
Bilim ve teknoloji güneşi bu kez Kastamonu`da yükseldi. STEM & Makers Fest/Expo, 25-26 Eylül 2021 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab, Ankara Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği, Kastamonu Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Kastamonu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi`nde gerçekleştirildi.
Kapsayıcı bir bakış açısıyla toplumun her yaş kesiminden bireyleri bilim ve teknoloji ekseninde bir araya getiren STEM & Makers Fest/Expo ile katılımcıların bilim ve mühendislik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği sergi, bilim şovları ve atölye çalışmalarıyla üreten bilim kültürü teşvik edilmektedir. Toplamda 200 bini aşkın katılımcının etkin katılım gösterdiği STEM & Makers Fest/Expo`ya katılım ücretsizdir.
Yeni normalleşme sürecinde katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte Kimyanın Gizemli Renkleri, Nanoteknoloji, Öğrencinin Kimyası bilim şovları, etkileşimli Leonardo`nun Makineleri sergisi ve her yaştan katılımcıya hitap eden Kaosun Ritmi, Böcek Robot, Geometrik Tasarım, Denge Piramidi, Mekatronik, Mühendis Beyinler, Mühendis Çocuk: Elektronik 101, FabLAB, Genlerin Dünyası, Einstein STEM Lab, TI Teknolojileri ile STEM, Ölçme ve Değerlendirme: PISA ve TIMSS, 3 Boyutlu Tasarım gibi birbirinden farklı atölye çalışması gerçekleştirildi.
Katılımcılar arasında yer alan Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Ahmet Kaçar, Kastamonu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Serkan Demirkıran ve Hacettepe STEM Maker Lab Başkanı ve STEM Maker Fest/Expo Koordinatörü Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı gerçekleştirilen etkinliğin bireylerin bilim ve teknoloji kültürüyle yetiştirilmesi sürecinde bu tür etkinliklerin önemi ve katkıları hakkında paylaşımlarda bulundu. Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı ayrıca festivali destekleyen Ankara Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği başta olmak üzere etkinliğe katkı sunan herkese teşekkürlerini iletti. STEM & Makers Fest/Expo Kastamonu Koordinatörü olan Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Kaya, toplumun her kesiminden bilim ve teknoloji meraklılarını bir araya getirmenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.

7`den 70`e bilim ve teknoloji meraklılarını bir araya getiren STEM & Makers Fest/Expo, 18-19 Eylül 2021 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab, Ankara Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Kongre Merkezinde gerçekleştirildi.
Bilim ve toplumu ortak bir platformda bir araya getirerek üreten toplum kültürünü desteklemeyi amaçlayan, içerisinde Ankara, Adıyaman, Malatya ve Van gibi illerin de bulunduğu 10 farklı ilde gerçekleştirilerek günümüze kadar 200 bini aşkın katılımcıyı bir araya getiren STEM & Makers Fest/Expo, dolu dolu etkinlikleriyle Bolu halkıyla buluştu. Festivalde etkileşimli Leonardo`nun Makineleri sergisi, Kimyanın gizemli renkleri gibi bilim şovlarının yanı sıra Mekatronik, Mühendis Beyinler, Mühendis Çocuk: Elektronik 101, FabLAB, Genlerin Dünyası, Elektroforez, Einstein STEM Lab, TI Teknolojileri ile STEM, LEGO Teknolojileri ile Uygulamalı Bilim, Ahşap Tasarım ve 3 Boyutlu Tasarım gibi birbirinden farklı atölye çalışması gerçekleştirildi. Festival kapsamında ayrıca öğretmenler için de çok sayıda atölye vardı. Örneğin, PISA ve TIMSS gibi uluslararası sınav soruları ile ilgili Prof. Dr. M. Fatih Taşar tarafından düzenlenen atölye bunlar arasındaydı.
Festivalde Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektör yardımcıları Prof. Dr. Aydın Him ve Prof. Dr. Kâmil Güzel, Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü temsilcisi Sayın Fatih Fedakar, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Sayın Erkan Tekinarslan da katılımcıları yalnız bırakmadı. STEM & Makers Fest/Expo Koordinatörü Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı, gerçekleştirilen etkinliğin toplum ve eğitim açısından önemini vurgulayarak festivali destekleyen Ankara Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliği başta olmak özere emeği geçen herkese teşekkürlerini iletti. STEM & Makers Fest/Expo Bolu Koordinatörleri olan Dr. Öğr. Üyesi Orhan Curaoğlu ve Doç. Dr. Bahadır Altıntaş, özellikle gençlerin bu tarz etkinliklere yoğun ilgi göstermesinden ve bilim insanları ile bu vesileyle iletişim kurmalarından çok mutlu olduklarını belirttiler. Özellikle festival programında çok sayıda bilim kadını yer aldı. Örneğin, Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Semra Akgönüllü, nanoteknoloji ve biyo sensörler konusunda katılımcılar ile deneyler yaparak Hacettepe Üniversitesi Biyokromatografi ve Biyoteşhis Araştırma Grubu tarafından yapılan buluşlar hakkında paylaşımlarda bulundu. Festival kapsamında çok sayıda bilim insanının çalışmalarını geleceğin bilim insanları olan çocuklarımız ile paylaşmaları çocukları Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar gibi bilime ve insanlığa önemli katkı sağlayabilecekleri konusunda daha da cesaretlendirecektir.
Bir sonraki STEM & Makers Fest/Expo, 25-26 Eylül 2021 tarihlerinde Kastamonu Üniversitesi'nde düzenlenecektir. Katılımın ücretsiz olduğu bu etkinliğe katılmak isteyen herkes kaydını aşağıdaki internet sayfasından yapabilir: www.stemandmakers.org

Yine kendi ekibimizin çok işine yarayan web sayfalarını ve takipçilerimizden gelen önerileri derledik sizler için. STEM & Makers öneriyor!
1- QUIZIZZ: Quizizz ile anketler, sınavlar, quizler oluşturabiliyorsunuz. Oluşturduğunuz bu içerikleri çabucak değerlendirme ve dönütler verme imkanınız var. Aynı zamanda sayfada diğer öğretmenler tarafından hazırlanmış farklı içerikler de mevcut.
2-DESMOS: Eminiz Matematik öğretmenlerimiz de interaktif araçlara oldukça ihtiyaç duyuyor. Desmos grafik çizimleri konusunda oldukça etkili bir araç. Tüm öğrenci ve öğretmenler bu platformda matematiksel işlemleri grafiğe dökebilir ve sosyal medyada rahatlıkla paylaşabilir. Kullanıcı dostu bir arayüzü var.
3-FLIPGRID: Flipgrid, 180`den fazla ülkede, milyonlarca doktora öğrencisi, eğitimci, öğrenci ve aileler tarafından aktif olarak kullanılan, video tartışma ve geri bildirim verme platformu. Flipgrid ile öğrenciler kısa videolar kaydeder ve birbirlerinin videolarına cevap verebiliyor. Eğitimciler videoları izleyebilir, öğrencilere anlık geri bildirimlerde bulunabilir ve hatta videolar üzerinden değerlendirme yapabilir. Flipgrid ile ödevler, projeler verebilir, hatta tüm öğrencilerinizin çalışmalarını puanlayabilirsiniz.
