç elde etmiş olacaktı. 185 metrelik bir İtalyan stadionu ise %16 hatalı bir ölçüm yapmıştı. Sonuç ne olursa olsun Carl Sagan`ın da dediği gibi ‘Eratosthenes`in tek aracı sopa, göz, ayak ve beyindir; artı bir deney tadı. Bu aletlerle, Dünya`nın çevresini, yalnızca birkaç yüzde hata ile yüksek hassasiyetle doğru bir şekilde çıkardı. 2200 yıl önce böyle düşünmek çok güzel. - Carl Sagan. 250 000 stadia yani yaklaşık 46 260 km Eratosthenes`in neredeyse 2250 yıl önce hesapladığı değer, bugün yüksek teknolojik aletler ile elimizde var olan değer ise 40 024 km. 22 Eylül tarihinde Eratosthenes`in sahip olduğundan çok daha iyi imkanlarla, biraz onun yaptığı işlem basamaklarınız izleyerek, biraz bugünün teknolojisinden faydalanarak Dünya`nın çevresini ölçmeye ne dersiniz? Detaylar aşağıdaki bağlantıda ;) Bilimle kalın:https://eratosthenes.ea.gr/content/experiment https://todaslascosasdeanthony.com/2012/07/03/Eratosthenes-earth-circumference/ https://www.matematikciler.com/8-sinif/matematik-konu-anlatimlari/1209-pisagor-teoremi-pisagor-bagintisi https://tr.letgo.com/tr/i/altin-armillary-kuere-masa-dekor_31a441ee-cd55-43d7-afac-81c26018f129 https://www.erbaahavadis.com/bilim-ve-teknoloji/2-bin-yil-once-bulunan-gunes-saati-omude-h79446.html https://blog.milliyet.com.tr/eratosthenes-dunyanin-cevresini-nasil-hesapladi-/Blog/?BlogNo=243368 https://www.bilimsenligi.com/eratosthenes-photo-competition.html https://www.matematiksel.org/dunyanin-cevresi-2200-yil-once-nasil-hesaplandi/

Gezegenler sınıflandırılırken öncelikli olarak kütlelerine bakılır. Kütlesi Dünya'nın kütlesinin 10 katına kadar olan gezegenler dünyalar, kütlesi Dünya'nın kütlesinin 10 katı ile 50 katı arasında olan gezegenler neptünler (Neptün'ün kütlesi Dünya'nın kütlesinin yaklaşık 17 katıdır), kütlesi Dünya'nın kütlesinin 50 katı ile 4000 katı arasında olan gezegenler ise jüpiterler (Jüpiter'in kütlesi Dünya'nın kütlesinin yaklaşık 318 katıdır) olarak adlandırılır

Gaz molekülleri sürekli hareket halindedir ve bu yüzden kabın büyüklüğüne bağlı olmaksızın içine konulduğu kabı tamamen doldururlar. Yani belirli şekilleri ve hacimleri yoktur. Gaz molekülleri, birbirleri ve kabın çeperleriyle yaptıkları esnek çarpışmalar sayesinde bulundukları kabın iç yüzeyine kuvvet uygularlar. Bu çarpışmalar gaz basıncını oluşturur. Örneğin bir balon, gaz moleküllerinin balonun iç çeperleriyle çarpışmasının sebep olduğu basınç sayesinde şişirilir.

İnsanoğlu var olduğu günden beri üzerinde yaşadığı Dünya`yı merak etmiş, onu tanımaya, temel işleyiş mekanizmasını algılamaya ve kendi yaşamını kolaylaştıracak şekilde onu kullanmaya çalışmıştır. Bu süreç, doğa bilimlerinin ortaya çıkmasında ve gelişmesinde en büyük tetikleyici nedenlerden biri olmuştur. Bu sürecin en önemli aktörlerinden biri olan Eratosthenes (M.Ö. 276), bir çubuk ve çubuğun oluşturduğu gölge boyunu kullanarak Dünya`nın şeklini, boyutlarını ve evrendeki konumunu günümüz modern teknikleriyle ölçülen değerlere yakın sonuçlarla belirlemiştir. Geçmişten günümüze süregelen bu merak ve öğrenme isteği; yaşadığımız gezegeni tanımamıza, belirli temel özelliklerini öğrenmemize, dolayısıyla da bilimsel süreçlerin gelişmesine çok büyük katkılar yapmıştır. Yine bu felsefeden yola çıkarak hazırlanmış olan ve Tübitak tarafından desteklenen “Yaşadığım Gezegeni Öğreniyorum-V” projesi geçtiğimiz haftalarda Samsun`da gerçekleştirilmiştir. Projeye, Hacettepe STEM & Maker Lab ekibimizden; Tuğba ECEVİT ve Hande TÖLÜV katılım sağlarken, Ağustos ayı boyunca 19 Mayıs Üniversitesi Türkiye`nin dört bir yanından pek çok öğretmeni, öğretmen adayını ve ortaokul öğrencilerini ağırlayarak onlarla birlikte gökyüzünün sırlarını araştırmışlardır. Eratostenes`in ölçüm tekniklerinin yanı sıra, farklı ders içi etkinliklerin paylaşıldığı, gökyüzü gözlemlerinin yapıldığı proje; keyifli bir tiyatro oyunu ile sona ermiştir. Öncelikle projenin her aşamasında keyif almamızı ve eğlenerek öğrenmemizi sağlayan Proje yürütücüsü sevgili Prof. Dr. Hüseyin KALKAN`a, ardından ekipte yer alan tüm değerli hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Umuyoruz ki; devamında gerçekleştirilecek olan tiyatro, gözlem, oyun ve birçok etkileşimli faaliyet sayesinde temel astronomiye karşı toplumumuzda bir heyecan oluşturup, geniş bir öğrenci kitlesine yaygınlaştıracağız.

Yoğun iş temposunda kendine bile vakit ayıramayan ebeveynler, çocuklarıyla az ilgileniyorlar. Fakat çocukların gelişimi için ebeveynlerinin önemli bir yeri vardır. Çünkü çocuklar öğretmenlerinin yanı sıra evde anneleri ve babalarıyla birlikte yeni şeyler keşfeder ve öğrenirler. Evde çocuklarınızla yapacağınız bilimsel etkinlikler çocukların bilime yönelik ilgi ve meraklarını artırmakla birlikte olumlu tutum geliştirmelerine de yardımcı olmaktadır. Ayrıca, çocuklarınızla kaliteli vakit geçirebileceğiniz bu etkinlikler çocuklarınızın fen derslerindeki kavramları anlamalarında da etkili olacaktır. Bu yüzden ebeveynlere yardımcı olacak bilimsel-okuryazarlığı destekleyen evde kolaylıkla yapabileceğiniz eğlenceli bilimsel aktiviteler paylaşmaktayız. Bilimi Eve Getiren Aktiviteler 5: Şişede Kendi Tornadonuzu Yaratın!   Anahtar Kavramlar • Tornado • Girdap • Kasırga Su dolu bir şişenin boşaltılması ne kadar sürer? Bir şişe suyu en hızlı şekilde nasıl boşaltabiliriz? Sadece birkaç saniye içinde bir şişe suyun nasıl boşaldığını öğrendiğinizde havanın ve suyun bilimsel özelliklerinden bazılarını da keşfetmiş olacaksınız. Evde yapacağınız bu STEM aktivitesinde kapaklı bir boş şişe kullanarak önce bir “tornado kapağı” tasarlayacaksınız. Sonra, tasarlayacağınız bu kapak sayesinde şişenin içindeki suda bir girdap oluşturarak tornado modeli yapacaksınız. Bu model, bir tornado girdabının nasıl oluştuğunu ve hareket ettiğini görmenizi sağlayacak. Gerekli Malzemeler  İki tane 1 litrelik boş şişe  Kapağı delmek için çivi  Çiviyi ısıtmak için ısıtıcı  Silikon yapıştırıcı  Bant Ne yapıyoruz? 1- İki tane boş plastik şişe ile başlayın. Eğer küçük ellere sahipseniz küçük boyutlu şişeleri tercih etmeniz faydalı olacaktır. İki şişeninde aynı boyutta olduğundan emin olun. 2- Şişelerin kapaklarını şekilde görüldüğü gibi silikon yapıştırıcı yardımıyla yapıştırınız. Daha sonra ısıttığınız çivi yardımıyla kapağın ortasında delik açmanız gerekmektedir. Deliğin boyutu yaklaşık olarak bir kurşun kalem genişliğinden biraz daha geniş olabilir. 3- Bir şişeye 2/3 oranında su doldurun ve hazırladığınız kapağı takın. 4- İkinci şişeyi hazırladığınız kapağın diğer ucuna takın. Su sızdırmaz hale getirmek için şişeleri sıkıca kapattığınızdan emin olun. İki kapak arasında açıklık varsa silikon yapıştırıcı kullanarak destekleyin. 5- Şişeyi hızlı bir şekilde çevirin ve dik olarak durması için bir masaya koyun. Birkaç damla su alttaki şişeye akabilir ancak fazla değil. Şişeyi dairesel hareketle sallamaya başlayın. Bir noktada bir büküm oluşacak ve su alttaki şişeye spiral olarak akmaya başlayacak. 6- Sizce de oluşan bu girdap tıpkı bir tornado gibi görünmüyor mu? 7- Etkileyici bir mini tornado oluşturmak için birkaç deneme yapmanız gerekebilir. 8- Şişeden şişeye suyun ne kadar sürede akacağını hesaplayın. Bilimsel Sorgulama 1. Şişeleri döndürmeden üst şişedeki su alttaki şişeye ne kadar sürede akar? 2. Şişeleri döndürdükten sonra üst şişedeki suyun alttaki şişeye akması ne kadar zaman alır? 3. Şişenin tamamına su doldursaydınız ne olurdu? Sizce neden şişeye 2/3 oranında su koyulması tavsiye edilmiş olabilir? 4. Suyu bir şişeden diğerine en hızlı nasıl aktarabilirsiniz? Deneyerek karar verin. Mesela sallamayı, döndürmeyi, sıkmayı deneyebilirsiniz. En hızlı yöntem hangisi? 5. Aynı miktar su kullandığınız daha büyük şişe tercih etmiş olsaydınız bu durum suyun diğer şişeye akma süresini nasıl etkilerdi? 6. Suya birkaç damla bulaşık deterjanı eklerseniz bu durum suyun diğer şişeye akma süresini nasıl etkileyecektir? 7. Suya bir miktar bitkisel yağ ilave ederseniz nasıl bir fark olacaktır? Ekstra Araştıralım • İsteğe bağlı olarak suyu renklendirebilirsiniz ya da suya bir tutam parlatıcı ekleyebilirsiniz. • Suya bir damla bulaşık deterjanı ekleyerek deneyin. Bu sefer şişeden şişeye ne kadar sürede su akacağını hesaplayın ve normal su ile elde ettiğiniz verilerinizi karşılaştırın. Elde ettiğiniz sonuçlar bilimsel sorgulama kısmında yer alan 6. soru için yaptığınız tahminlerinizi destekler nitelikte mi? • Suya renkli lamba yağı ekleyerek de deneyi tekrarlayabilirsiniz. • Farklı boyutlarda şişeler kullanmayı deneyin. Bunun zamanı nasıl etkileyeceğini belirleyin. Şişeden şişeye ne kadar sürede su akacağını hesaplayın. • Hava ve su arasındaki farklı belirleyin. Bunlar sadece birkaç fikir bunlarla sınırlı değilsiniz. Farklı değişkenleri belirleyin ve deneyin. Unutmayın. Her test için bir defada yalnızca bir değişkeni değiştirebilirsiniz. Örneğin, farklı büyüklükteki şişeleri test etmek istiyorsanız diğer tüm faktörlerin aynı kalmasını sağlayın. Bilimsel Görüş Küvetten veya lavabodan suyun akışını izlediyseniz eğer daha önce bir girdap gördünüz demektir. Bir girdap, sıvıların ve gazların merkez çizginin etrafında sarmallar halinde hareket etmesine neden olan bir hareket türüdür. Şişeyi dairesel hareketle döndürmek, mini bir kasırga gibi görünen bir su girdabı oluşturur. Bu deneyde delikten su geçtiğinde yerçekiminin etkisiyle dairesel bir hareket oluşmaktadır. Su, merkezkaç kuvveti nedeniyle girdabın çevresinde hızla dönmektedir. Girdap oluştuğunda alt şişedeki hava daha kolay üst şişeye taşınabilir. Bu durum suyun akışını hızlandırır ve suyun alttaki şişeye kolayca akmasını sağlar. Çünkü suyun akması alt şişeye akması için alt şişedeki havanın yukarı çıkması gerekir. Deneyi yaparken şişenin ortasına baktığınızda ortadaki “tornadonun gözü” olarak bilinen deliği göreceksiniz. Şişede girdap oluşturmazsanız eğer içerisindeki suyun aşağıdaki şişeye inmesi daha fazla zaman alır. Kuzey yarım kürede yer alan ülkelerde spiralin yönü sağa dönerek akarken güney yarım kürede yer alan ülkelerde ise tam tersi yönde sola dönerek akmaktadır. Spiral şeklinde akan su aşağı şişeye inerken de spiral olarak dönmeye devam eder çünkü açısal momentumunu hemen kaybetmez. Etkinlik Önerisi 9-10 Eylül 2017 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kongre Merkezinde 3. sü düzenlenecek olan STEM & Makers Fest/Expo Festivalinde, Hacettepe STEM & Maker Lab. Ekip üyesi Tuğba ECEVİT`in liderliğiyle yapılacak olan STEM & Makers Lab. Uygulamaları Atölyesinde “Şişede Kendi Tornadonuzu Yaratın!” etkinliğinin de yer aldığı çok sayıda etkinliğe yer verilecektir. 7`den 70`e herkes, öğrencilerimiz, ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz davetlidir.  