4-PROPROFS: Bu platformda, küçük quizlerin yanı sıra bulmacalar, akıl oyunları, anketler, tartışmalar, kurslar hazırlayabiliyorsunuz. Belli bir yere kadar ücretsiz kullanabildiğiniz çok farklı hizmetler sunabilen bir sen sayfası. Gezinirken bir kaç Türkçe içeriğe de rastladık.
5-EDPUZZLE: Edpuzzle tersyüz sunıf uygulamalarında kullanılabilecek başarılı bir uygulama. Edpuzzle uygulaması ile internette bulunan herhangi bir videoyu kullanarak kendi sesinizle anlatım yapabilir ve buns sesli notlar ekleyebilirsiniz. Hatta video boyunca öğrencileriniz için sorular ekleyip videolara eklenen sorulara öğrencilerin verdikleri cevapları gözden geçirebilirsiniz.
6- POWTOON: Tüm yaş gruplarının kolaylıkla içerik hazırlayabileceği animasyonlu-sunumlar ve videolar oluşturabileceğiniz bir site.
7-KAHOOT: Oyun tabanlı bir öğrenme platformu. Karantina bitene kadar öğretmenlere premium hesaptan ücretsiz yararlanma fırsatı da tanıyor. Kendi küçük mücadele oyununuzu hazırlayıp öğrencilerinizle paylaşabilirsiniz. Biz denedik! Çok eğlenceli!
8-STORYBİRD: Kendi küçük şiir veya masal kitaplarınızı oluşturabileceğiniz, yaratıcılığı besleyecek bir sürü görselle dolu web sayfası. İsterseniz başkalarının oluşturduğu öykülere de göz atabilirsiniz! Ayrıca kullanımı da oldukça kolay!
9-PADLET: Online bir mantar panonuz olsun ister miydiniz? Üstelik tüm öğrencileriniz sizin bu mantis panonuzun içeriğine erişebilsin. Üstelik bu panoya pek çok farklı türde döküman ekleyebiliyorsunuz.
10-QUIZLET: Kelime öğrenmek her dil için önemli bir kazanım değil mi? Her ne kadar QUIZLET dil eğitimcilerinin sıklıkla kullandığı bir platform olsa da biz yaratıcılığınıza güveniyoruz.

STEM & Makers Festival ve Fuarı
23-24 Mart 2019, Adıyaman Üniversitesi
İl Milli Eğitim Müdürü Ahmet Alagöz, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, Hacettepe Üniversitesi temsilcileri, öğrenciler, öğretmenler ve veliler, merhabalar. STEM Makers Fest ve Expo için ilk kez Adıyaman`a gelmekten onur duyuyorum.
A.B.D. Büyükelçiliği adına, bu fuarı mümkün kılan tüm ortaklarımıza teşekkür etmek istiyorum – Adıyaman Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Turkish STEM Alliance, Texas Instruments, STEM Haberleri Kaynağı (bilimiletisimi.com) ve özellikle de Prof. Dr. Gültekin Çakmakçı'ya bu etkileyici etkinliği koordine etmekteki kararlı çabaları için teşekkür etmek istiyorum.
Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.†demiştir. Hayattaki en gerçek rehber bilimdir. Ayrıca “Bütün ümidim gençliktedir.†de demiştir. Bugün burada tamamen bilimsel keşif ve inovasyonla ilgilenen yeni neslin coşkusuyla dolu bir salondayız. Sizin nesliniz hayatınız boyunca benzeri görülmemiş mücadelelerle karşı karşıya kalacak. İnsanlar Mars`a seyahat edebilir, hatta orada yaşayabilir mi? İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak veya yeni çevreye kendimizi adapte etmek için ne yapabiliriz? Sosyal medya ve yapay zekâ gibi yeni bilgisayar teknolojileri insan deneyimini nasıl etkileyecek? Atatürk`ün dediği gibi, bu ve daha birçok mücadeleyi çözme konusunda ümidimiz sizlersiniz. STEM öğrenimi size bu konuda yardımcı olacaktır.
STEM güçlüdür çünkü evrenseldir. Matematik, Javascript, fizik yasaları –bu diller ve prensipler sınırları, dinleri, toplumsal cinsiyetleri ve kendimizi tanımlamakta kullandığımız diğer özellikleri aşarlar. Eğer bu becerilere sahipseniz, bir sorunu çözmek için herhangi biriyle işbirliği yapabilirsiniz. Hatta, çok çeşitli insanların dahil olması, yeni bir çözüm bulma şansınızı artırır. Belirli bir problem üzerinde özgün perspektiflerinizi birleştirerek, tek bir kişinin kendi başına keşfedemeyeceği çözümler görmeniz olası. Dışişleri Bakanlığı olarak biz dünyanın her yerinden insanları diğer uluslararası araştırmacılarla birlikte zor sorunların üstesinden gelmeleri için sık sık Amerika`ya gönderiyoruz. Mesela Türk bilim insanı Canan Dağdeviren. MIT ve Harvard`daki iş arkadaşlarıyla birlikte, tıbbi implantların şarj edilerek hastaların tekrar tekrar ameliyat olmasını engelleyecek teknolojiyi geliştirdi. Bu hayat değiştiren teknoloji Türk, Amerikan ve diğer bilim insanlarının, dil ve kültürel farklara rağmen birlikte bilimdeki ortak becerileri aracılığıyla yaptıkları ekip çalışmasının sonucudur.
Maalesef, STEM uzmanlarına olan talep hala arzdan çok daha fazladır. Birçok öğrencinin STEM alanlarıyla karşılaştığı tek yer sınıfın içinde –ders kitapları incelerken, formülleri ezberlerken veya en iyisi, sıkıcı laboratuvarlarda deney beherine bakarkendir. Bu deneyimlerin insanın içinde STEM aracılığıyla dünyanın en büyük sorunlarını çözmek için hayatını adamak tutku ve gayretini ateşlemesi pek olası değildir. Bu STEM ve Makers Festival ve Fuarı farklı. Çocuklar, bugünün workshoplarında hemen kodlama, inşa etme, deney yapma ve daha fazlasını yapacaklar. Bu deneyimlerin öğrencilerde STEM`e hayat boyu sürecek bir sevgiyi ateşleyeceğini ve kendilerini daha güçlü hissedeceklerini umuyoruz.
Ford Model T otomobilini üreten fabrikalardan NASA`nın aya gitmesine; Thomas Edison`un ampulü icadından Silikon vadisinin sürekli devam eden inovasyonlarına, Amerika Birleşik Devletleri teknolojik keşiflerin öncüsü olmuştur. Amerika Büyükelçiliği olarak Hacettepe Üniversitesi ve onların ortaklarıyla birlikte aynı inovasyon ve keşif ruhunu burada Adıyaman`da geliştirmekten dolayı memnunuz. STEM`e olan bağlılığınıza ve Adıyaman`ın öğrencilerine teşekkür ederiz. Festivalin keyfini çıkarın!

KÜLTÜR ATAŞESİ JEN CURATOLA-WOZNIAK'IN KONUŞMASI
STEM & Makers Festival ve Fuarı
15 Aralık 2018, 12:30, İnönü Üniversitesi
Milli Eğitim Bakanlığı, İnönü Üniversitesi ve Malatya Belediyeleri temsilcileri, öğrenciler, öğretmenler, ve anne-babalar, merhabalar. STEM ve Makers Festival ve Fuarı için ilk kez Malatya`da bulunmaktan onur duyuyorum. Salon, sizler yeni harika becerileri öğrenmeyi beklerken, heyecanla uğulduyor – yoksa bu sadece robotların sesi mi?
A.B.D. Büyükelçiliği adına, bu fuarı mümkün kılan tüm ortaklara – Hacettepe Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Türk STEM Birliği (stemalliance.center), STEM Haberleri kaynağı bilimiletisimi.com, ve özellikle Prof. Dr. Gültekin Çakmakçı'ya bu etkileyici etkinliği koordine etmekteki kararlı çabaları için teşekkür etmek istiyorum.
Atatürk, “Hayatta en hakiki mursit ilimdir.†Demiştir. Ne kadar haklıymış. Sözleri hiçbir zaman bugün olduğu kadar doğru olmamıştır. Dünyamız gitgide daha da fazla teknolojik olmaya başlıyor. Problemlerimiz gittikçe artarak daha karmaşıklaşıyor. Sadece önümüzdeki otuz yıl bile sınırsız problemler içeriyor ve sizin nesliniz bu problemleri çözmek için yol açacak. İnsanlar Mar`a seyahat edebilir mi, ve eğer gidebilirlerse, onun sert çevresini turizm ve hatta yaşam için ehlileştirebilirler mi? Sosyal medyanın mahremiyetimiz, arkadaşlıklarımız ve doğru bilgiye erişimimiz üzerindeki sonuçları nelerdir? Yapay zeka hayatlarımızı ve insan olmanın ne anlama geldiği konusundaki anlayışımızı nasıl etkileyecek? Bu soruları ve önümüzdeki yüzyıl ve sonrasında gelecek daha birçoklarını cevaplamak için yaratıcı ve teknik bilgiye sahip insanlara ihtiyacımız var.
STEM güçlüdür çünkü evrenseldir. Matematik, Javascript, fizik yasaları –bu diller ve prensipler sınırları, dinleri, toplumsal cinsiyetleri ve kendimizi tanımlamakta kullandığımız diğer özellikleri aşarlar. Eğer bu becerilere sahipseniz, bir sorunu çözmek için herhangi biriyle işbirliği yapabilirsiniz. Hatta, çok çeşitli insanların dahil olması, yeni bir çözüm bulma şansınızı artırır. Belirli bir problem üzerinde özgün perspektiflerinizi birleştirerek, tek bir kişinin kendi başına keşfedemeyeceği çözümler görmeniz olası. Henüz bir süre önce, Türk bilim insanı Prof. Dr. Metin Sitti ilaçların hastalığın bulunduğu yere daha etkili bir şekilde iletilmesini sağlayan nano-robotları icat etmesi sayesinde haberlerde yer aldı. Doktorasını Japonya`da tamamladı, California-Berkeley`de araştırma yaptı ve 16 yıl Carnegie Mellon Üniversitesi`nde çalıştı. Şimdi Almanya`da Max Planck Akıllı Sistemler Enstitüsü`nün Müdürü olarak görev yapıyor ve eminim ki Japon, Amerikalı, Alman ve başka uluslararası araştırmacılarla olan işbirliği, başarısında kilit bir unsur olmuştur.
Malesef, STEM uzmanlarına olan talep hala arzdan çok daha fazladır. Birçok öğrencinin STEM alanlarıyla karşılaştığı tek yer sınıfın içinde –ders kitapları incelerken, fomülleri ezberlerken veya en iyisi, sıkıcı laboratuvarlarda deney bardaklarına bakarkendir. Bu deneyimlerin insanın içinde STEM aracılığıyla dünyanın en büyük sorunlarını çözmek için hayatını adamak tutku ve gayretini ateşlemesi pek olası değildir. İşte bu nedenle STEM ve Makers Festival ve Fuarı önemlidir. Çocuklar, STEM`le interaktif ve pratik bir şekilde yakın bir ilişki kurarak, başarabilecekleri şeyler konusunda ilham alacak ve güçlü hissedecekler.
Hacettepe Üniversitesi ve çözüm ortakları, STEM`le pratik deneyimleri Malatya`daki öğrencilere ve ailelerine getirerek büyük bir vizyon örneği gösteriyorlar. Biz A.B.D. Büyükelçiliği olarak onları desteklemekten memnuniyet duyuyoruz. Teşekkürler.
https://www.stemandmakers.org

2015 yılından beri Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab tarafından gerçekleştirilen, STEM & Makers Fest/Expo; 29-30 Eylül 2018 tarihinde Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Lab, Feza Gürsey Bilim Merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı ve OSTİM Organize Sanayi Bölgesi işbirliği ile Ankara Altınpark ANFA Fuar Alanında gerçekleştirildi. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen festivalin zenginliği ise üniversite-milli eğitim-sanayi-yerel yönetim ve toplumun daha fazla bir güç birliği içerisinde olmasıydı. Bu birlikteliği sağlayabilmek için Hacettepe STEM & Maker Lab olarak dört yıldan beri gayret ettiklerini belirten Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı, bu vesileyle destek olan herkese teşekkürlerini iletti.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Yılmaz, OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, ANFA Genel Müdürü Orhan Kaya, MEB Bakan Danışmanları Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu, Dr. Adem Çilek ve Murat Bağcı ve MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mete Kızılkaya katılımları ile gerçekleştirilen festivale 53 farklı ilden 40 binden fazla kişi katıldı.
Hacettepe Üniversitesi rektörü Prof. A. Haluk Özen, "bir araştırma üniversitesi olan Hacettepe Üniversitesi olarak (1) kaliteli eğitim ve (2) araştırmada lider olmanın yanında (3) topluma katkı ve bilim-toplum iletişimi alanında da çok önemli girişimlere öncülük etmekten büyük onur duymaktayız. Bundan sonra da bu tür etkili bilim-toplum projelerine öncülük etmeye devam edeceğiz†şeklinde açıklamalarda bulundu.
Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı ANFA Genel Müdürü Orhan Kaya ise “Türkiye`nin ilk bilim merkezi olan Feza Gürsey Bilim merkezinin bu kadar büyük ölçekte bir festivalde çocukları ve gençleri bilim ve teknoloji ile buluşturarak Türk sanayisi tarafından geliştirilen ürünlerin tanıtılmasına platform sağlamaktan gurur duyduk†dedi.