Sayılarla başlayan yazı serüvenimiz aynı “süratle” devam ediyor. Fen bilimleri ile ilgilenen arkadaşlarımın son zamanlardaki uyarıları sayesinde hız yerine sürat denilmesi gerektiğini öğrendim. Çünkü hız vektörel (yönlü), sürat ise skaler (yönsüz) bir büyüklüğü gösteriyormuş. Benzer bir durum üniversite sınavlarında sıkça karşılaşılan “işçi-havuz problemleri”nin adlandırılmasında da var. Bu problemlerle karşılaştığımda hep şöyle söylenirim: “Arkadaşım, bizim işçi kardeşimizle ya da havuzla bir problemimiz yok, bizim sorunumuz iş ve işin bitirilmesi”

Güneş tutulması doğanın en görkemli olaylarından biri olduğu için binlerce yıldır insanlara heyecan verir. NASA 50 yılı aşkın süredir uzay aracı, roketler, balonlar ve gözlem evleri ile evreni gözlemlemektedir. Amerika Birleşik Devletleri 21 Ağustos pazartesi günü doğanın en ilham verici manzaralarından biri olan tam güneş tutulmasına tanıklık edecek. 21 Ağustos 2017 tarihinde gerçekleşecek olan güneş tutulması ABD`den boydan boya geçecek. Bu tutulma, 1974 yılından beri ABD`de görülebilecek ilk Tam Güneş Tutulmasıdır. Space.com verilerine göre, Güneş Tutulmasının süresi maksimum 2 dakika 40 saniye olacak. Bu değerin 16 Temmuz 2186 yılında 7 dakika 29 saniye `ye yükselerek rekor değere ulaşması tahmin ediliyor. Tablo 1: Güneş tutulmasının görüleceği yerlerde tutulmanın başlama ve bitiş saatleri Şekil 1: Tam güneş tutulmasının Dünya- Güneş-Ay geometrisini gösteren diyagram Güneş`in çapı yaklaşık 1,39 milyon km ve yaklaşık Dünya`ya 149,6 milyon km uzaklıktadır. Ay`ın çapı 3474 km ortalama 384,400 km uzaklıktadır. Dünya, güneş sistemimizdeki gezegenler arasında eşsiz midir? Başka gezegenlerde hayatta kalabilirsek ne görebiliriz? Bir bakıma Dünya gezegenler arasında benzersizdir. Gökyüzünde Güneş ile aynı boyutta görünen bir Ay`a sahiptir. Güneş ve Ay`ın Dünya`ya olan uzaklığı aynı olmadığı için büyüklüklerini neredeyse aynı olarak görmekteyiz. Yani, Ay Güneş`ten yaklaşık 400 kere daha küçüktür fakat bize Güneşten 400 kere daha yakın olduğu için gökyüzünde ikisi de aynı büyüklükte gözükürler. Güneş Tutulması, Ay`ın Güneş ile Dünya arasına girmesi ve bazı özel koşulların sağlanması durumunda meydana gelir. Tutulmanın olabilmesi için, Güneş, Ay ve Dünya aynı doğrultuda olmalıdır. Tutulma Güneş, Dünya ve Ay birbirine hizalandığında gerçekleşir. Biri diğerinin görünüşünü engeller ve gölge oluşturur. Bilindiği üzere bir yıl içerisinde 12 ay vardır. Yani Ay, Dünya etrafında yılda 12 kez dolanır. Dolayısıyla, eğer Ay`ın yörünge düzlemi Dünya`nınkiyle çakışık olsaydı, bir yılda 12 kez Güneş tutulması meydana gelebilirdi. Fakat Ay`ın yörünge düzlemi ile Dünya`nınki arasında yaklaşık 5° 9` lık bir açı olduğu için Dünya, Ay ve Güneş, Ay`ın Dünya etrafındaki her dolanımında tam olarak aynı doğrultuda bulunmazlar. Böylece her ay bir Güneş tutulması oluşmaz. Bir yılda en az iki, en çok beş Güneş tutulması meydana gelebilir. Güneş ve Ay olmak üzere iki farklı tutulma türü vardır. Ay tutulması gece meydana gelir ve Dünya Güneş ile Ay arasında olur. Ay`a gölge düştüğünde meydana gelir. Bir ay tutulması genellikle birkaç saat sürer. Ay`ın büyüklüğü Dünya`nınkinden çok küçük olduğundan, Dünya`nın tamamı Güneş ve Ay diskinin dış teğetlerinin oluşturduğu gölge konisinin içine girmez. Bu nedenle bir Güneş Tutulması Dünya üzerinde ancak belirli bölgelerden görülebilirken Ay Tutulması`nda durum böyle değildir. Ay tutulması o anda gece olan yerlerin tümünden gözlenebilir. Güneş Tutulması Türkiye`den izlenebilecek mi? Türkiye`de güneş tutulmasını izlemek isteyenler 30 Nisan 2060 yılına kadar beklemesi gerekiyor. Fakat NASA`nın kurmuş olduğu NASA eclipse web sitesinden canlı olarak 21 Ağustos 2017`de gerçekleşecek Tam Güneş Tutulmasını izleyebilirler. Hayvanların tam güneş tutulması sırasında davranışları gerçekten değişiyor mi? Evet. Gün ışığı birkaç dakika alacakaranlığa dönüştüğünde kuşlar ve hayvanların garip bir şekilde davrandığına dair birçok rapor var. Neden tutulmalar her yeniayda görülmüyor? Çünkü Güneş ve Ay`ın gökyüzünde tümüyle aynı yolu izlememektedirler. İkisinin yörüngesi birbiriyle küçük bir açı yapar ve genellikle Ay Güneşi geçer. Güneş`in biraz üstünde ya da altında bir yörüngede yol alır. Yalnızca ikisinin görüngeleri çalıştığı zaman Ay Güneş`in önüne gelir. Böyle iki kesişme noktası ya da düğüm vardır. Bir sonraki Güneş Tutulması ne zaman olacak? Bir sonraki güneş tutulması 15 Şubat 2018`de gerçekleşecek ve Antarktika ile Güney Amerika`dan görünen kısmi bir güneş tutulması olacaktır. Tam güneş tutulmasının ilk fotoğrafı ne zaman çekildi? Tam Güneş Tutulmasının ilk fotoğrafı 27 Temmuz 1851 yılında Johann Julius Friedrich Berkowski tarafından çekildi. Güneş tutulmalarını güvenli bir şekilde nasıl izleyebilirim? Tutulmalar inanılmaz bir deneyimdir. Ancak onları güvenle görüntülemek önemlidir. Ev yapımı filtreler veya sıradan güneş gözlüğü, hatta çok karanlık güneş gözlüğü Güneş`e bakmak için güvenli değildir. Güneşe bakmanın tek güvenli yolu “tutulma gözlükleri” veya özel amaçlı güneş filtreleridir. Kullanmadan önce mutlaka filtrenizi muayene edin. Çizilmiş veya hasarlıysa atın. Filtre üzerine yazılan veya ambalajında bulunan talimatları okuyun ve uygulayın. Güneşe filtrelenmemiş bir kamera, teleskop, dürbün veya diğer optik aygıtlar ile bakmayın. Benzer şekilde tutulma gözlüğü kullanırken bir kamera, bir teleskop, dürbün ya da başka herhangi bir optik aygıt aracıyla Güneşe bakmayın. Yoğun Güneş ışınları filtreye zara vererek gözünüzde ciddi yaralanmaya neden olur. Güneş tutulması doğanın en görkemli olaylarından biridir. Bu basit kuralları izleyerek manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. STEM Kariyeri & Astronomi Tam Güneş tutulması önemli bir astronomik olaydır ve her yaştan insanın dikkatini çeker. Tam güneş tutulması hakkında heyecanlı ve daha fazla öğrenmeye ilgi duyan öğrenciler ilgili STEM kariyer bilgilerini keşfedebilirler. Astronom: Gökbilimciler büyük düşünüyor. Güneş`in Ay`ın, gezegenlerin, yıldızların, gökadaların ve aralarındaki her şeyin doğasını anlamak istiyorlar. Bir gökbilimcinin çalışması, bilimsel olarak veri toplama ve enstrümanlardan gelen verileri analiz etmek ve kozmik nesnelerin doğası hakkındaki kuramlar oluşturma ya da uzay uçuşu, navigasyon ve uydu iletişimi sağlama. Bir gökbilimci ne yapar? Bir gezegenin, atmosferinin ve aylarının bileşimini belirler. Galaksilerin nasıl oluştuğunu ve merkezlerinde süper güçlü kara deliklerin yaşayıp yaşamadığını araştırır. Dünya`yı etkileme potansiyeline sahip kuyruklu yıldızlar ve asteroitler bulmak için hassas radyo teleskopları kullanır. Başka bir gezegene ya da aya yolculuk planlar ve misyonunu halka açıklar. Temel gereksinimler: Merak, hayal gücü, soyut kavramları görselleştirme becerisi, güçlü matematik ve analitik beceriler Matematiksel yetenekler, problem çözme ve analitik beceriler, meraklı zihin, hayal gücü, inisiyatif astronomide kariyer planlayan herkes için önemlidir. Fizikçi: Fizikçi tüm evrenin ve içindeki her şeyin doğasını anlamak için büyük bir amacı vardır. Bu amaca ulaşmak için, dünyada ve evrende görülen doğal olayları gözlemleme ve ölçmek ve daha sonra bu fenomenin neden oluştuğunu açıklamak için matematik kullanarak teori geliştirir. Temel gereksinimler: Merak, hayal gücü, inisiyatif, güçlü matematik, problem çözme ve analitik beceriler Bilimsel düşünme ve sorgulama Güneş tutulması için siz de heyecanlı mısınız? Peki bu sizi neden heyecanlandırıyor? Tutulma neden sadece birkaç dakika sürer? Tutulma sırasında Dünya`ya ne olur? NASA, 21 Ağustos 2017 tarihinde gerçekleşecek olan bu inanılmaz etkinliğe rehber olmak için bir web sitesi hazırladı. Orada birçok kaynağa erişmeniz mümkün. Ayrıca Total Solar Eclipse 2017 mobil uygulamalarını inceleyebilirsiniz. Güneş ve Ay tutulmalarının ötesinde Mars 31 Temmuz 2018`de Dünya`ya en yakın geçişini yapacak. 31 Temmuz 2018`de Mars Dünya`dan 57,590,630 km uzaklıkta olacak. Ajandanıza şimdiden not etmeyi unutmayın.

Çoğumuz hafızamızdan ve unutkanlıktan yakınırız. Karmaşık bir zihinsel işlev olan hafızayı olumlu veya olumsuz yönde etkileyen değişik faktörler var. “Heyecan” da bunlardan biri. Heyecan, günlük kullanımdan farklı şekilde, psikolojide tüm duyguları kapsayan bir kavram olarak kullanılıyor. Psikolojiye göre üzüntü, neşe, öfke, kaygı, korku vb. duyguların hepsi birer heyecandır. Peki, hayatımıza renk katan bu heyecanların hafızamızı etkileyebileceğini biliyor muydunuz?

Austin`deki Texas Üniversitesi`nde çalışan araştırmacılar, dünyanın en küçük ve en hızlı...

Günümüzde dünyanın çeşitli bölgelerindeki antik kalıntılar, çok sayıda ziyaretçiyi kendilerine çekiyor.

Rüyaları yönlendirebilme yeteneği daha çok bilimkurgu filmlerinde görülse de rüyaları kontrol etme ya da en azından etkileme teknikleri uyku ile ilgili araştırmalara da konu oluyor. Kontrol edilebilir rüyalar ile ilgili gözlemlerini yazıya...

7 Ağustos 2017, Parçalı Ay Tutulması Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi

Motor sporlarının en ilgi çekici dallarından biri olan ve ileri teknoloji uygulamalarının kullanıldığı Formula 1 için geliştirilen pek çok teknoloji de...

Türkiye Kimya Derneğinin de üyesi olduğu “Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği (IUPAC)” kongrelerinden biri olan 46. Dünya Kimya Kongresi, 9-14 Temmuz tarihleri arasında Brezilya`da gerçekleştiriliyor. 3000`den fazla kişinin katıldığı kongrenin davetli konuşmacıları arasında 2016 Nobel Kimya ödülü sahiplerinden Sir J. Fraser Stoddart bulunmakta. Fransız Jean Pierre Sauvage, İskoçyalı James Fraser Stoddart ve Hollandalı Bernard Feringa, “Moleküler Makinelerin sentezi ve tasarımı” üzerine yaptıkları çalışmalar sonucunda dünyanın en küçük makinesini icat ederek 2016 Nobel Kimya ödülüne layık görülmüşlerdi. Saç telinden bin kat daha ince olan bu makinelerin etkisi, vakti zamanında mikroçiplerin hayatımıza yaptığı kadar büyük olabilir. Örneğin bir gün bu mini makineler insan vücudunda çalışmaya giderek insan vücudunda doğrudan kanserli hücrelere ilaçlar verebilecekleri veya belirli bir doku alanını hedef alabilecek şekilde geliştirilebileceklerini tahmin ediyorlar. Bu yöntem mükemmel uygulandığında kemoterapinin hastanın sağlıklı hücrelerine yaptığı zararı büyük ölçüde azaltacaktır. Bu mini makineler ayrıca herhangi bir semptom göstermeden önce hastalığı tespit etmek için kullanılabilirler. Moleküler makinelerle ilgili yapılan son araştırmalar, kanserli hücrelerin öldürülmesinin veya tıbbi nedenlerden ötürü moleküllerin taşınmasının yanı sıra bir gün herhangi bir semptom görülmeden önce hastalığı tespit etmek için vücuda yerleştirilebilecek bir moleküler bilgisayarın tasarımına yol açabileceğini ileri sürmektedirler. Nobel Komitesi, bu buluşun potansiyelinin inanılmaz derecede olduğunu ve sağlık, enerji ve sanayi gibi sektörler için çok önemli bir anlam ifade ettiğini dile getirdi. IUPAC`ın 46. Dünya Kimya Kongresinde bu buluşun paydaşlarından olan Sir J. Fraser Stoddart bu önemli buluşu nasıl gerçekleştirdiklerini anlatmanın yanında akademik dünyada ve yaşamda başarılı olabilmek için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi konusunda bazı önerilerde bulundu. Akademik dünyada başarılı olabilmek için: * Araştırma kadar öğrencilerin eğitiminede önem vermek, * Öğrencilerin araştırmalarında sorumluluk almalarına fırsat vermek, * Öğrencilerinizi kendinizden daha öncelikli düşünmek, * Öğrencilerinize iyi ve kötü günde (öğrenme sürecinde zorlandığında) destek olmak, * Az dikkat çeken ya da henüz üzerinde çalışılmamış bir araştırma konusu üzerinde ilerlemek, * Araştırma sürecinin yavaş ilerlediğini (zaman aldığını) farkında olmak, * Bir buluşun ne kadar önemli olduğunu takdir edebilmek, * Araştırma sürecinin nasıl yönetileceğini anlamak, * Proje ve bilimsel makalelerin yazımında en etkin yol ve yöntemleri kullanmak, * Sözlü ve yazılı sunumlarda standartları çok yüksek tutmak, gerekir. * Bir at kadar dayanıklı olmalı, * Bir fil kadar gizlenebilmeli * Bir bal arısı kadar etik ilklere uyarak çalışmalısınız. Hayatta başarılı olmak için ise: * İnsanların size nasıl davranmalarını istiyorsanız sizde onlara öyle davranın. * Kendinizden daha genç insanlara karşı saygılı olun. * Farklı etnik ve kültürel geçmişlerden gelen kişilere eşit davranın. * Diğer kişilerin aleyhinde konuşmayın. * Söz ağzınızdan çıkmadan önce bir kere daha düşünün. * Aynı “köy”de yaşadığımızın farkına varın. * Almaktan çok vermek için hazırlıklı olun. * Çevrenizdeki kişilere destek olun. * Hazır, istekli ve övgülü olun. * Önünüze çıkacak fırsatları değerlendirebilecek kadar hazırlıklı olun. * "Başarının sırrı, başarısızlık durumunu yönetebilmede gizlidir…” Noel Coward Sir J. Fraser Stoddart, IUPAC konferansına katılan Türkiye Kimya Derneği başkanı Prof. Dr. Bahattin Yalçın, IUPAC Kimya Eğitimi Komitesi başkanı Prof. Dr. Mustafa Sözbilir, Yeditepe Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Grubu başkanı Prof. Dr. Mustafa Çulha ve Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker başkanı Doç. Dr. Gültekin Çakmakcı ile sohbet ederken çok sayıda Türk öğrenci yetiştirdiğini ve bu bilim insanlarının alanlarında çok başarılı olduklarını ifade ederek ilerleyen yıllarda Türkiye`ye gelmekten mutluluk duyacağını dile getirdi.

Spor karşılaşmalarında genellikle çoğunluğun favorisi olan bir taraf vardır. Bu değerlendirme, takımın ya da oyuncunun performansına göre yapılır.

Okyanuslara yakın yerlerde olan depremleri bazen tsunamiler izler. Esasen bir su dalgaları serisi olan tsunamiler yüksekliği onlarca metrelere varabilen dalgalarla büyük yıkımlara sebep olabilir. Örneğin 2004 yılında Hint Okyanusu`nda meydana gelen tsunami 14 farklı ülkeden 200.000'in üzerinde insanın ölmesine sebep oldu.

Origami (Japonca “oru” katlamak, “kami” kâğıt anlamına gelir) eski bir Japon sanatı. Geçmişi 1600`lü yıllara dayanan bu sanat, günümüzde farklı mühendislik alanlarında şekil değiştirebilen tasarımların geliştirilmesinde kullanılıyor.

Ülkelerin gelişmesindeki mucize; yeteneğe duyulan saygı ve yeteneğe verilen değerde aranmalıdır. Yetenekli bireyler, ülkelerin ekonomik büyümeleri ve kalkınmalarının ardındaki temel gücü oluşturmaktadır. Daha çok yaratıcı ve yenilikçi yeteneklerin kümelendiği, bir araya geldiği/getirildiği, zekâ ve yeteneğin değer bulabildiği ülkeler daha güçlü ekonomilere sahip olmaktadırlar. Dünya bilindiğinin aksine, artık koskoca düz bir satıh haline, adeta bir satranç tahtası haline dönüşmüştür. Yeteneği, yaratıcılığı olan, isteyen herkesin oyun oynayabileceği öne çıkabileceği bir dünya karşımızda durmaktadır. Üstelik diplomanızın olmasına bile gerek olmayan, bireysel de olsanız fırsatlar sunan bir oyun alanı. Ancak, yeteneklerin bir arada yoğunlaştığında gösterdiği etkiyi bireysel yeteneklerin tek başına gösteremediği hatta kaybolduğu bir oyun alanı. Bireylerin yenilik yapmak için göç etmeye ihtiyaçları olmadığı düşünülse de zihinler sınır tanımasa da yetenekler değer bulabildikleri ortamları aramakta, onları özgürlük ve eşitlik mıknatıs gibi çekmektedir. Yetenekli insanları kendisine çeken, bir araya getiren ya da birbirine yaklaştıran ülkeler; askeri ve ekonomik olarak çok gelişmekte dünyanın gerisi ile adeta oyun oynamakta, kaynakları sömürmekte, insanları köleleştirmekte ve kendisi dışında gördüğü dünyayı kaosa sürüklemekte ve bataklığa dönüştürmektedirler. Eş zamanlı olarak büyüyen, maddi ve manevi refah düzeyi yükselen bu ülkeler daha fazla yeteneğe mıknatıs olmak istemektedirler. Üstelik bir kere yeteneklere mıknatıs olduğunuzda yetenekli bireyler, yeni yetenekleri de kendilerine çekmektedirler. Bu durumun bir kısır döngü olduğunu söylemek son 10-15 yıla kadar doğruydu. Artık, yetenekli bireylerinin öneminin farkında olan ülkelerin sayısı daha da arttı. Küresel rekabet, yetenek avına dönüştü. Kendi doğdukları ülkelerden ayrılan yaklaşık 200 milyon yetenekli bireyi çekebilmenin, bu pastadan pay almanın gizli hesapları her geçen gün büyüyor. Artık küresel ekonomideki rekabet, sermaye, mal veya hizmetten daha çok insana yönelik rekabete dönüşmüştür ve daha da artarak devam edecektir. Yetenekli bireyleri şirketlere çekme ya da yetenekli bireylerin yoğunlaştığı bölgelere şirket kurma küresel rekabetin yol haritasıdır. Ülkelerinin gelişmesini: doğal kaynaklarının çokluğu değil, topraklarının büyüklüğü değil, fabrikaları değil, iş ahlâkı değil, nüfusunun çokluğu değil, üstün yeteneklere mıknatıs olma becerileri sağlayacaktır. Yeteneğin hangi kültürden ya da coğrafyadan geldiğinin, siyah ya beyaz olmasının artık bir önemi bulunmamaktadır. Tam tersine etnik ve kültürel çeşitliliğin ekonomik büyümeye katkısının önemli boyutlarda olduğunu araştırmalar ortaya koymaktadır ( G. Ottavino ve G. Peri. “The Economic Value of Cultural Diversity” University of California, Şubat 2004). Birbirimizden farklı olmamız düşünce ve fikir zenginliği de beraberinde getirmektedir. Çünkü yaşantılarımız, bakış açılarımız, problem çözümümüz, yeteneklerimiz ve yaratıcılığımız birbirimizi tamamlamaya ve karşılıklı öğrenmeye katkı sağlamaktadır. Bu süreç birbirini anlayan saygı ve sevgi duyan, empatik davranabilen, yeni fikirlere kucak açan, yaratıcı dinamiği ve potansiyeli harekete geçirebilecek büyük bir zenginliktir. Ekonomik büyüme ve rekabetçiliğin merkezinde IQ`su yüksek, yenilikçi ve girişimci bireyler bulunmaktadır. Dünyanın her tarafından gelen en zeki, en çalışkan, en yaratıcı bireyler ülkelerin gelişim dinamiklerini oluşturmaktadırlar. Küresel ölçekte yeteneklerin hareketi/göçü ile yoğunlaştıkları bölgeler – bugün dünyadaki sayısı 25 civarında- insanlığın gideceği yeri ve gelişimini belirlemekte, insanoğlunun kaderini çizmektedir. Küresel olarak mıknatıs bölgeleri diyeceğimiz bu alanlarda yoğunlaşan yetenekler, bulundukları bölgelere ekonomik büyüme ve refahı da taşımaktadırlar. Üstelik yetenekli bireyler yoğunlaştıkları bölgelerde, birbirileri ile etkileşimleri sonucunda bir çok problemin çözüme katkıda bulunacakları gibi, yeni fırsatları ve yeni gelişimleri de tetikleyeceklerdir. Ülkelerin ekonomideki gelişmişliğinin önemli göstergelerinden birisi olan patent başvurularına baktığımızda, yeteneklerin yoğunlaştığı bölgeleri içine alan ülkeler görülmektedir. Her yıl dünyadaki patent başvurularını açıklayan Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) 2016 yılı uluslararası patent raporuna göre: Dünya genelinde 2016 yılında yüzde 7.3lük artışla 233 bin patent başvurusu yapıldı. En çok patent başvurusunu 56 bin 595 adet ile ABD yaptı. Türkiye 1.068 başvuru ile 21. sıradan listeye girdi. Türkiye 2015 yılında da 1010 patent başvurusu ile yine 21. sıradaydı. Türkiye`nin en çok tüketim maddeleri alanında patent başvurusu yaptığı görülmektedir. Avrupa ülkelerinin tamamının patent başvurusu ancak Japonya kadardır. Patent başvurularında Çin`in çok büyük bir sıçrama yaptığı görülmektedir. Çin telekomünikasyon şirketi Huawei`nin, 3692 patent başvurusu (2015 yılı-3898 başvuru yapmıştı) Türkiye`nin yaklaşık 4 katı kadardır. İlk 50 içinde hiç bir Türk kurumu bulunmamaktadır. Yeteneklerin yoğunlaştığı 20 bölge içerisine Türkiye girebilir mi? Dünya yetenek havuzundan Türkiye pay alabilir mi? Bu sorulara cevap vermek için: - Yeteneklerin istediği ortamları sağlayabiliyor muyuz veya sağlayabilir miyiz? - Üstün yeteneklileri bir kenara koyun, yeteneğin zerresine sahip çıkabiliyor muyuz? Sorularını sormak gereklidir. Yeteneklerin kümelendiği New York ekonomisinin, Rusya ekonomisinden daha büyük olduğunu ifade edip, Silikon Vadisindeki risk sermayedarlardan – 6 milyar dolar kişisel serveti bulunan- John Doerr`in sözlerini aktarmak isterim. - Önemli mühendislik fakültelerimizden mezun olan her bir yabancının diplomasına “yeşil kart” zımbalamalıyız. Yeşil kart verilmesinin teklifi veya farklı teşvikler yetenekleri çekmek için kullanılan yöntemlerden bazılarıdır. Yetenekli bireylerin göçü teşvik ediliyor. Çünkü ekonomik gelişme için yetenekli bireyler olmazsa olmazlardandır. Diğer ülkelerin parlak yeteneklerini aşırmak için çabalayan ülkelerin sayısı artmaktadır. Kanada, Birleşik Krallık, Avustralya, İskandinav ülkeleri ve Yeni Zelanda gibi ülkeler yüksek lisans ve doktoralı bilim insanlarını ve girişimcileri çekmek için daha çok çaba harcıyorlar. Yüksek teknolojiye sahip olabilmek için zorunlu olan yetenekli bireyleri arıyorlar. Çin ve Hindistan, daha çok bilim insanı yetiştirmek için milyarlarca dolarlık projeler başlatmış durumdalar. Bugüne kadar yetenekli bireylerin kaymağını yiyen ABD, yenilikçi ve yaratıcı bireylerin işgücü içerisindeki oranı ile kendisinin yaratıcılık endeksinde 11. sırada olduğunu üzülerek belirtmektedir ( R.Florida, “The Flight of The Creative Class” s. 43). Çünkü yeni teknolojileri geliştirmenin dinamiğini, motorunu yetenekli bireylerin oluşturduğunu çok iyi biliyorlar. ABD`deki tüm bilim insanların yaklaşık dörtte biri ve mühendislik profesörlerinin % 40`ı ile mühendislik, bilgisayar ve yaşam bilimlerindeki doktora öğrencilerinin yarısından fazlasını ABD dışından gelenler oluşturmaktadır. 2013-2014 akademik yılında Amerika`daki yüksek eğitim kurumlarında kayıtlı olan yabancı öğrenci sayısı 886 bindir. ABD`de okuyan öğrencilerin %4`ü yabancıdır ve Türkiye, ABD`ye en fazla öğrenci gönderen 11`inci ülkedir Yabancı öğrenciler bu ülkeye yıllık 27 milyar dolar bırakmaktadır (https://www.amerikaninsesi.com/a/abd-de-yabanci-ogrenci-sayisinda-artis/2594023.html). Halen ABD`de okumuş ve ülkesini yöneten bir çok lider ve üst düzey yönetici bulunmaktadır. Bu durum ABD`nin güvenliği açısından ve ikili ilişkiler açısından da çok önemli görülmektedir. Beyin hareketi ya da yetenek hareketi diyebileceğimiz bu süreç ekonomik gelişmeler kadar siyasi gelişmeleri de etkilemektedir. 2015-2016 döneminde Türkiye`de okuyan yabancı öğrenci sayısı 87 bin 903`tür (YÖK). Maalesef yetenek havuzunun en tepesinden öğrenci alamadığımız da gerçektir. Economist Dergisinde yayınlanan bir araştırma sonucuna göre “göçü serbest bırakmanın dünya için potansiyel ekonomik faydaları ticari engelleri ortadan kaldırmanın faydalarını gölgede bırakır” yorumu yapılmıştır (The Economist.”Opening The Door”, 31 Ekim 2002). Martin Prosperity Institute adlı kurum tarafından yapılan Dünya Yaratıcılık Endeksi 2016 raporunda Türkiye, ancak sıralamaya konu 139 ülke içinde 88. sıradadır. Bu endekste 3 temel parametreye bakmışlar ve 3T olarak adlandırmışlar. 1. Teknoloji, 2. Talent (yetenek) ve 3. Tolerance (hoşgörü). Teknolojide, ülkenin araştırma-geliştirme harcamalarına ve o ülkede alınan patentlerin ülke nüfusuna oranına bakılmış. Yetenek boyutunda, ülkedeki yetişkin ve üniversite mezunu nüfusun toplam işgücü içindeki oranı, hoşgörüde ise göçmenlere, ırksal ve etnik azınlıklara yapılan muamele değerlendirilmiş. Sonuç olarak Türkiye, teknoloji endeksinde 53., yetenek endeksinde 58. ve hoşgörü endeksinde 123. hepsinin ortalamasında da endekste 88. sırada yer bulmuş. Cornell Üniversitesi, INSEAD (The Business School for the World) ve Dünya Fikri Haklar Örgütü (WIPO) tarafından Ağustos 2016`da yayınlana Küresel İnovasyon Endeksi raporuna göre 128 ülke içerisinde Türkiye, 13.sıraya yükselerek iyi bir gelişme kaydetmiştir. 7 ana göstergenin ele alındığı endeksin alt başlıklarını incelediğimizde Türkiye: İnsan kaynağı ve araştırma alanında 16.sırada, İş gelişmişliği alanında ticaret-rekabet-pazar ölçeğinde 12.sırada, Bilgi ve teknoloji çıktılarında, bilgisayar yazılım harcamalarının GSYH içindeki payında 9.sırada, Yenilikçi çıktılar alanında maddi olmayan varlıklar (5.sıra) ile yenilikçi mal ihracatının toplam ticarete oranında (14.sıra) gelişme kaydettiği görülmektedir (https://www.tim.org.tr/tr/basin-odasi-timden-haberler-kuresel-inovasyon-endeksi-2016-verileri-aciklandi.html). Ancak genel sıralamada 128 ülke arasından 42. sırada olan Türkiye, “siyasi ortam” göstergesinde 88, “düzenleyici ortam” göstergesinde ise 96. sırada yer almaktadır. Bir çok ülke dünya yetenek havuzundan daha fazla pay almaya çalışıyor. Peki biz? Ters beyin fırtınası yapalım. Kendi yetenek havuzumuzdan yararlanamazsak ve ilave olarak dünyadaki yetenek havuzundan pay alamazsak ne olur? Yaratıcı ve üretici olamayan bir ekonomi, Bölgeler arası daha çok ekonomik eşitsizlik, Gelir dağılımında zirveler ve ovalar arası farkın daha da açılması, Genç nüfusta işsizliğin artması, Derinleşen sosyal ayrımlar, Siyasi gerilimler, Sosyal adaletin bozulması ve Yeteneklerin israfı en başta sayılabilir.   Gelişen, büyük ve güçlü Türkiye olabilmek, bireylerimizin yeteneklerine ve yaratıcılıklarına bağlıdır. Yapılacak olan, yeni “Yaratıcı Çağı” yakalamak için zaten sınırlı olan yetenekli ve üstün yetenekli bireyleri açığa çıkaran ve kullanabilen bir eylem planı oluşturmaktır. Yetenekli bireyleri bir araya getirebilecek adımları atmak, istedikleri ortamı, fırsatları ve özgürlüğü bir an önce sağlamaktır. İlk adım ne olmalı? Eğitim! Tabii ki eğitimle başlanmalıdır. Yetenekleri açığa çıkarabilmek eğitimin önceliği yapılmalıdır. Sahici bir öğrenmeye geçilmeli, yaratıcılığı açığa çıkaran, ateşleyen ve kullanmaya imkân veren özgün bir eğitim olmalıdır. Problem çözme öğretilmelidir. Hangi alanda olursa olsun her yetenek takdir edilmelidir. Bireylerin yaratıcılıklarını açığa çıkarmaları için bir sanatın veya sporun içinde olmaları, hobileri olmaları, öğrenme ve öğretmekten zevk almaları sağlanmalıdır. Sonra. Birbirini anlama ve saygı sürekli gözetilmeli. Her bireyi değerli gören anlayış ileri taşınmalıdır. Daha çok sorgulayan, eleştiren, kendini ifade eden, daha çok hayal kuran, çocuklarımız olması için uğraş verilmelidir. İnsan açgözlülüğü ve yıkımının önüne geçebilmek için, ne yapılacaksa ortak akılla yapılmalıdır. Değişimler, fikirlerle başlar. Herkesin fikirleri alınmalı, ülkenin bir parçası olduğu roller verilmelidir. Başkaları olmadan, diğerleri olmadan yürünemeyeceği, gelişilemeyeceği bilinmelidir. Kutuplaştıran zincirlerden kurtulmak gereklidir. Farklı olmak, sağlıklı toplumların göstergesidir. İnsan sermayemiz önemsenmelidir. Liselerden mezun olan 1 milyona yakın ( 2015`te 908 bin ) öğrencinin yarısından fazlası üniversiteli olamıyor. Bırakın yeteneklerini ve yaratıcılıklarını, kendileri göz ardı ediliyor. Üniversite mezunları çok mu yaratıcı oluyorlar? Elbette hayır. Ama üniversiteye giremeyenler çoktan gözden çıkarılmış, kendilerini değersiz hissettikleri bir noktaya getirilmiştir. Üniversiteli ya da değil insan sermayemize ve yeteneklerine sahip çıkılmalıdır. Dünyada bir eşitsizlik varsa, o eşitsizliğin bireylerin yaratıcılık potansiyellerin boşa harcanması olduğu unutulmamalıdır. KAYNAKÇA 1. Florida R. (2011). Yaratıcı Sınıf Adres Değiştiriyor. İstanbul. Mediacat 2. Gladwell M. (2009) Outliers. İstanbul. Mediacat  