Feza Gürsey Bilim merkezi müdürü Ramazan Can'da bilim iletişimi konusunda bu tarz çok önemli projeler yaptıklarını ve ilerleyen günlerde çocuklar için ücretsiz olarak "robotik", "kodlama", "mekatronik", "üç boyutlu yazıcılar", "maker", "mikrobiyoloji" ve "ahşap tasarım" atölyelerini her hafta yapacaklarını ifade ettiler.
OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, “milli ve yerli teknolojiye ihtiyacımız var. Endüstri 4.0 ekosisteminde rekabet edebilmek için bu teknolojiyi ülkemizde üretmemiz gerektiğini†belirtti.
STEM & Makers Fest/Expo başkanı Prof. Dr. Gültekin Çakmakcı, şimdiye kadar bu festivali Ankara, Kocaeli, Mersin, Antalya ve Konya`da düzenlediklerini ve fonlama bulmaları durumunda bu festivali Türkiye`nin dört bir yanında düzenleyebileceklerini ifade etti. Bu festivali ilerleyen aylarda Malatya ve Adıyaman illerinde düzenlemek için planlama yaptıklarını belirttiler.
https://stemandmakers.org

Vakti zamanında Eratosthenes`in çalıştığı gibi çalışmaya var mısınız? 22 Eylül
tarihinde öğle vakti çok basit malzemeler ile Dünya`nın çevresini ölçmeye hazır
olun.
Eratosthenes (M.Ö. 284 – 192) astronom, coğrafyacı, matematikçi ve filozof.
Aslında günümüzde STEM eğitim modelinin geçmişteki uygulayıcılarından. Yaptığı
deney ile Dünya`nın çevresini hesaplarken bugün bizim STEM eğitiminde yapmak
istediğimiz işlemleri yapmış. Matematik`te pisagorun yaptığı hesaplamaları,
astronomide yaptığı gözlemleri ve coğrafya bilgisini merak duygusu ile
harmanlayarak Dünya`nın çevresini hesaplamıştır. Hem de bugünkü ölçüme çok yakın
bir sonuç elde ederek. İnsanoğlu geçmişten günümüze bilim ve öğrenme konusunda
atalarının izinde gitmeye pek bir meraklı olsa gerek.
Kuzey Afrika`da dünyaya gelen ünlü bilim insanı İskenderiye ve Atina`da eğitim
almıştır. Aldığı bu eğitim, merakı ve hayran kalınası zekası sayesinde bilime
çok önemli katkılarda bulunmuştur. Matematikte bilinen en önemli buluşu asal
sayıların belirlenmesini sağlayan Eratosthenes Kalburu`dur. Bir diğeri de orta
orantılı problemin çözümü için tasarladığı bir hesap aletidir. Osmanlılar`ın
zatü`l-halak adını verdiği Armillary küre`yi tasarlayarak gökyüzündeki gök
cisimlerinin yeryüzündeki gözlemciye göre konumunu hesaplamaya çalışmıştır.
Astronomiye yaptığı birçok katkı Ay`da yer alan kraterlerden birine isminin
verilmesini sağlamıştır.
Eratosthenes Mısır`ın kuzeyinde İskenderiye kentinde yaşayan meraklı ve
araştırmacı bir bilim insanıdır. Güney Mısır`daki Syene kasabasındaki Aswan`da
yer alan bir kuyunun dibinde yaz gündönümünde gölge oluşmadığını duymuştu. Aynı
tarihte kendi yaşadığı yerde gölge boyu sıfırdan farklı idi. Aklına Aristo`nun
Dünya`nın şekli hakkında söyledikleri geldi. “Dünya yaklaşık bir küre
biçimindedir. Güneş ışınları dünyaya paralel doğrular boyunca gelirler.†Öyleyse
Güneş ışınları bu vakitlerde ekvatorda yer alan cisimlere dik olarak gelmekteydi
ve gölgeleri oluşmuyordu. Aynı tarihte kendi ülkesinde bulunan cisimlere Güneş
ışınları dik olarak gelmemekteydi ve gölge boyu sıfırdan farklı idi. Hemen
matematik bilgisini kullanarak güneşin geliş açısı ile bulunduğu yerin ekvatora
uzaklığını kullanarak bir hesaplama yapabileceği geldi aklına. Bunun için çok
hassas ölçümler yapmalı ve doğru zamanlar seçmeliydi.
Önce gece gündüz sürelerinin eşit olduğu gün dönümü vakitlerini belirledi. Bu
günün tam öğle vakti gölge boyunu ölçmek için 1 metrelik bir çubuk kullandı. Bu
çubuğu yere tam dik olarak yerleştirip gölge boyunu ölçtü.
Burda pisagorun hesaplamalarından faydalandı. Gölge boyunu kullanarak bir dik
üçgen oluşturdu. Bu üçgen matematiksel hesaplamalarda ona yardımcı olacaktı.
Çubuk, gölge boyu ve L uzunluğu ile oluşan üçgende tanjant değerlerini
kullanarak Güneş ışınlarının geliş açısının değerini tespit etti. Bu açı
yaklaşık 7.2 derece idi.
Daha sonra gölge boyunun sıfır olduğu Syene kasabasına olan uzaklığı belirledi.
Ve resimde yer alan detayı farketti. Güneşten gelen ışınların açısı ile şekilde
gördüğümüz- aswandaki kuyu ile eratosthenesin bulunduğu nokta arasının Dünya`nın
merkezinde yaptığı açının aynı olduğunu gördü. İşte burda yine geometri
bilgisini kullandı. Ve hemen bir oran orantı- matematiksel hesaplamalar –
yaparak Dünya`nın çevresini hesapladı.
İskenderiye`de Güneş ışınlarının yaptığı açı yaklaşık 7.2 derece idi, Aswandaki
kuyu ile Eratosthenes`in bulunduğu nokta arasının Dünya`nın merkezinde yaptığı
açının da 7.2 derece olacağını tespit etti. İskenderiye ve Aswan arasındaki
mesafeyi tespit ettikten sonra bu mesafenin 50(7.2x50=360 derece) katı Dünya`nın
kutuplardan çevresinin uzunluğunu verecekti. Mesafenin 5.000 stadia olduğu
tespit edildi. Stadia ,stadion veya stade (çoğul = stadyum) o zamanın ortak bir
uzaklık birimi idi. Ne yazık ki, stadion için evrensel, standart bir uzunluk
yoktu. Dolayısıyla, Eratosthenes`in hangi stadyumun ölçüsünü kullanıldığını tam
olarak bilmiyoruz ve bu nedenle çözümünün ne kadar doğru olduğundan emin
değiliz. Eğer 155 metre olan Yunan stadionunu kullandı ise çok doğru bir sonuç
elde etmiş olacaktı. 185 metrelik bir İtalyan stadionu ise %16 hatalı bir ölçüm
yapmıştı. Sonuç ne olursa olsun Carl Sagan`ın da dediği gibi ‘Eratosthenes`in
tek aracı sopa, göz, ayak ve beyindir; artı bir deney tadı. Bu aletlerle,
Dünya`nın çevresini, yalnızca birkaç yüzde hata ile yüksek hassasiyetle doğru
bir şekilde çıkardı. 2200 yıl önce böyle düşünmek çok güzel. - Carl Sagan.
250 000 stadia yani yaklaşık 46 260 km Eratosthenes`in neredeyse 2250 yıl önce
hesapladığı değer, bugün yüksek teknolojik aletler ile elimizde var olan değer
ise 40 024 km. 22 Eylül tarihinde Eratosthenes`in sahip olduğundan çok daha iyi
imkanlarla, biraz onun yaptığı işlem basamaklarınız izleyerek, biraz bugünün
teknolojisinden faydalanarak Dünya`nın çevresini ölçmeye ne dersiniz?
Detaylar aşağıdaki bağlantıda ;)
Bilimle kalın:https://eratosthenes.ea.gr/content/experiment
https://todaslascosasdeanthony.com/2012/07/03/Eratosthenes-earth-circumference/
https://www.matematikciler.com/8-sinif/matematik-konu-anlatimlari/1209-pisagor-teoremi-pisagor-bagintisi
https://tr.letgo.com/tr/i/altin-armillary-kuere-masa-dekor_31a441ee-cd55-43d7-afac-81c26018f129
https://www.erbaahavadis.com/bilim-ve-teknoloji/2-bin-yil-once-bulunan-gunes-saati-omude-h79446.html
https://blog.milliyet.com.tr/eratosthenes-dunyanin-cevresini-nasil-hesapladi-/Blog/?BlogNo=243368
https://www.bilimsenligi.com/eratosthenes-photo-competition.html
https://www.matematiksel.org/dunyanin-cevresi-2200-yil-once-nasil-hesaplandi/

İnsanoğlu var olduğu günden beri üzerinde yaşadığı Dünya`yı merak etmiş, onu
tanımaya, temel işleyiş mekanizmasını algılamaya ve kendi yaşamını
kolaylaştıracak şekilde onu kullanmaya çalışmıştır. Bu süreç, doğa bilimlerinin
ortaya çıkmasında ve gelişmesinde en büyük tetikleyici nedenlerden biri
olmuştur. Bu sürecin en önemli aktörlerinden biri olan Eratosthenes (M.Ö. 276),
bir çubuk ve çubuğun oluşturduğu gölge boyunu kullanarak Dünya`nın şeklini,
boyutlarını ve evrendeki konumunu günümüz modern teknikleriyle ölçülen değerlere
yakın sonuçlarla belirlemiştir. Geçmişten günümüze süregelen bu merak ve öğrenme
isteği; yaşadığımız gezegeni tanımamıza, belirli temel özelliklerini
öğrenmemize, dolayısıyla da bilimsel süreçlerin gelişmesine çok büyük katkılar
yapmıştır. Yine bu felsefeden yola çıkarak hazırlanmış olan ve Tübitak
tarafından desteklenen “Yaşadığım Gezegeni Öğreniyorum-V†projesi geçtiğimiz
haftalarda Samsun`da gerçekleştirilmiştir.
Projeye, Hacettepe STEM & Maker Lab ekibimizden; Tuğba ECEVİT ve Hande TÖLÜV
katılım sağlarken, Ağustos ayı boyunca 19 Mayıs Üniversitesi Türkiye`nin dört
bir yanından pek çok öğretmeni, öğretmen adayını ve ortaokul öğrencilerini
ağırlayarak onlarla birlikte gökyüzünün sırlarını araştırmışlardır.
Eratostenes`in ölçüm tekniklerinin yanı sıra, farklı ders içi etkinliklerin
paylaşıldığı, gökyüzü gözlemlerinin yapıldığı proje; keyifli bir tiyatro oyunu
ile sona ermiştir. Öncelikle projenin her aşamasında keyif almamızı ve eğlenerek
öğrenmemizi sağlayan Proje yürütücüsü sevgili Prof. Dr. Hüseyin KALKAN`a,
ardından ekipte yer alan tüm değerli hocalarımıza teşekkür ediyoruz. Umuyoruz
ki; devamında gerçekleştirilecek olan tiyatro, gözlem, oyun ve birçok
etkileşimli faaliyet sayesinde temel astronomiye karşı toplumumuzda bir heyecan
oluşturup, geniş bir öğrenci kitlesine yaygınlaştıracağız.

Yoğun iş temposunda kendine bile vakit ayıramayan ebeveynler, çocuklarıyla az
ilgileniyorlar. Fakat çocukların gelişimi için ebeveynlerinin önemli bir yeri
vardır. Çünkü çocuklar öğretmenlerinin yanı sıra evde anneleri ve babalarıyla
birlikte yeni şeyler keşfeder ve öğrenirler. Evde çocuklarınızla yapacağınız
bilimsel etkinlikler çocukların bilime yönelik ilgi ve meraklarını artırmakla
birlikte olumlu tutum geliştirmelerine de yardımcı olmaktadır. Ayrıca,
çocuklarınızla kaliteli vakit geçirebileceğiniz bu etkinlikler çocuklarınızın
fen derslerindeki kavramları anlamalarında da etkili olacaktır. Bu yüzden
ebeveynlere yardımcı olacak bilimsel-okuryazarlığı destekleyen evde kolaylıkla
yapabileceğiniz eğlenceli bilimsel aktiviteler paylaşmaktayız.
Bilimi Eve Getiren Aktiviteler 5: Şişede Kendi Tornadonuzu Yaratın!
Anahtar Kavramlar
• Tornado
• Girdap
• Kasırga
Su dolu bir şişenin boşaltılması ne kadar sürer?
Bir şişe suyu en hızlı şekilde nasıl boşaltabiliriz?
Sadece birkaç saniye içinde bir şişe suyun nasıl boşaldığını öğrendiğinizde
havanın ve suyun bilimsel özelliklerinden bazılarını da keşfetmiş olacaksınız.
Evde yapacağınız bu STEM aktivitesinde kapaklı bir boş şişe kullanarak önce bir
“tornado kapağı†tasarlayacaksınız. Sonra, tasarlayacağınız bu kapak sayesinde
şişenin içindeki suda bir girdap oluşturarak tornado modeli yapacaksınız. Bu
model, bir tornado girdabının nasıl oluştuğunu ve hareket ettiğini görmenizi
sağlayacak.
Gerekli Malzemeler
İki tane 1 litrelik boş şişe
Kapağı delmek için çivi
Çiviyi ısıtmak için ısıtıcı
Silikon yapıştırıcı
Bant
Ne yapıyoruz?
1- İki tane boş plastik şişe ile başlayın. Eğer küçük ellere sahipseniz küçük
boyutlu şişeleri tercih etmeniz faydalı olacaktır. İki şişeninde aynı boyutta
olduğundan emin olun.