WEB 3.0: Diğer bir adı Semantik (anlamsal) web olan web 3.0, kişiye özel internet olarak tanımlanmaktadır. İnternet ortamında aradığını bulamama konusundaki şikayetleri en aza indirgeme amacı taşıyan web 3.0, internet ağlarını kullanıcısını tanır hale getirecektir. Web 3.0 diğer sürümlerden farklı olarak kullanıcıya daha etkin arama imkanı sunmaktadır. Yani tüm bilgilerin depolandığı bir veri tabanını düşünecek olursak, kullanıcının yaptığı aramalar sonucunda bilgiler hafızada tutulur ve daha önce nelerin araştırıldığını bilen sistem yeni araştırmalarda elindeki verilerin yardımı ile ortak bir sonuç ortaya koyup kullanıcıyı kısa bir zamanda en doğru sonuca ulaştırır. Diğer bir deyişle web 3.0 önceki sürümlerde olmayan tanımlama ve anlamlandırma özelliklerine sahip olacaktır. Web teknolojileri, önümüzdeki yıllarda yoğun olarak kullanılacağı öngörülen web 3.0 teknolojilerine doğru adım adım ilerlemektedir. Web 3.0, internet ortamında yapılan aramaların daha önce hiç olmadığı kadar kolay sonuç vereceği ve veri paylaşımının daha kolay bir hal alacağı üzere tasarlanmaktadır. Günümüzde, tam olarak istenen seviyeye ulaşmamış olmasına rağmen internet ortamında web 3.0`ın etkileri gözlemlenmeye başlanmıştır. Önceki iki sürümde olduğu gibi web 3.0 sürümünün de eğitime doğrudan yansımalarının olacağı öngörülmektedir. Web 3.0 teknolojilerinin özellikle uzaktan eğitim bağlamında birçok yeniliği ve kolaylığı beraberinde getireceği beklenmektedir. Nitekim öğrenme, bilgiyi aktarma ve alma aşamalarından oluşan iki boyutlu bir işlemdir. Bilgiyi alma, diğer bir adıyla içselleştirme basamağı tüm öğrenenler için farklı şekilde gerçekleşmektedir. Günümüz eğitim sistemleri yoğun olarak bu konunun üzerine eğilmekte ve öğrencilerin kendilerine has olan bilgiyi içselleştirme yollarını kullanabilecekleri modeller geliştirme uğraşı vermektedirler. Web 3.0 teknolojilerinin eğitime sağlayacağı en önemli katkının bu sorunsala çözüm üretmesi yönünde olacağı düşünülmektedir. Bu doğrultuda eğitimde bireyselliğin ön plana çıkacağı, öğrencilerin öğrenme-öğretme sürecinde daha aktif bir rol üstleneceği, öğretmenlerin ise daha pasif bir role sahip olacağı beklenmektedir. Nitekim web 3.0 sürümü ile birlikte insanlar internet ve teknoloji bağlamında daha önce sahip olmadıkları imkanlara kavuşacak, bilgiye ulaşma her zamankinden daha kolay ve hızlı olacaktır. Semantik (anlamsal) web uygulamaları özellikle yüksek öğrenim ve lisansüstü eğitimde hayati değere sahip olan kaynaklara kolay ve hızlı bir şekilde ulaşma konusunda öğrenenlere büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Diğer bir ifade ile web 3.0, günümüz insanının en çok yakındığı konuların başında gelen zaman yetersizliği problemini yüksek oranda çözüme kavuşturacaktır. WEB 4.0: Web 3.0 teknolojileri henüz tam olarak kullanıma geçmeden web 4.0 hakkında çeşitli çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Web 4.0, diğer bir adıyla Intelligent Web teknolojisinin 2020 ile 2030 yılları arasında kullanıma hazır hale gelebileceği tahmin edilmektedir. Henüz bir teoriden ibaret olan web 4.0`ın yaşamımıza ne tür yenilikler getireceği tam olarak belirginleşmemiştir. Buna rağmen bilim insanlarının birçoğu bu evrede bilgisayarlar ve insan zihninin doğrudan etkileşime geçebileceği bir yapıdan bahsetmektedirler. Web 4.0`ın eğitime getireceği yenilikler de belirsizliğini korumaktadır. 3-D yazıcıların eğitimde daha önemli bir rol üstleneceği, akıllı bilgisayar uygulamalarının daha nitelikli olarak öğrenme-öğretme sürecine dâhil olacağı, öğretmenlerin eğitim sistemlerinde ya hiç olmayacağı veya etkilerinin neredeyse yok denecek kadar aza ineceği gibi teoriler dile getirilse de henüz bu konuda herhangi bir uygulamaya rastlanmamaktadır. Henüz piyasaya sürülmeyen fakat yakın gelecekte diğer birçok alan ile birlikte eğitimde de kullanılması beklenen Google Class teknolojisi web 4.0 sürümüne örnek teşkil edebilecek bir yazılımdır. Giyilebilir teknoloji sınıfına giren Google Class`ın Amerika`da sağlık, fizik ve müzik eğitimi alanlarında kullanımına yönelik ön çalışmalar yapılmıştır. Anlık bilgi paylaşımı, anlık dil çevirimi, farklı mekânlarda bulunan bireylerin anlık proje ve değerlendirme toplantıları yapabilmesi gibi olanaklara sahip olan Google Class her yerde ve her zaman eğitim sürecinin içinde olma imkânını öğrencilere sunmayı planlamaktadır. Web 3.0 ile birlikte ön plana çıkan eğitimde bireysellik kavramının web 4.0 sürümü ile günümüz eğitimcilerinin hayal bile edemeyeceği bir boyuta ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu durum henüz bir teoriden ibaret olsa bile gelişmiş ülkelerde eğitim ve bilim konulu kongrelerde sıkça dile getirilmeye başlanmıştır. Fiziksel sınırların artık eğitimin önünde bir engel teşkil etmeyeceği eğitim dünyasında okul, sınıf vb. kavramların bilgi edinme sürecinde herhangi bir işlevinin kalmayacağı öngörülmektedir. Bahsi geçen eğitim dünyasında, disiplinler arası iletişimin önemli bir yere sahip olacağı ve insanların hiçbir zaman ihtiyaç duymayacağı ve kullanmayacağı bilgileri öğrenmek için gereksiz yere vakit harcamayacağı düşünülmektedir. Eğitimin tamamıyla internet odaklı yürütüleceği bu evrede, insanlar ihtiyaç duydukları bilgiyi herkesin ulaşabileceği bilgi ağları aracılığı ile temin edebileceklerdir. İvan İllich`in Okulsuz Toplum adlı kitabında yaklaşık 50 yıl önce dile getirdiği bu modelin ironik bir şekilde geleceğin eğitim dünyasının temelini teşkil etmesi beklenmektedir. Pragmatist felsefenin ağırlığını yoğun bir şekilde hissettireceği bu dönemde bireylerden beklenen, sahip oldukları yetenek ve becerileri göz önünde bulundurarak bilimin kendilerine sunduğu sınırsız olanakları avantaja çevirmek olacaktır. Kısaca bu evre Amerika`yı yeniden keşfetmeyi değil yeni Amerikalar bulmayı hedefleyen bireylerin nesli olacaktır.