2- Şişelerin kapaklarını şekilde görüldüğü gibi silikon yapıştırıcı yardımıyla
yapıştırınız. Daha sonra ısıttığınız çivi yardımıyla kapağın ortasında delik
açmanız gerekmektedir. Deliğin boyutu yaklaşık olarak bir kurşun kalem
genişliğinden biraz daha geniş olabilir.
3- Bir şişeye 2/3 oranında su doldurun ve hazırladığınız kapağı takın.
4- İkinci şişeyi hazırladığınız kapağın diğer ucuna takın. Su sızdırmaz hale
getirmek için şişeleri sıkıca kapattığınızdan emin olun. İki kapak arasında
açıklık varsa silikon yapıştırıcı kullanarak destekleyin.
5- Şişeyi hızlı bir şekilde çevirin ve dik olarak durması için bir masaya koyun.
Birkaç damla su alttaki şişeye akabilir ancak fazla değil. Şişeyi dairesel
hareketle sallamaya başlayın. Bir noktada bir büküm oluşacak ve su alttaki
şişeye spiral olarak akmaya başlayacak.
6- Sizce de oluşan bu girdap tıpkı bir tornado gibi görünmüyor mu?
7- Etkileyici bir mini tornado oluşturmak için birkaç deneme yapmanız
gerekebilir.
8- Şişeden şişeye suyun ne kadar sürede akacağını hesaplayın.
Bilimsel Sorgulama
1. Şişeleri döndürmeden üst şişedeki su alttaki şişeye ne kadar sürede akar?
2. Şişeleri döndürdükten sonra üst şişedeki suyun alttaki şişeye akması ne kadar
zaman alır?
3. Şişenin tamamına su doldursaydınız ne olurdu? Sizce neden şişeye 2/3 oranında
su koyulması tavsiye edilmiş olabilir?
4. Suyu bir şişeden diğerine en hızlı nasıl aktarabilirsiniz? Deneyerek karar
verin. Mesela sallamayı, döndürmeyi, sıkmayı deneyebilirsiniz. En hızlı yöntem
hangisi?
5. Aynı miktar su kullandığınız daha büyük şişe tercih etmiş olsaydınız bu durum
suyun diğer şişeye akma süresini nasıl etkilerdi?
6. Suya birkaç damla bulaşık deterjanı eklerseniz bu durum suyun diğer şişeye
akma süresini nasıl etkileyecektir?
7. Suya bir miktar bitkisel yağ ilave ederseniz nasıl bir fark olacaktır?
Ekstra Araştıralım
• İsteğe bağlı olarak suyu renklendirebilirsiniz ya da suya bir tutam parlatıcı
ekleyebilirsiniz.
• Suya bir damla bulaşık deterjanı ekleyerek deneyin. Bu sefer şişeden şişeye ne
kadar sürede su akacağını hesaplayın ve normal su ile elde ettiğiniz
verilerinizi karşılaştırın. Elde ettiğiniz sonuçlar bilimsel sorgulama kısmında
yer alan 6. soru için yaptığınız tahminlerinizi destekler nitelikte mi?
• Suya renkli lamba yağı ekleyerek de deneyi tekrarlayabilirsiniz.
• Farklı boyutlarda şişeler kullanmayı deneyin. Bunun zamanı nasıl
etkileyeceğini belirleyin. Şişeden şişeye ne kadar sürede su akacağını
hesaplayın.
• Hava ve su arasındaki farklı belirleyin.
Bunlar sadece birkaç fikir bunlarla sınırlı değilsiniz. Farklı değişkenleri
belirleyin ve deneyin. Unutmayın. Her test için bir defada yalnızca bir
değişkeni değiştirebilirsiniz. Örneğin, farklı büyüklükteki şişeleri test etmek
istiyorsanız diğer tüm faktörlerin aynı kalmasını sağlayın.
Bilimsel Görüş
Küvetten veya lavabodan suyun akışını izlediyseniz eğer daha önce bir girdap
gördünüz demektir. Bir girdap, sıvıların ve gazların merkez çizginin etrafında
sarmallar halinde hareket etmesine neden olan bir hareket türüdür. Şişeyi
dairesel hareketle döndürmek, mini bir kasırga gibi görünen bir su girdabı
oluşturur. Bu deneyde delikten su geçtiğinde yerçekiminin etkisiyle dairesel bir
hareket oluşmaktadır. Su, merkezkaç kuvveti nedeniyle girdabın çevresinde hızla
dönmektedir.
Girdap oluştuğunda alt şişedeki hava daha kolay üst şişeye taşınabilir. Bu
durum suyun akışını hızlandırır ve suyun alttaki şişeye kolayca akmasını sağlar.
Çünkü suyun akması alt şişeye akması için alt şişedeki havanın yukarı çıkması
gerekir.
Deneyi yaparken şişenin ortasına baktığınızda ortadaki “tornadonun gözüâ€
olarak bilinen deliği göreceksiniz.
Şişede girdap oluşturmazsanız eğer içerisindeki suyun aşağıdaki şişeye inmesi
daha fazla zaman alır.
Kuzey yarım kürede yer alan ülkelerde spiralin yönü sağa dönerek akarken güney
yarım kürede yer alan ülkelerde ise tam tersi yönde sola dönerek akmaktadır.
Spiral şeklinde akan su aşağı şişeye inerken de spiral olarak dönmeye devam eder
çünkü açısal momentumunu hemen kaybetmez.
Etkinlik Önerisi
9-10 Eylül 2017 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Kongre Merkezinde
3. sü düzenlenecek olan STEM & Makers Fest/Expo Festivalinde, Hacettepe STEM &
Maker Lab. Ekip üyesi Tuğba ECEVİT`in liderliğiyle yapılacak olan STEM & Makers
Lab. Uygulamaları Atölyesinde “Şişede Kendi Tornadonuzu Yaratın!†etkinliğinin
de yer aldığı çok sayıda etkinliğe yer verilecektir. 7`den 70`e herkes,
öğrencilerimiz, ebeveynlerimiz, öğretmenlerimiz ve akademisyenlerimiz
davetlidir.

Güneş tutulması doğanın en görkemli olaylarından biri olduğu için binlerce
yıldır insanlara heyecan verir. NASA 50 yılı aşkın süredir uzay aracı, roketler,
balonlar ve gözlem evleri ile evreni gözlemlemektedir.
Amerika Birleşik
Devletleri 21 Ağustos pazartesi günü doğanın en ilham verici manzaralarından
biri olan tam güneş tutulmasına tanıklık edecek. 21 Ağustos 2017 tarihinde
gerçekleşecek olan güneş tutulması ABD`den boydan boya geçecek. Bu tutulma, 1974
yılından beri ABD`de görülebilecek ilk Tam Güneş Tutulmasıdır. Space.com
verilerine göre, Güneş Tutulmasının süresi maksimum 2 dakika 40 saniye olacak.
Bu değerin 16 Temmuz 2186 yılında 7 dakika 29 saniye `ye yükselerek rekor değere
ulaşması tahmin ediliyor.