Yaşadığımız çağda teknolojide meydana gelen hızlı değişimin etkisi diğer birçok alanda olduğu gibi eğitim üzerinde de yoğun olarak gözlemlenmektedir. Teknolojide yaşanan değişimler; öğrenme ortamlarından öğretmen ve öğrenci rollerine, araç-gereçlerden hedeflere eğitimde gözle görünür bir etki meydana getirmektedir. Öğrenci merkezli eğitimin her geçen gün daha büyük bir öneme sahip olduğu çağımızda teknoloji de öğrenci merkezlilikle doğru orantılı bir şekilde eğitimin içinde yer almaktadır. Dünya genelinde yapılandırmacı eğitim modelinin teknoloji ile entegrasyonu sonucunda okullarda öğrencilere teknoloji kullanmayı öğretmenin yerini, öğrenme için teknolojiyi kullanmanın aldığını görebiliyoruz. Nitekim dijital devrimin yaşandığı dünyada bilgi de en azından geçmişte olduğu kadar gereklidir ancak tek başına yeterli değildir. Teknolojinin eğitimde her geçen gün daha büyük bir paya sahip olmasıyla birlikte eğitimin hedeflerinde de değişiklikler meydana gelmeye başlamış, yaşam boyu, beyin temelli vb. öğrenme kuramları daha çok telaffuz edilir olmuştur. Bu bağlamda teknoloji, öğrencilere problem çözme becerisinin yanı sıra sorgulama, üretme, keşfetme, eleştirel düşünme vb. becerileri kazandırma amaçlarına hizmet etmektedir. Yakın geçmişte internet teknolojileri ve bilgisayar yazılımlarında meydana gelen hızlı değişim, yaşamın hemen her alanında önemli bir kullanım alanına sahip olmuştur. Temel amaçlarından biri çağı yakalamış bireyler yetiştirmek olan eğitimin de bu yeniliklerden mahrum kalması beklenemezdi. Nitekim web teknolojileri ya da web araçları adları altında literatüre giren web 1.0, web 2.0, web 3.0 ve web 4.0 kavramları eğitimde önemli bir yer edindi. Web araçları diğer bir ismiyle web teknolojileri, internette ulaşılabilecek ve üye olup hizmetlerinden faydalanabilinecek web ortamları olarak tanımlanmaktadır. Web 1.0, 2.0, 3.0 ve 4.0 terimlerini internetin gelişim süreçleri veya internet dönemleri olarak ifade edebiliriz. WEB 1.0: Gelişim özelliklerine göre Web 1.0, Web 2.0, Web 3.0 ve Web 4.0 gibi isimler alan web araçlarının ilki web 1.0`dır. İnternetin ilk dönemi için kullanılan web 1.0 bilgiye erişim ve bulma amaçlı kullanılmaktadır. İnternetin ilk yıllarında (1990`lı yıllar) kullanıcılar web sitelerindeki bilgilere ulaşıp kullanabiliyorlardı fakat sayfalar da bulunan hiçbir uygulamayı çalıştıramıyor veya herhangi bir bilgiyi değiştiremiyorlardı. Web 1.0`da aranan bir bilgiyi bulmak için referans sitelere gidilerek ihtiyaç duyulan bilgilerin yerinden sağlanması ve az sayıdaki içerik sağlayıcıların çok sayıdaki kullanıcılara cevap vermesi gerekmekteydi. Web 1.0 kullanıcılara sadece okuma ve bilgiyi alabilme imkanlarını tanıyordu. Nitekim bu evrede tüm kontrol hala web sitelerinin elindeydi ve web siteleri ile kullanıcılar arasında herhangi bir etkileşim söz konusun değildi. Kısaca web 1.0 internette halihazırda var olan bilgilerin kullanıcılar tarafından pasif olarak alınması anlamına geliyordu. Bilgiyi sunma, sahip oldukları bilgilerin kullanıcılar tarafından aranması gibi yüzeysel olanaklara sahip olan web 1.0 daha sonra yerini insan etkileşiminin çok daha fazla yaşandığı web 2.0`a bıraktı. Web 1.0 araçlarının eğitime katkısı sonraki sürümlere nazaran kısıtlı seviyededir. İletişim ve etkileşime kapalı olan web 1.0 sürümünde öğretmen ve öğrenci rolleri geleneksel dönemden öteye gidememiştir. Webin bu evresinde öğrenci yine pasif öğretmen ise hala bilgiyi transfer edendir. Öğrenciye sadece salt okuma imkanı tanıyan web 1.0 araçlarının eğitime sınırlı seviyede katkı sağladığı söylenebilir. Web 1.0 sürümünün eğitime sağladığı en önemli katkı, öğrencilere kaynaklara ulaşmada sağladığı kolaylık ve pratikliktir. Bu evre içerisinde internet kullanımının hızla artmaya başlamasıyla beraber internet kullanıcıları önlerine sunulan içeriklerin yetersizliğinden ve ihtiyaçları karşılamadığından şikâyetçi olmaya başladılar. Bu doğrultuda kullanıcıların, paylaşma, kendi içeriğini oluşturma ve etkileşime girme istekleri web 2.0`ın temellerinin atılmasına neden oldu. WEB 2.0: Web 2.0 web 1.0`ın kullanıcılara sunduğu kısıtlı imkanların artık ihtiyaçları karşılayamamasından dolayı ortaya çıkmıştır. Web 2.0 ile birlikte web de insan etkileşimi başlamıştır. Web 2.0 evresinde kullanıcılar web 1.0 dönemindeki gibi pasif ve tüketici değil aksine üretici ve aktif bir role sahip olmuşlardır. Nitekim web 2.0 araçları, kullanıcılarına içeriği takip etme, üye olma ve kendine ait bir alana sahip olup bu alanı düzenleme olanakları sunmaktadır. Web 2.0 ile birlikte internet ortamında önemli gelişmeler yaşanmaya başlandı ve websiteleri bir önceki evreye göre tasarım açısından daha zengin, kullanımı kolay ve cazip hale geldi. Web 2.0 araçları, eğitim alanında büyük kolaylıklar meydana getirmiş ve birçok kurum tarafından öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir araç olarak kullanılmaya başlanmıştır. Wikipedia, youtube, facebook, blogger gibi siteler web 2.0 araçları için sayılabilecek örneklerden birkaç tanesidir. Bunların yanında web 2.0 sürümü uzaktan eğitim bağlamında da önemli gelişim ve yeniliklere sebep olmuştur. Web 2.0 hayatın birçok alanında olduğu gibi eğitimde de radikal değişimlere yol açmıştır. Kullanıcı merkezli bir web sürümü olan 2.0, öğrenciyi merkeze almayı hedefleyen eğitim modelleri için oldukça cazip bir araçtır. Web 2.0 ile birlikte kullanıcıların birbirleriyle ve internet siteleriyle etkileşim kurabilmeleri ve öğrenenin eğitim sürecinde daha aktif bir rol alabilmesinin temelleri atılmıştır. Bilgisayarda bulunan içeriğe müdahale edebilme imkanı tanıyan web 2.0 araçları öğrencilerin araştırma, sorgulama, eleştirel düşünme, paylaşma vb. becerilerinin gelişmesine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu evrede öğretmen-öğrenci rolleri yapılandırmacı eğitimle uyumlu bir şekilde değişim göstermektedir. Öğrencilerin aktif, üretici, bilgiye ulaşan rolleri edindiği bu dönemde öğretmenler, öğrencilerin yardıma ihtiyaç duydukları noktalarda danıştıkları rehberlerdir. Öğretmen-öğrenci rollerinin yanında öğrenme modellerinde de köklü değişimlerin yaşandığı bu evrede öğrencilerin birbiri ile etkileşim içerisinde olduğu işbirlikli öğrenme, proje tabanlı öğrenme vb. çağdaş yaklaşımlar bir önceki web dönemine nazaran daha yoğun olarak kullanılır hale gelmiştir. Web 2.0 teknolojileri öğretmenlere, bilgiye kendi başına ulaşabilen ve yaşam boyu öğrenme felsefesine sahip bireyler yetiştirebilmesi noktasında da birçok olanak sunmaktadır. Nitekim bu sürümün dünyada yaygın hale gelmesiyle birlikte öğrencilere, sahip oldukları becerilere hitap eden ve öğrenme hızına göre kontrolü elinde tutabileceği birçok bilgisayar uygulaması geliştirilmiştir. Bu uygulamaların bir diğer avantajı ise öğrenmeyi sınıf dışında ve herhangi bir zamanda gerçekleştirme imkânını öğrenciye sunmasıdır. Bu noktada, öğretmenlerden de üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapması ve sahip olunan imkânları öğrenme sürecine en iyi şekilde yansıtması beklenmektedir. Nitekim gelişim ve değişime kapalı olan öğretmenlerin yoğun olarak bulunduğu bir eğitim sisteminde, bahsi geçen çağdaş öğrenme modellerinden bir çıkarım elde edilmesi teoriden öteye geçemeyecektir.

Her bilim insanı, kâşif, araştırmacı, mühendis ve doktor şüphesiz insanlığa büyük katkılarda bulunmuştur. Ama acaba kaçının hayat hikâyesini, buluşlarını ve çalışmalarını ayrıntılı olarak biliyoruz? Bugün sizlerle bu önemli insanlar hakkında yapılmış en iyi 20 biyografik filmi paylaşacağız. Listemizin her hangi bir sıralama gözetmediğini belirtmek isteriz. Bakalım siz hangilerini izlemek için sabırsızlanacaksınız. 1-SOSYAL AĞ ( THE SOCİAL NETWORK) (2010) IMDB puanı: 7.7 Tür: Biyografi , Dram Süre: 120 Dak. Yönetmen: David Fincher Oyuncular: Justin Timberlake , Andrew Garfield , Jesse Eisenberg , Malese Jow , Brenda Song Konusu: The Social Network, Facebook `un kurucusu Mark Zuckerberg`in hayat hikâyesini ve ünlü sosyal paylaşım sitesinin kurulma aşamalarını anlatıyor. 2- EİNSTEİN VE EDDİNGTON (EİNSTEİN AND EDDİNGTON) (2008) IMDB puanı: 7.4 Tür: Biyografi Süre: 94 Dak. Yönetmen: Philip Martin Oyuncular: David Tennant, Richard McCabe, Patrick Kennedy, Ben Uttley Konusu: Einstein`ın Genel Görelilik teorisinin gelişimini ve onun teorisini deneysel olarak kanıtlayan İngiliz bilim insanı Sir Arthur Eddington ile ilişkilerini açıklayan bir drama 3 - E=m.c2 (2005) IMDB puanı: 7.8 Tür: Biyografi Süre: 120 dk. Yönetmen: Gary Johnstone Oyuncular: Andrew Callaway, Andy Crabbe, Daniel D`Alessandro, Brendan Fleming Konusu: Einstein`ı büyük üne kavuşturan bilimsel keşfi anlatan bir belgesel. 4 – SHACKLETON (2002) IMDB puanı: 7.7 Tür: Biyografi , Dram , Macera Süre: 206 Dak. Yönetmen: Charles Sturridge Oyuncular:Kenneth Branagh , Kevin McNally , EmbethDavidtz , Ron Donachie , Danny Webb Konusu: 20. yy başlarında yaptığı Antarktika keşifleriyle tanınan İrlandalı - İngiliz kâşif Sir Ernest Henry Shackletonın 1914 yılında Endurance gemisiyle yaptığı zorlu seferin hikayesini anlatan bir biyografi   5- AGORA (2009) IMDB Puanı:7.2 Tür: Dram , Macera , Tarih Süre: 127 Dak. Yönetmen: Alejandro Amenábar Oyuncular:Rachel Weisz , Oscar Isaac , Max Minghella , Rupert Evans , Amber Rose Revah Konusu: Tarihin gördüğü en etkileyici ve ilgi çekici, adını matematikçi, filozof ve astronom olarak tarihe yazdıracak kadar zeki bir kadın. Ve ne trajiktir ki ölümüyle bile unutulmayacak bir kadın. Tarihin unutulmazları arasına giren İskenderiyeli Hypatia ve yaşamı.   6- JOBS (2013) IMDB Puanı: 5.9 Tür: Biyografi , Dram Süre: 122 Dak. Yönetmen: Joshua Michael Stern Oyuncular: Ashton Kutcher , Josh Gad , J.K. Simmons , James Woods , Dermot Mulroney Konusu: Teknoloji mucidi olarak anılan 2011 yılında hayatını kaybeden Steve Jobs`un hayalleri, hayallerine kavuşması ve her şeyini kaybetse bile yılmadan nasıl devam ettiğini anlatan bir film. 7- SİSTEKİ GORİLLER ( GORİLLAS İN THE MİST)(1988) IMDB Puanı: 7.0 Tür: Biyografi , Dram Süre: 129 Dak. Yönetmen: - Oyuncular: Sigourney Weaver , Iain Glen , Bryan Brown , Michael J. Reynolds , Julie Harris Konusu: Bu güzel drama, antropolog Dian Fossey`nin (Sigourney Weaver) gerçek hikâyesine dayandırılarak filmleştirilmiştir. Fossey şans eseri Afrika`nın derinliklerinde nadir bulunan dağ gorilleri üzerine çalışmaya başlamıştır ve onlarla ilişki kurmayı öğrenmektedir. Ama artık akademik ilgisinin ötesinde gorillerle ilgi duymakta ve hayatını tehlikeye atma pahasına hayvan tüccarlarına ve yasak avcılık yapanlara karşı mücadele etmektedir. 8- TEMPLE GRANDİN (2010) IMDB Puanı: 8.3 Tür: Biyografi , Dram Süre: 107 Dak. Yönetmen: Mick Jackson Oyuncular: Claire Danes , Julia Ormond , Catherine O`Hara , David Strathairn , Charles Baker Konusu: Temple Grandin (d. 29 ağustos 1947), Amerikalı hayvan bilimi uzmanı ve Colorado Devlet Üniversitesi`nde profesör, yazar, otizm aktivisti olan cesur bir kadının çevresine verdiği dersi anlatan bir film. 9- AKIL OYUNLARI ( A BEAUTİFUL MİND) (2001) IMDB Puanı: 8.2 Tür: Biyografi , Dram Süre: 135 Dak. Yönetmen: Ron Howard Oyuncular: Russell Crowe , Jennifer Connelly , Paul Bettany , Josh Lucas , Adam Goldberg Konusu: John Forbes Nash Jr., genç yaşında geliştirdiği kuramlarla matematik dünyasının bir numaralı ismi haline gelir. Fakat kısa süre içerisinde bencilliği ve kendine olan aşırı güveni sonucunda oluşan kişisel problemleri ile baş edemez duruma düşer. Dâhilik ile delilik arasındaki ince çizgiyi anlatan bir biyografi 10- PATCH ADAMS (1998) IMDB Puanı: 6.7 Tür: Biyografi , Dram , Komedi Süre: 115 Dak. Yönetmen: Tom Shadyac Oyuncular: Robin Williams , Philip Seymour Hoffman , Bob Gunton, Monica Potter , Michael Jeter Konusu: Yaşanmış bir hayat hikâyesinden alınmıştır. İntihar eğilimli biri olarak girdiği akıl hastanesinde gördüklerinden sonra Hunter `Patch` Adams (Robin Williams), çıktıktan sonra tıp fakültesine öğrenci olarak girer. Okulda başarılı bir öğrenci olmasına karşın, ideallerinden dolayı hocalarından tepki görür. Amacı `hayata renk katarak` mizah yoluyla tedaviye katkıda bulunmaktır. 11- ONURLU BİR ADAM ( MAN OF HONOR) (2010) IMDB Puanı: 7.2 Tür: Biyografi , Dram Süre: 129 Dak. Yönetmen: George Tillman Jr. Oyuncular: Charlize Theron , Robert De Niro , Cuba Gooding Jr. , Tyler Posey , David Conrad Konusu: Amerika`nın ilk engelli Afrika-Amerika asıllı dalgıcı ve onu yetiştiren adamın hikâyesi 12- ENIGMA ( THE IMITATION GAME) (2014) IMDB Puanı: 8.1 Tür: Biyografi , Dram , Gerilim Süre: 113 Dak. Yönetmen: Morten Tyldum Oyuncular: Keira Knightley , Benedict Cumberbatch , Mark Strong , Matthew Goode , Charles Dance Konusu: Filmde, 2. Dünya Savaşı sırasında Almanların şifreli haberleşmelerinin kodlarını çözen Alan Turing`in Nazileri durdurma başarısı anlatılıyor. 13- MAVİ BEBEK SENDROMU(SOMETHİNG THE LORD MADE) (2004) IMDB Puanı: 8.3 Tür: Biyografi Süre: 110 Dak. Yönetmen: Joseph Sargent Oyuncular: Alan Rickman, Yasiin Bey, Kyra Sedgwick Konusu: Büyük Buhran sırasında başlayan, cerrah Alfred Blalock ile siyahî asistanı Vivien Thomas`ın 34 yıllık ortaklıklarının hikayesi. İlk başta hademe olarak işe alınan Thomas, el becerisi ve kardiyolojiye duyduğu ilgi sayesinde Cerrah Blaloc`un araştırmalarının önemli bir parçası haline geliyor. Ancak dönemin ırkçı yaklaşımı Thomas`ı oldukça zorluyor. 14- ZEKA PIRILTISI (FLASH OF GENİUS) (2008) IMDB Puanı: 7.0 Tür: Biyografi , Dram Süre: 119 Dak. Yönetmen: Marc Abraham Oyuncular: Dermot Mulroney , Lauren Graham , Greg Kinnear , Aaron Abrams , Alan Alda Konusu: Robert Keans`ın yaşam öyküsünü anlatan film. Otomobil üreticileri yağmurda da araba kullanmayı sağlayacak bir çözüm aramaktadırlar ve bu çözüm Robert Kearns`ın bulduğu "silecek" tir. Kendi halinde bir üniversite hocası olan Kearns bu buluşuyla bir anda zengin olabileceğini fark eder.Tabii bunda, buluşuna aşırı ilgi gösteren Ford`un da payı büyüktür. 15- HER ŞEYİN TEORİSİ (THE THEORY OF EVERTHİNG) (2014) IMDB Puanı: 7.7 Tür: Biyografi , Dram Süre:123 Dak. Yönetmen: James Marsh Oyuncular: Eddie Redmayne , Felicity Jones , Charlie Cox , Emily Watson , David Thewlis Konusu: Ünlü İngiliz fizikçi ve bilimadamı Stephen Hawking`in kariyerinin ilk yıllarına, fiziksel kapasitesini giderek düşüren ALS hastalığının aşamalarına ve ilk eşi Jane Wilde ile ilişkisine odaklanan Her Şeyin Teorisi filmi, sinema dünyasının en önemli ödüllerinde birçok adaylık kazandı. Özellikle Eddie Redmayne`in müthiş Hawking performansı, izleyiciler tarafından büyük takdir topladı. Film, Türkiye`de 27 Şubat 2015`te gösterime girmişti. 16- YARATILIŞ (CREATİON) (2009) IMDB Puanı: 6.7 Tür: Biyografi , Dram Süre: 108 Dak. Yönetmen: Jon Amiel Oyuncular: Jennifer Connelly , Paul Bettany , Benedict Cumberbatch , Toby Jones , Jeremy Northam Konusu: Darwin`in 1859`da yayımlanan başyapıtı Türlerin Kökeni Üzerine adlı kitabını hazırlama sürecinde inanç ile bilimsel gerçeklik arasında ‘Tanrı mı, evrim mi? sorusu içinde yaşadığı ikilemleri ve 10 yaşındaki kızını kaybetmesinin öyküsünü konu ediyor. 17-LOUİS PASTEUR`ÜN HİKÂYESİ ( THE STORY OF LOUİS PASTEUR) (1936) IMDB puanı: 7.4 Tür: Biyografi Süre: 87 Dak. Yönetmen: William Dieterle Oyuncular: Donald Woods , Josephine Hutchinson , Anita Louise , Paul Muni Konusu: Fransız mikrobiyolog Louis Pasteur`un alanına getirdiği devrimi anlatan bir biyografi filmi 18- GİZLİ SAYILAR (HİDDEN FİGURES) (2016) IMDB puanı: 7.8 Tür: Dram, Biyografi Süre: 127 Dak. Yönetmen: Theodore Melfi Oyuncular: Taraji P. Henson , Octavia Spencer , Janelle Monáe , Kevin Costner , Kirsten Dunst Konusu: Katherine G. Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson tarihin anlatılmayan hikâyelerinden birine sahiptir. Uzay ve bilimlerinin derinliklerindeki sorunları müthiş zekâlarıyla çözmeye çalışan bu kadınlar gelmiş geçmiş en önemli NASA operasyonlarından birinde de büyük rol oynayacaklardır. Dünya yörüngesine çıkan ilk Amerikalı astronot John Glenn`in bütün dünyayı heyecana boğan operasyondaki her adımı bu 3 zeki bilim kadınının yardımıyla olacaktır. 19- TEHLİKELİ İLİŞKİ (A DANGEROUS METHOD) (2011) IMDB puanı: 6.5 Tür: Biyografi , Dram , Gerilim , Psikolojik Süre: 99 Dak. Yönetmen: David Cronenberg Oyuncular: Keira Knightley , Viggo Mortensen , Michael Fassbender, Vincent Cassel , Sarah Gadon Konusu: Freud ve öğrencisi Jung`un ilişkisi çerçevesinde psikanalizin doğuş sürecini ve bu iki büyük ismi karşı karşıya getirecek olan 18 yaşındaki genç kadın Sabina`nın öyküsünü anlatıyor. 20- KALIPLARI KIRMAK (BREAKİNG THE MOULD) (2009) IMDB puanı: 7.0 Tür: Dram , Tarih Süre: 80 Dak. Yönetmen: Peter Hoar Oyuncular: Dominic West , Joe Armstrong , Sam Heughan , Denis Lawson , Oliver Dimsdale Konusu: İngiltere`de bir grup bilim insanı, hükümet yetkilisi ve ilaç şirketi temsilcileri bir ilaç üzerinde karar vermek amacıyla toplanmıştır. Bu ilaç, tıpta büyük bir devrim yaratacak olan penisilindir. Herkesin gözü bu maddenin mucidi Alexander Fleming`in (Denis Lawson) üstündedir. Tıbbı değiştirecek bir ilaç ve onu keşfeden bilim insanları. Penisilinin bilinmeyen hikâyesi

Kedi, köpek, geyik gibi hayvanların gözlerinde ışığı yansıtma özelliği olan tapetum lucidum isimli ince bir katman bulunur.

Olimpiyatlardaki rekorları ve madalyaları ile yakından tanıdığımız Michael Phelps`in onu diğer yüzücülerden ayıran bir özelliği var. Sualtı kameralarıyla Phelps`i izlerseniz, yarışlara başlarken ve dönüşlerde suyun altında uzun süre bir yunus gibi hareket ettiğini görebilirsiniz

Kanatların şekli, büyüklüğü ve gövde üzerindeki konumu uçakların özelliklerini (örneğin hız, denge, kaldırma kuvveti, manevra kabiliyeti) belirgin şekilde etkiler. Kanatlar düz, ileriye ya da geriye doğru eğimli ya da üçgen olabilir.

Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi (BTM) uluslararası platformlarda da dikkat çekiyor. Bu yıl Porto`da düzenlenen ve dünyanın önde gelen bilim merkezleri ile müze temsilcilerinin katıldığı Avrupa Bilim Merkezleri ve Müzeleri Birliği (ECSITE) konferansında BTM Exhibit markası ile yerini alan Bursa Bilim Teknoloji Merkezi, açtığı stant ile ilgi odağı oldu. Bursa Bilim Teknoloji Merkezi`nin de üyesi olduğu ECSITE, bu yıl “Hayatın Her Yeri” teması ile binden fazla bilim merkezi profesyonelini Portekiz`in Porto kentinde buluşturdu. Ürettiği eğitim teknolojileri ve deney düzenekleri ile Türkiye`nin gururu olan Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi, bu yıl 28. yılını kutlayan ECSITE, Portekiz`deki konferansında kurduğu stant ile hem Bursa`yı tanıttı hem de ürettiği bilimsel deney düzenekleri ve eğitim teknolojilerini Avrupa kantarında görücüye çıkardı. ECSITE konferansı Porto Üniversitesi Doğa Tarih ve Bilim Müzesi`nin ev sahipliğinde 15-17 Haziran 2017 tarihlerinde üç gün boyunca devam edecek. Birçok farklı ülkeden bilim severin atölye çalışması yapma imkanı bulduğu Bursa Bilim Teknoloji Merkezi`nin standı TÜBİTAK`tan da tam not aldı. ECSITE`ın konferanslarını takip etmek üzere Porto`da bulunan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu ve TÜBİTAK Bilim ve Toplum Daire Başkanı Prof. Dr. Şemsettin Türköz` de BTM Exhibit standını ziyaret ederek BTM Genel Koordinatörü Rıfat Bakan`dan bilgi aldılar. Rıfat Bakan, 52 ülkeden 370`in üzerinde üyesi bulunan ECSITE`ın önemli bir çatı kuruluşu olduğunu ve bu organizasyonda Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi`nin organizasyonda ilgi duyulan stantların arasında yer almasının Türkiye`nin eğitim teknolojileri ve bilimsel materyal üretimi ve ihracatına zemin hazırlaması açısından cesaret verdiğini belirtti. Birçok Avrupa ülkesinden beklentilerin üzerinde sipariş aldıklarına dikkat çeken Bakan, Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi`nin hareket kabiliyetinin ülke sınırlarının dışına taşmasının doğru yolda olduklarının gösterdiğini belirtti. ECSITE konferansında ayrıca Hacettepe STEM & Maker Lab başkanı Doç. Dr. Gültekin Çakmakcı, “STEM Eğitiminde Cinsiyet Eşitliği” ve Eskişehir Bilim Deney Merkezi Sabancı Uzayevi koordinatörü Özlem Çam, “Bilim Merkezi Eğitmenlerine Yönelik Uygulamalı Etkinlikler” başlıklı çalıştaylar düzenlediler. ECSITE NEDİR? 370 den fazla üyesi ile Bilim Merkezleri ağı için Büyük önem arz eden Avrupa Bilim Merkezleri ve Müzeler Birliği (ECSİTE) Dünya genelindeki pek çok bilim merkezinin ortak olarak proje ürettiği, geliştirdiği saygın bir kuruluş olarak tanınmaktadır. Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi`nin de üyesi olduğu Avrupa Bilim Merkezleri ve Müzeler Birliği, gün geçtikçe ortak çalışma alanını genişleterek, ortak çalışma bilgi paylaşımı ağını genişletmektedir.

Gökbilimciler ilk kez bir karadeliğin doğumuna tanıklık etti. Güneş Sistemi`ne 22 milyon ışık yılı uzaklıktaki NGC 6946 gökadasındaki N6946-BH1 yıldızı ölürken bir karadelik oluştu.NGC 6946 gökadası, çok sık süpernova patlaması yaşandığı için, gökbilimciler arasında “Havai Fişek Gökadası” olarak anılıyor.

Bir gölün rengi ne olabilir sorusuna mavi, yeşil ve kahverengi dışında bir cevap vermek pek akla gelmeyebilir.

Keloğlan ve 23 cüce mağarada 456 altın buluyor. Keloğlan altınları dağıtmak için cüceleri birkaç gruba ayırıyor ve her gruba eşit sayıda altın vererek tüm altınları dağıtıyor.

Hava koşullarındaki değişimlerin eklemlerde ağrıya neden olduğu hayli yaygın bir inanış. Özellikle eklem iltihabı (artrit) hastalığı olan insanlar genellikle hava koşullarının ağrılarının şiddetini etkilediğini belirtir. Örneğin 558 kişiyle yapılan bir araştırmada hastaların %68`i böyle bir etkinin söz konusu olduğunu söylüyor.

Meyvenin gelişim süreci farklı basamaklardan oluşur. Büyüme aşamasında meyve dokusunun kütlesinde ve hacminde 100 kat artış olabilir. Meyvenin yenilebilir hale gelmesini sağlayan olgunlaşma süreci ise meyve maksimum büyüklüğüne ulaştıktan ve fizyolojik olarak olgunlaştıktan sonra başlar. Olgunlaşma sürecinde meyvenin dokusunda, kokusunda, tadında ve yapısındaki şeker miktarında değişimler meydana gelir. Bu süreçte hücre duvarı parçalanır, nişasta olarak depolanan karbonhidratlar daha basit ve suda çözünebilen şeker türlerine (örneğin früktoz) dönüşür.

Dinlenen bir melodinin daha sonra zihinde canlandırılabilmesi insanlara has bir yetenek. Ancak istemsiz olarak da ortaya çıkabilen bu durum zaman zaman rahatsız edici olabiliyor. İnsanların neredeyse tamamının haftada en az bir kere yaşadığı bu durumun nedeni hakkında ise yeterli bilimsel bir açıklama yok.