Tablo 1: Güneş tutulmasının görüleceği yerlerde tutulmanın
başlama ve bitiş saatleri
Şekil 1: Tam güneş tutulmasının Dünya- Güneş-Ay
geometrisini gösteren diyagram
Güneş`in çapı yaklaşık 1,39 milyon km ve yaklaşık Dünya`ya 149,6 milyon km
uzaklıktadır. Ay`ın çapı 3474 km ortalama 384,400 km uzaklıktadır.
Dünya, güneş sistemimizdeki gezegenler arasında eşsiz midir? Başka
gezegenlerde hayatta kalabilirsek ne görebiliriz?
Bir bakıma Dünya gezegenler arasında benzersizdir. Gökyüzünde Güneş ile aynı
boyutta görünen bir Ay`a sahiptir. Güneş ve Ay`ın Dünya`ya olan uzaklığı aynı
olmadığı için büyüklüklerini neredeyse aynı olarak görmekteyiz. Yani, Ay
Güneş`ten yaklaşık 400 kere daha küçüktür fakat bize Güneşten 400 kere daha
yakın olduğu için gökyüzünde ikisi de aynı büyüklükte gözükürler.
Güneş Tutulması, Ay`ın Güneş ile Dünya arasına girmesi ve bazı özel
koşulların sağlanması durumunda meydana gelir. Tutulmanın olabilmesi için,
Güneş, Ay ve Dünya aynı doğrultuda olmalıdır. Tutulma Güneş, Dünya ve Ay
birbirine hizalandığında gerçekleşir. Biri diğerinin görünüşünü engeller ve
gölge oluşturur. Bilindiği üzere bir yıl içerisinde 12 ay vardır. Yani Ay, Dünya
etrafında yılda 12 kez dolanır. Dolayısıyla, eğer Ay`ın yörünge düzlemi
Dünya`nınkiyle çakışık olsaydı, bir yılda 12 kez Güneş tutulması meydana
gelebilirdi. Fakat Ay`ın yörünge düzlemi ile Dünya`nınki arasında yaklaşık 5° 9`
lık bir açı olduğu için Dünya, Ay ve Güneş, Ay`ın Dünya etrafındaki her
dolanımında tam olarak aynı doğrultuda bulunmazlar. Böylece her ay bir Güneş
tutulması oluşmaz. Bir yılda en az iki, en çok beş Güneş tutulması meydana
gelebilir.
Güneş ve Ay olmak üzere iki farklı tutulma türü vardır. Ay tutulması gece
meydana gelir ve Dünya Güneş ile Ay arasında olur. Ay`a gölge düştüğünde meydana
gelir. Bir ay tutulması genellikle birkaç saat sürer. Ay`ın büyüklüğü
Dünya`nınkinden çok küçük olduğundan, Dünya`nın tamamı Güneş ve Ay diskinin dış
teğetlerinin oluşturduğu gölge konisinin içine girmez. Bu nedenle bir Güneş
Tutulması Dünya üzerinde ancak belirli bölgelerden görülebilirken Ay
Tutulması`nda durum böyle değildir. Ay tutulması o anda gece olan yerlerin
tümünden gözlenebilir.
Güneş Tutulması Türkiye`den izlenebilecek mi?
Türkiye`de güneş tutulmasını izlemek isteyenler 30 Nisan 2060 yılına kadar
beklemesi gerekiyor. Fakat NASA`nın kurmuş olduğu NASA eclipse web sitesinden
canlı olarak 21 Ağustos 2017`de gerçekleşecek Tam Güneş Tutulmasını
izleyebilirler.
Hayvanların tam güneş tutulması sırasında davranışları gerçekten değişiyor mi?
Evet. Gün ışığı birkaç dakika alacakaranlığa dönüştüğünde kuşlar ve hayvanların
garip bir şekilde davrandığına dair birçok rapor var.
Neden tutulmalar her yeniayda görülmüyor?
Çünkü Güneş ve Ay`ın gökyüzünde tümüyle aynı yolu izlememektedirler. İkisinin
yörüngesi birbiriyle küçük bir açı yapar ve genellikle Ay Güneşi geçer. Güneş`in
biraz üstünde ya da altında bir yörüngede yol alır. Yalnızca ikisinin
görüngeleri çalıştığı zaman Ay Güneş`in önüne gelir. Böyle iki kesişme noktası
ya da düğüm vardır.
Bir sonraki Güneş Tutulması ne zaman olacak?
Bir sonraki güneş tutulması 15 Şubat 2018`de gerçekleşecek ve Antarktika ile
Güney Amerika`dan görünen kısmi bir güneş tutulması olacaktır.
Tam güneş tutulmasının ilk fotoğrafı ne zaman çekildi?
Tam Güneş Tutulmasının ilk fotoğrafı 27 Temmuz 1851 yılında Johann Julius
Friedrich Berkowski tarafından çekildi.
Güneş tutulmalarını güvenli bir şekilde nasıl izleyebilirim?
Tutulmalar inanılmaz bir deneyimdir. Ancak onları güvenle görüntülemek
önemlidir. Ev yapımı filtreler veya sıradan güneş gözlüğü, hatta çok karanlık
güneş gözlüğü Güneş`e bakmak için güvenli değildir. Güneşe bakmanın tek güvenli
yolu “tutulma gözlükleri†veya özel amaçlı güneş filtreleridir. Kullanmadan önce
mutlaka filtrenizi muayene edin. Çizilmiş veya hasarlıysa atın. Filtre üzerine
yazılan veya ambalajında bulunan talimatları okuyun ve uygulayın. Güneşe
filtrelenmemiş bir kamera, teleskop, dürbün veya diğer optik aygıtlar ile
bakmayın. Benzer şekilde tutulma gözlüğü kullanırken bir kamera, bir teleskop,
dürbün ya da başka herhangi bir optik aygıt aracıyla Güneşe bakmayın. Yoğun
Güneş ışınları filtreye zara vererek gözünüzde ciddi yaralanmaya neden olur.
Güneş tutulması doğanın en görkemli olaylarından biridir. Bu basit kuralları
izleyerek manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.
STEM Kariyeri & Astronomi
Tam Güneş tutulması önemli bir astronomik olaydır ve her yaştan insanın
dikkatini çeker. Tam güneş tutulması hakkında heyecanlı ve daha fazla öğrenmeye
ilgi duyan öğrenciler ilgili STEM kariyer bilgilerini keşfedebilirler.
Astronom: Gökbilimciler büyük düşünüyor. Güneş`in Ay`ın, gezegenlerin,
yıldızların, gökadaların ve aralarındaki her şeyin doğasını anlamak istiyorlar.
Bir gökbilimcinin çalışması, bilimsel olarak veri toplama ve enstrümanlardan
gelen verileri analiz etmek ve kozmik nesnelerin doğası hakkındaki kuramlar
oluşturma ya da uzay uçuşu, navigasyon ve uydu iletişimi sağlama.