Günümüzde teknolojinin ne kadar hızlı geliştiği konusunda hepimiz hemfikiriz. Teknoloji hayatımızın her noktasında bizi kuşatmış durumda. Durum böyle iken de tabletler, akıllı telefonlar havalarda uçuşuyor. Yani mobiliteden bahsediyoruz  Peki, biz bu mobiliteyi eğitimde kullanacak olursak ne olur? Teknolojinin eğitime olumlu ve olumsuz yansımalarını tartışmayı bir kenara bırakıp fen eğitiminde 3-4 yıldır kullandığım mobil uygulamaların bazılarından bahsedeceğim. Bunun için sahip olmanız gereken bir tablet, projeksiyon cihazı ve tabletinizi projeksiyona bağlayacağınız bir bağlantı kablosu. İyi eğlenceler… 1.Elements 4D Bu uygulama tabletin kamerası üzerinden çalışmaktadır. DAQURI firması tarafından hazırlanmış bir uygulamadır. Adından da anlaşılacağı üzere bazı elementleri daha yakından tanımanıza olanak sağlamaktadır. Uygulama kendi sitesinden indirdiğiniz dosyaların çıktısını alıp hazırladığınız kâğıttan küpler ile çalışmaktadır. Uygulamayı çalıştırıp bu küpleri açılan kameraya tuttun ve tadını çıkarın! Hatta bir ipucu daha: bazı küpleri birleştirdiğinizde bileşikler meydana gelmektedir. Hangi küpler olduğunu bulmak ise size kalmış, iyi eğlenceler…Web sitesi: https://elements4d.daqri.com/ 2.Human Body Bu uygulama insan vücudundaki sistemleri ve bu sistemlere ait yapıları gösteren bir uygulamadır. Uygulamayı yüklediğinizde boşaltım sistemi uygulama içerisinde gelmemektedir. Uygulama içi satın alma ile sonradan eklenmektedir. Sistemleri anlatırken işinize yarayacak bir uygulamadır. 3.My Incredible Body Eğer insan vücudu ile ilgili daha ayrıntılı ve kullanışlı bir uygulama isterseniz My Incredible Body işinize fazlası ile yarayacak bir uygulamadır. Bu uygulama hem insan vücudunu daha gerçekçi bir şekilde göstermekte hem de daha ayrıntılı olarak vücut içerisinde gezinti yapmanıza olanak sağlamaktadır. Uygulama ücretli olsa da verdiğiniz paraya fazlası ile değecek bir uygulamadır. Uygulama ortaokul öğrencileri için hazırlanmıştır. 4.Meet Science: magnetism and electricity Bu uygulama mıknatısları, elektrik enerjisinin akışını ve elektromanyetizmayı anlatmaktadır. Dili İngilizce olsa da anlatımı destekleyici animayonlar ile konuyu çok eğlenceli ve anlaşılır kılmaktadır. Uygulamada konu anlatımı dışında mini quizler, oyunlar ve deney videoları da yer almaktadır. Meet Science uygulamaları ücretli uygulamalardır fakat işinize çok yarayacaktır. Biraz İngilizce biliyorsanız uygulamanın diğer konularını da satın almanızı öneririm. 5.Animal 4D Bu uygulama da diğer 4D uygulamaları gibi kendi sitesinden indirilen dokümanlar kullanılarak çalışmaktadır. Octagon Studio tarafından hazırlanmış bir uygulamadır. Öğrencilerin karşılarında belki de gerçekte hiç görmediği hayvanları gördüklerinde ne kadar heyecanlandıklarına şahit olacaksınız! Web sitesi: https://www.octagonstudio.com/4d/ 6.AstroAppBu uygulama iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısımda NASA`nın birçok astronotu ve 1981`den 2011`e kadarki bütün uçuş görevleri hakkında kısaca bilgi sahibi olabiliyorsunuz. İkinci kısımda ise öğrencilerinizin astronot kıyafeti içerisinde fotoğraflarını çekebiliyorsunuz. Özellikle 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin çok hoşuna gidiyor denemenizi tavsiye ederim.7.Stellarium Mobile Sky Map Bu uygulama ile konum ayarlarınızı açık tuttuğunuzda bulunduğunuz konumu algılayarak o an üzerinizdeki gökyüzünde bulunan bütün gök cisimlerinin yerlerini görebilirsiniz. Ayrıca tarihi ve saati ileri veya geri hareket ettirerek gök cisimlerinin geçmiş veya gelecekteki konumları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Örneğin akşam Ay`ın saat kaçta batacağını veya Jüpiter`in hangi takımyıldızı üzerinde olacağını istediğiniz zaman öğrenebilirsiniz. Bu uygulamanın bilgisayara kurulan programı da bulunmaktadır. Bunu Stellarium`un kendi sitesinden ücretsiz indirebilirsiniz. Web sitesi: https://www.stellarium.org/ 8.Solar WalkBu uygulama ile güneş sisteminde istediğiniz gezegen ve uydulara yolculuk yapabilir ve bunlar hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.  9.Explain Everything Bu uygulama ile ders anlatım videoları oluşturabilir ve internet ortamında paylaşarak hem meslektaşlarınıza hem de öğrencilerinize yardımcı olabilirsiniz. Uygulamayı çalıştırdığınızda karşınıza gelen sayfaya çizimler yaparak, resim, video veya kendi sesinizi ekleyerek ders anlatım videonuzu oluşturabilirsiniz. 10.Kibo 360 Bu uygulama Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) üzerinde bulunan Japon Uzay Ajansına ait deney modülü içerisinde 360 derecelik gezinti yapma imkânı sunuyor. Tabi öncelikle öğrencilerimize ISS`den kısaca bahsetmemiz gerekecek sonrasında verin eline tableti tadını çıkarsın.

Gün boyunca çevremizdeki bakterilerden korunmak için çeşitli önlemler alırız: Ellerimizi antibakteriyel sabunlarla yıkar, dezenfektan sıvılarla dokunduğumuz yerleri temizleriz.

Dijital (sayısal) fotoğraf makineleri yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Peki, basit bir dijital fotoğraf makinesiyle bile çok güzel gökyüzü fotoğrafları çekebileceğinizi biliyor musunuz?

Öncelikle neden meslekler ve beceriler değişiyor kısaca ondan bahsedelim. Bilgi çağı hızlı bir şekilde ilerliyor. Bilgiye ulaşma ve sahip olma şekilleri de hızlı bir şekilde değişiyor. Dünya`daki bilgi yaklaşık olarak 40 ayda 2 katına çıkarken bilgisayar teknolojisi de 18 ayda 2 katına çıkıyor. Bu inanılmaz bir değişim ve daha da hızlanacağa benziyor! Bu değişimi yakalayamazsak gelecekte kötü senaryolar bizleri bekliyor olacak. Peki bu değişimi nasıl yakalayacağız? Bunun için hangi becerilere sahip olmamız gerekiyor?Yapılan araştırmalar gelecekte hangi becerilere sahip olmamız gerektiğini açıkça öngörüyor. Bu beceriler 21. yüzyıl becerileri olarak da adlandırılıyor. Bu beceriler ile ilgili çeşitli gruplandırmalar yapılsa da ben en çok öne çıkan becerileri şu şekilde: Problem çözme Eleştirel düşünme Yaratıcılık Bilgi ve iletişim teknolojileri okuryazarlığı (İnovasyon) İşbirliği (Sanal İşbirliği) Adapte olma (İletişim) Disiplinler arası entegrasyon Kültürlerarası yetkinlik (Küresel vatandaşlık) Girişimcilik Uzmanlar gelecekte diploma sahibi olmanın bir işe yaramayacağını önemli olanın beceri gelişimi olduğuna dikkat çekiyor. Peki bu becerileri gerekli kılan meslekler neler olacak? Şimdi de geleceğin mesleklerinden bahsedelim. Biliyorsunuz ki teknolojik ilerlemeler ile sanayi devrimleri meydana geliyor. Günümüzde de 4. sanayi devrimi (endüstri 4.0) çoktan meydana gelmiş durumda hatta endüstri 5.0 üzerinde konuşuluyor. Sanayi devrimlerinden bahsetmeyeceğim ama aşağıdaki görsel 1. sanayi devriminden 4. sanayi devrimine kadar kısa bir özet sunuyor. Görsel-1: https://www.capital.com.tr/images/Haberler/er2.jpg Endüstri 4.0 ve sonrasında hangi meslekler popüler olacak? Çeşitli araştırmalardan yaptığım derlemeye göre sizlere en popüler meslek alanlarını çıkardım: Yapay Zeka Otonom Taşımacılık Biyoteknoloji Nanoteknoloji Malzeme Bilimi Kuantum Bilgisayar Teknolojisi Uzay Teknolojileri Nesnelerin İnterneti 3D Baskı Teknolojisi Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Büyük Veri Alanlar arasında dikkat çekici 2 nokta var. Birincisi teknoloji ve yazılımın her alanda ön plana çıkıyor olması. Yani hemen hemen herkesin yazılım bilmesi gerekecek. Hatta size ekstra bilgi: yazılım işi kısa kod üzerine ilerliyor! İkincisi ise farklı disiplinlerin birlikteliği. Artık tek bir disiplin alanında uzmanlaşma hakkındaki yaygın inanış bitti. Geçerli olan birden fazla disiplini bir araya getirme anlayışı. Bu eski ve yeni anlayış arasındaki fark aşağıdaki görselde verilen benzetme ile açıklanabilir. Görsel-2: https://medium.com/@michaeldsimmons/how-elon-musk-learns-faster-and-better-than-everyone-else-a010a4f586ef Birinci şekilde birden fazla disiplinde uzmanlaşmış olan farklı ve zengin bakış açısına sahip bir bireyin anlayışını yansıtırken, ikinci şekil tek bir disiplinde uzmanlaşmış bir bireyin anlayışını yansıtıyor. Meslek seçimi geleceğinizi ilgilendiren önemli bir konudur. Bundan dolayı sizlere geleceğin meslekleri hakkında fikir sunmaya çalıştım. Meslek seçimi yapacak veya seçmiş olanların da bunları dikkate alarak hareket etmesinde yarar var. Aksi halde seçtiğiniz mesleğin gelecekte var olmam ihtimali bile olacaktır.Ayrıntılı bilgi için kaynaklara göz atabilir ve benimle iletişime geçebilirsiniz. E-posta: myalcingungor@gmail.com Facebook: https://www.facebook.com/myalcingungor Linkedin: https://www.linkedin.com/in/myalcingungor/  

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Sloan Yönetim Bilimleri Fakültesi`nden sekiz öğrenci, bakımevlerinde hayatlarını sürdüren yaşlıların dışarıdaki dünyayı görsel olarak keşfetmelerine imkân sağlayan bir sanal gerçeklik uygulaması geliştirdi.

Türkiye'de bilim ve teknolojinin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi amacıyla kamu ve özel sektörde faaliyet gösteren paydaşların bir araya geldiği, Türkiye Bilim ve Teknoloji Merkezleri Konferansı TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. A. Arif ERGİN'in ve Matematiğin Aydınlık Dünyası kitabı yazarı Prof. Dr. Ali Sinan SERTÖZ'ün katılımlarıyla 17 – 18 Mayıs 2017 tarihlerinde Konya Bilim Merkezi`nde gerçekleştirilecektir.

Türkiye'nin okul odaklı olarak lisanslanan ilk ve tek MAKER panayırını 2016 yılında düzenleyen TED Adana Koleji, 2017'de ikinci kez, il bazında gerçekleştirmek üzere lisansını aldığı Adana Mini Maker Faire adlı etkinliği 26 -27 Mayıs 2017 tarihlerinde, Adana iline yönelik olarak, TED Adana Koleji kampüsünde gerçekleştirecektir. Konferans, proje sunumları, bilimsel şovlar, eğitimler, kamp, gibi etkinliklerin gerçekleştirileceği ve 2 gün sürecek panayırda, ev sahibi olan TED Adan Koleji, MAKER hareketine gönül veren öğrenci ve öğretmenleri ağırlamaktan ve projelerini sergileme imkânı sağlamaktan onur duyacaklarını bildirmiştir. MAKER panayırında projelerini sergilemek ve/veya atölye(workshop) çalışmaları yapmak/yaptırmak isteyen okullar, makerlar 28 Nisan 2017 tarihine kadar https://adana.makerfaire.com adresinde yer alan kayıt formunu doldurarak başvurmaları beklenmektedir. Etkinlik Tarihi: 26 -27 Mayıs 2017 Kayıt:  https://adana.makerfaire.com Son Başvuru Tarihi: 28 Nisan 2017

Orta Doğu Teknik Üniversitesi`nden (ODTÜ) Doç. Dr. Ahmet Uysal ile sosyal psikoloji ve farklı uygulama alanları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. TÜBİTAK Bilim Genç: Kendinizi ve branşınızı, yani psikolojiyi, kısaca tanıtır mısınız?

İnsanlar özellikle de ergenler genellikle geceleri geç saatlerde yatar, sabah ise vaktinde kalkmakta zorlanır. Bu durumun neden olduğu uyku düzensizliği problemini çözmek için önerilen yöntemlerden biri, derslerin başlama saatinin daha geç saatlere alınması ya da çalışan kişilerin iş yerlerinde esnek çalışma saatlerine sahip olması. Surrey Üniversitesi ve Harvard Tıp Fakültesi`nden bilim insanları bu yöntemlerin uyku düzensizliği üzerindeki etkisinin kalıcı olmadığını düşünüyor. Çözüm ise hayatımızı doğal aydınlık-karanlık döngüsüne göre şekillendirmek.

TÜBİTAK Bilim Genç Dergisi Yayın Yönetmeni Dr. Bülent Gözcelioğlu'nun objektifinden Afrika ve Antartika biyoçeşitliliği sergisi, 18-28 Nisan 2017 tarihleri arasında Hacettepe Üniversitesinde düzenlenecektir.

Saniyede 7700 m hızla hareket eden bir uzay mekiği Dünya`ya dönerken yüksekliğinden ve hızından kaynaklanan muazzam enerjisini çok kısa sürede kaybeder.

Sabun baloncuğu ile oynamak birçoğumuz için hayli eğlencelidir; iki ya da üç boyutlu bir cismi sabunlu suyun içerisine daldırıp çıkardıktan sonra üflersek baloncukların uçuşunu seyredebiliriz.

İnsanoğlunun tarih boyunca en çok merak ettiği şey nedir? Bu soruya farklı cevaplar verilebilir, ancak çoğunlukla “gelecekte ne olacağı” merak edilir. Bunun yansıması olarak da karşımıza geleceğe yolculuk, gelecekteki araçlara dair öngörüler, yeni buluşların gelecekte ne işe yarayacağı gibi birçok kurgu çıkar. Geçmişten gelen yol tektir ancak gelecek birçok yol ayrımına sahiptir ve karar gerektiren her ayrımın sonuçları belirsizdir. İşte bilim alanlarında belirsizliğin olduğu yerde matematik, matematikte de “olasılık” çıkar karşımıza.

Ayrancı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Arda GÜNDOĞAR ve Oktay TOPRAKSOY, TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışmasında okul terkiyle ilgili yaptıkları çalışma ile Ankara bölge sergisine davet edildi. Okul terkinin nedenlerini ve önlenmesine yönelik çözüm önerilerini, okul terki yaşayan öğrenciler ve öğretmenlerin görüşlerinden yararlanarak ortaya çıkarmayı amaçlayan öğrenciler okul terki yaşamış 12 öğrenci ve 6 öğretmen ile nitel yöntemlerden görüşme tekniğini kullandılar. Milli Eğitim Bakanlığı 2015-2019 Stratejik Planı`nda yer alan verilere göre 2014 yılında ortaöğretim öğrencilerinin %34,8`inin 20 günün üzerinde devamsızlık yaptığı ifade edilmektedir. Bununla birlikte, okul terki oranının %38,2 olduğu görülmektedir. Bir ülkede okul terki oranları o ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel koşulları hakkında ipucu verebilmektedir. Okul terkinin öneminin farkında olan toplumlar, bu sorunu çözebilmek için politikalar geliştirmektedir. Okul terkinin uzun vadeli sonuçları değerlendirildiğinde hem birey hem de toplum açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı açıktır.Araştırmada ilk olarak öğrencilere göre okul terkinin nedenlerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Buna göre başarısızlık, devamsızlık, ilgisizlik, ailevi sorunlar ve uyum başlıca nedenler olarak ifade edilmiştir. Çalışma grubundaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun daha önce dersine giren öğretmenlere göre ise maddi sorunlar, ilgisizlik ve disiplin sorunlarının okul terkinin nedenleri olarak öne çıktığı görülmektedir. Belirtilen nedenler büyük ölçüde örtüşse de öğretmenlerin birincil neden olarak gösterdikleri maddi sorunların hiçbir öğrenci tarafından neden olarak belirtilmediği görülmektedir. Araştırmanın ikinci alt probleminde okul terki sonrası ailelerin tepkisi sorulmuş ve öğrencilerin yarısı kızgınlık cevabı verdiği görülmüştür. Dikkat çeken başka bir bulgu ise görüşülen öğrencilerin 4`de 3`ünün 9. sınıfta okulu terk etmesidir. Araştırmada üçüncü olarak okul dışındaki hayatın çekici yanları belirlenmeye çalışılmıştır. Öğrenciler ağırlıklı olarak daha çok boş zamanları olduğunu ve sosyal hayatlarının daha iyi geçtiğini belirtmiştir. Bu durum okul terki sonrası öğrencilerin yaygın eğitime devam etmediği ve iş hayatına atılamadığının göstergesi olabilir. Araştırmada son olarak hem öğrenci hem de öğretmen görüşlerine göre okul terkine yönelik çözüm önerileri belirlenmiştir. Öğrencilerin %83,33`ü destek görmenin en önemli çözüm olduğunu ifade etmiştir. Burada algılanan sosyal desteğin önemi ortaya çıkmaktadır. Gerek okuldaki öğretmenler ve rehberlik servisi, gerekse aileden görülecek destek son derece önem kazanmaktadır. Öğretmenlerin okul terkine yönelik çözüm önerilerine bakıldığında etkili rehberlik ve sosyal aktivitelerin artırılmasının ağırlıkta olduğu; ders saatlerinin azalması, okulun fiziki koşullarının iyileştirilmesi ve veli işbirliğine dikkat çekilmektedir. Araştırmacılar okul terkini önlemeye yönelik politikalara ihtiyaç duyulduğunu ve okul terki riski taşıyan öğrencilerin tespit edilmesinin öneminin altını çizmektedir. Okul terki yaşayan öğrencilerin yaygın eğitim kurumlarına yönlendirilmesi son derece önemlidir. Okul rehberlik servisinin öğretmen ve velilerle işbirliği yapması okul terkini azaltabilir. Bu çalışmanın sonuçlarından birisi de okul terkinin en fazla 9. sınıflarda olduğu sonucudur. Bu bağlamda liseye yeni başlayan (9. sınıf) öğrencilerinin okula uyumunu sağlayan programlar uygulanabilir. Araştırmacılar okul terki nedenleri konusunda daha fazla araştırma gerçekleştirilmesini ve bu araştırmaların farklı bölgelerde yapılmasını önermektedir.

Ortaokuldaki ve lisedeki kimya derslerinde öğretilen temel bilgilerden biri soygaz atomlarının kendi başlarına kararlı olduğu, başka elementlerin atomlarıyla bir araya gelerek bileşik oluşturmayacaklarıdır. Ancak bu ve benzeri kimya yasaları sadece aşina olduğumuz sıradan koşullar altında geçerlidir. Yeryüzündekinden çok daha farklı koşullar altında soygazların da bileşikler oluşturması mümkündür.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Sürekli Eğitim Merkezi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Dönem Arası Seminerleri ile farklı alanlardan katılımcıların deneyimli akademisyenlerle bir araya gelmesi ve disiplinler arası çalışmaların teşvik edilmesi amaçlanıyor. Bilim Genç Dergisi Yayın Yönetmeni Dr. Bülent Gözcelioğlu da 5. Dönem Arası Seminerleri`nin konuşmacılarından biriydi.

Pi sayısının ilk üç rakamının takvimlerdeki karşılığı 14 Mart (3/14) her yıl Pi Günü olarak kutlanıyor. Matematikçileri bir araya getiren Pi Günü`nü Bilim Genç dergisi simit ve üçgen peynir ile kutlayacak. Bilkent Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Azer Kerimov ve Prof. Dr. Ali Sinan Sertöz`ün de katılacağı etkinlik tüm matematik severlere açık!

Gökbilimciler yakın gelecekte Einstein`ın genel görelilik kuramını bir sınavdan daha geçirmeyi planlıyor. Einstein genel görelilik kuramını geliştirirken, statik bir evren modeli elde edebilmek için denklemlere kozmolojik sabit adı verilen bir terim eklemiş, ancak daha sonraları yapılan gözlemler evrenin statik olmadığını aksine giderek genişlediğini gösterince kozmolojik sabiti denklemlerden çıkarmıştı.

Ağızda oluşan kötü kokunun nedeni kolayca buharlaşabilen bazı sülfür bileşikleridir. Ağız boşluğundaki mikroorganizmalar protein temelli bileşikleri parçalayarak bu bileşikleri oluşturur.

Isaac Newton`un tüm zamanların en iyi bilim insanlarından biri olduğu herkes tarafından bilinir ancak İngiltere Kraliyet Darphanesi`nde yaklaşık 30 yıl yöneticilik yaptığı pek bilinmez. On yedinci yüzyılın sonlarında İngiltere`nin gümüş paralarla ilgili büyük bir sorunu vardı. O zamanlarda para “basma” işlemi, değerli madenden dökülmüş bir levhadan çekiç darbeleriyle belirli ağırlıkta parçalar koparmaktan ibaretti.

Mart ayının ilk günlerinde hilal şeklinde görünen Ay`ı gün batımından sonra Mars, Venüs ve Uranüs ile birlikte batı ufkunun üzerinde gözlemlemek mümkün.

Bumerangların geçmişi binlerce yıl öncesine dayanıyor. Başlangıçta avlanmak amacıyla silah olarak kullanılan bumeranglar atıldıklarında geri dönmüyordu. Atıldığı noktaya geri dönen bumeranglar genellikle spor ve hobi amaçlı kullanılıyor.

Tasarla ve Yap köşesinin bu etkinliğinde maliyeti uygun atık malzemelerden yararlanarak, serinlemek için evde, ofiste, seyahatte, kampta, kısacası ihtiyaç duyduğumuz her yerde kullanabileceğimiz bir mini fan düzeneği tasarlayacağız.

Çocuklarınızla Yapacağınız Bilimsel Aktiviteler Yoğun iş temposunda kendine bile vakit ayıramayan ebeveynler çocuklarıyla az ilgileniyorlar. Fakat çocukların gelişiminde ebeveynlerin önemli rolü vardır. Çünkü çocuklar öğretmenlerinin yanı sıra evde anne ve babalarıyla birlikte yeni şeyler keşfeder ve öğrenirler. Evde çocuklarınızla yapacağınız bilimsel etkinlikler çocukların bilime yönelik ilgi ve meraklarını artırmakta ve olumlu tutum geliştirmelerine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, çocuklarınızla kaliteli vakit geçirebileceğiniz bu etkinlikler fen derslerindeki kavramları anlamalarında da etkili olacaktır. Ailelerin bilim-okuryazarlığını destekleyen ve evde kolaylıkla yapılabilen eğlenceli bilimsel aktiviteler paylaşmaya uzun bir aradan sonra devam ediyorum. Bilimi Eve Getiren Aktiviteler 4: Kağıt Kromatografisi Anahtar Kavramlar Renkler Çözeltiler Moleküller Kromatografi Ana renkler Renkler Nasıl Oluşur? Parlak ve canlı renkli kalemler veya boyalar kullanmayı sever misiniz? Bu renklerin nasıl oluştuğunu hiç merak ettiniz mi? Haydi renk dedektifi olalım! Renk çeşitliği, farklı renkli moleküllerin bir araya gelmesiyle oluşur. Çoğu boya kalemi ona rengini veren bir boya karışımından meydana gelir. Farklı renkler elde etmek için boya malzemeleri karıştırılır. “Sarı No. 5” gibi bazı renkli moleküller sentetiktir. Karotenoid gibi diğerleri ise doğal kaynaklardan elde edilir. Karotenoidler havucunuzu turuncu yapan moleküllerdir. Saftan gibi konsantre doğal ürünlerden elde edilir. Turuncu ve yeşil gibi birçok renk, ana renklerin harmanlaması ile elde edilir. Gözlerimiz tek bir renk gibi görse de birden fazla rengin bir araya gelmesiyle oluşur. Nesnelerin Rengini Nasıl Görüyoruz? Nesneleri görüyoruz çünkü ışıkları gözlerimize yansıyor. Bazı moleküller yalnızla belirli renkleri yansıtır. Yansıyan bu renkli ışık gözlerimize ulaşır ve beynimize belli bir renkte olduğu sinyalini verir. Çoğu zaman gördüğümüz renkler, farklı renk moleküllerinin bir karışımı tarafından yansıtılan ışığın bir birleşimidir. Kromatografi Nedir? Kağıt kromatografisi, bir çözeltinin bileşenlerini ayırmak için kimyagerler tarafından kullanılan bir yöntemdir. Çözeltiyi bileşenleri ayırmak için özel kağıt şeridine ufak bir miktar numune alınır. Kağıt şeridin ucu su, yağ veya izopropil alkol gibi bir çözücüye batırılır ve kağıt yavaş yavaş çözücüyü emer. Farklı renk molekülleri kağıt üzerinde farklı hızlarda hareket eder. Kromatografik kağıdı üzerinde renk şeritleri oluşur ve sonuç olarak çözelti bileşenlerine ayrılır. Bu etkinlik ile çocuklarınıza keçeli kalemlerin içindeki gizli renkleri keşfetmelerine yardımcı olabilirsiniz. Çocuklarınız bu sayede renkleri ayrıştırmak için kendi kağıt kromatografisini tasarlar. Kromatografi, renk pigmentlerini ayırma süreci hakkında bilgi edinmek için bu aktiviteyi çocuğunuzla birlikte yapın. Gerekli Malzemeler İki tane beyaz kahve filtresi Makas Cetvel İstediğiniz renklerde keçeli kalem ya da mürekkepli kalem Kurşun kalem ( test edeceğiniz her renk için bir tane) Su bardağı (test edeceğiniz her renk için bir tane) Su Bant ya da klips Not almak için kağıt ve kalem Hazırlanışı • Kahve filtrelerini yaklaşık olarak 2 cm genişliğinde ve en az 6 cm uzunluğunda olacak şekilde denemek istediğiniz renk sayısınca kesin. • Her kağıt şeridin alt ucundan yaklaşık 1 cm yukarısını kurşun kalem ile çiziniz. • Test etmek istediğiniz rengi alın ve kurşun kalem ile belirlediğiniz hattın ortasına kısa bir çizgi çizin. • Kağıt şeridin üst kısmını bir kurşun kalemin etrafına sarın ve yapıştırın. • Daha sonra içerisinde biraz su bulunan bardağın içine sallandırın. Kağıdın ucunun sıvıya değmesine dikkat edin. Suyun mürekkep ile çizdiğiniz yere değmesi gerekmez. • Birkaç dakika bekleyin ve renk değişimini gözlemleyin. • Denemek istediğiniz her renk için yukarıdaki aşamaları tekrarlayın. Not: Renklerin tam spektrumunu görmek için daha uzun şeritlere ihtiyacınız olabilir. Bilimsel Sorgulama 1. Test etmek istediğiniz renklerin bir renk karışımıyla mı yoksa tek bir renk molekülünden mi oluştuğunu düşünüyorsunuz? Aşağıdaki tabloya benzer bir tablo oluşturarak önce tahminlerinizi yazınız. Renk Tahmin Gözlem                   2. Suyun ne gibi rol oynayacağını düşünüyorsunuz? 3. Kağıt şeritleri su yükselirken gözlemleyin. Kağıt şeritlerdeki renkli çizgilere ne oldu? 4. Herhangi bir renk ayrımı görüyor musunuz? 5. Hangi renkleri algılarsınız? 6. Renkler hareket etti mi? 7. Farklı renklerin hareket hızları aynı mı? 8. En üstte hangi renkler var? Yani hangi renk pigmentleri daha hızlı hareket etti? 9. En altta hangi renkler var? Hangi renk pigmentleri yavaş hareket etti? 10. Şeritleri sudan çıkardıktan sonra renkler hareket etmeye devam ediyor mu? 11. Her bir kağıt şerit kaç tane renk bileşeni içeriyor? 12. Toplam kaç renk tespit edebilirsiniz? Bilimsel Görüş Keçeli kalemdeki mürekkepler genellikle farklı renklerin karışımından oluşur. Bazı renkler, içerdikleri kimyasal maddelerden dolayı suda diğer renklere oranla daha kolay çözünür. Böyle renkler kağıtta hızla yükselir. Bazı renkler ise suyu sevmeyen kimyasal maddeler içerir. Bu renkler suda yavaş çözündüğü için renk pigmentleri yavaş hareket eder ve kağıdın alt kısmında kalır çok fazla yukarı çıkamazlar. Kromatografi sayesinde renklerin ya da renkleri oluşturan boyaların ayrışması sağlanır. Kahve filtre kağıdı, boyayı emer ve farklı renkler farklı hızlarda kağıt üzerinde hareket eder. Bu hareket sonucunda kağıt üzerinde renk spektrumları oluşur. Örneğin kahverengi mürekkebin; mavi, sarı ve pembe renklerden oluştuğunu gözlemlediniz. Bu aktivitede kromatografi kağıdı olarak kahve filtresi kullanarak renkleri bileşenlerine ayırdınız. Kahve filtre kağıdı yerine kurutma kağıdı kullanmayı da deneyebilirsiniz. Daha kesin sonuçlar elde etmek için ise bilimsel kromatografi kağıdı kullanmalısınız. Kaynak: Scientific American

İçinde kuruyemiş bulunan bir kavanozu çalkaladığınızda büyük kuruyemişlerin kavanozun üst kısmında toplandığını, küçük olanların ise kavanozun alt tarafına doğru hareket ettiğini gözlemlemişsinizdir. Brezilya fıstığı etkisi olarak adlandırılan bu olgu ilk bakışta mantıksız gelebilir, çünkü daha büyük dolayısıyla daha ağır parçacıkların aşağı doğru hareket etmesi gerektiğini düşünebilirsiniz.
bilimiletisimi.com © 2016-2025 Bi Network, Stanford, California