Bir gökbilimci ne yapar? Bir gezegenin, atmosferinin ve aylarının
bileşimini belirler. Galaksilerin nasıl oluştuğunu ve merkezlerinde süper güçlü
kara deliklerin yaşayıp yaşamadığını araştırır. Dünya`yı etkileme potansiyeline
sahip kuyruklu yıldızlar ve asteroitler bulmak için hassas radyo teleskopları
kullanır. Başka bir gezegene ya da aya yolculuk planlar ve misyonunu halka
açıklar.
Temel gereksinimler: Merak, hayal gücü, soyut kavramları
görselleştirme becerisi, güçlü matematik ve analitik beceriler
Matematiksel yetenekler, problem çözme ve analitik beceriler, meraklı zihin,
hayal gücü, inisiyatif astronomide kariyer planlayan herkes için önemlidir.
Fizikçi: Fizikçi tüm evrenin ve içindeki her şeyin doğasını anlamak
için büyük bir amacı vardır. Bu amaca ulaşmak için, dünyada ve evrende görülen
doğal olayları gözlemleme ve ölçmek ve daha sonra bu fenomenin neden oluştuğunu
açıklamak için matematik kullanarak teori geliştirir.
Temel gereksinimler: Merak, hayal gücü, inisiyatif, güçlü matematik,
problem çözme ve analitik beceriler
Bilimsel düşünme ve sorgulama
Güneş tutulması için siz de heyecanlı mısınız? Peki bu sizi neden
heyecanlandırıyor?
Tutulma neden sadece birkaç dakika sürer?
Tutulma sırasında Dünya`ya ne olur?
NASA, 21 Ağustos 2017 tarihinde gerçekleşecek olan bu inanılmaz etkinliğe
rehber olmak için bir web sitesi hazırladı. Orada birçok kaynağa erişmeniz
mümkün. Ayrıca Total Solar Eclipse 2017 mobil uygulamalarını inceleyebilirsiniz.
Güneş ve Ay tutulmalarının ötesinde Mars 31 Temmuz 2018`de Dünya`ya en yakın
geçişini yapacak. 31 Temmuz 2018`de Mars Dünya`dan 57,590,630 km uzaklıkta
olacak. Ajandanıza şimdiden not etmeyi unutmayın.

Türkiye Kimya Derneğinin de üyesi olduğu “Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği (IUPAC)†kongrelerinden biri olan 46. Dünya Kimya Kongresi, 9-14 Temmuz tarihleri arasında Brezilya`da gerçekleştiriliyor. 3000`den fazla kişinin katıldığı kongrenin davetli konuşmacıları arasında 2016 Nobel Kimya ödülü sahiplerinden Sir J. Fraser Stoddart bulunmakta. Fransız Jean Pierre Sauvage, İskoçyalı James Fraser Stoddart ve Hollandalı Bernard Feringa, “Moleküler Makinelerin sentezi ve tasarımı†üzerine yaptıkları çalışmalar sonucunda dünyanın en küçük makinesini icat ederek 2016 Nobel Kimya ödülüne layık görülmüşlerdi.
Saç telinden bin kat daha ince olan bu makinelerin etkisi, vakti zamanında mikroçiplerin hayatımıza yaptığı kadar büyük olabilir. Örneğin bir gün bu mini makineler insan vücudunda çalışmaya giderek insan vücudunda doğrudan kanserli hücrelere ilaçlar verebilecekleri veya belirli bir doku alanını hedef alabilecek şekilde geliştirilebileceklerini tahmin ediyorlar. Bu yöntem mükemmel uygulandığında kemoterapinin hastanın sağlıklı hücrelerine yaptığı zararı büyük ölçüde azaltacaktır.
Bu mini makineler ayrıca herhangi bir semptom göstermeden önce hastalığı tespit etmek için kullanılabilirler. Moleküler makinelerle ilgili yapılan son araştırmalar, kanserli hücrelerin öldürülmesinin veya tıbbi nedenlerden ötürü moleküllerin taşınmasının yanı sıra bir gün herhangi bir semptom görülmeden önce hastalığı tespit etmek için vücuda yerleştirilebilecek bir moleküler bilgisayarın tasarımına yol açabileceğini ileri sürmektedirler.
Nobel Komitesi, bu buluşun potansiyelinin inanılmaz derecede olduğunu ve sağlık, enerji ve sanayi gibi sektörler için çok önemli bir anlam ifade ettiğini dile getirdi.
IUPAC`ın 46. Dünya Kimya Kongresinde bu buluşun paydaşlarından olan Sir J. Fraser Stoddart bu önemli buluşu nasıl gerçekleştirdiklerini anlatmanın yanında akademik dünyada ve yaşamda başarılı olabilmek için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi konusunda bazı önerilerde bulundu.
Akademik dünyada başarılı olabilmek için:
* Araştırma kadar öğrencilerin eğitiminede önem vermek,
* Öğrencilerin araştırmalarında sorumluluk almalarına fırsat vermek,
* Öğrencilerinizi kendinizden daha öncelikli düşünmek,
* Öğrencilerinize iyi ve kötü günde (öğrenme sürecinde zorlandığında) destek olmak,
* Az dikkat çeken ya da henüz üzerinde çalışılmamış bir araştırma konusu üzerinde ilerlemek,
* Araştırma sürecinin yavaş ilerlediğini (zaman aldığını) farkında olmak,
* Bir buluşun ne kadar önemli olduğunu takdir edebilmek,
* Araştırma sürecinin nasıl yönetileceğini anlamak,
* Proje ve bilimsel makalelerin yazımında en etkin yol ve yöntemleri kullanmak,
* Sözlü ve yazılı sunumlarda standartları çok yüksek tutmak,
gerekir.
* Bir at kadar dayanıklı olmalı,
* Bir fil kadar gizlenebilmeli
* Bir bal arısı kadar etik ilklere uyarak çalışmalısınız.
Hayatta başarılı olmak için ise:
* İnsanların size nasıl davranmalarını istiyorsanız sizde onlara öyle davranın.
* Kendinizden daha genç insanlara karşı saygılı olun.
* Farklı etnik ve kültürel geçmişlerden gelen kişilere eşit davranın.
* Diğer kişilerin aleyhinde konuşmayın.
* Söz ağzınızdan çıkmadan önce bir kere daha düşünün.
* Aynı “köyâ€de yaşadığımızın farkına varın.
* Almaktan çok vermek için hazırlıklı olun.
* Çevrenizdeki kişilere destek olun.
* Hazır, istekli ve övgülü olun.
* Önünüze çıkacak fırsatları değerlendirebilecek kadar hazırlıklı olun.
* "Başarının sırrı, başarısızlık durumunu yönetebilmede gizlidir…†Noel Coward
Sir J. Fraser Stoddart, IUPAC konferansına katılan Türkiye Kimya Derneği başkanı Prof. Dr. Bahattin Yalçın, IUPAC Kimya Eğitimi Komitesi başkanı Prof. Dr. Mustafa Sözbilir, Yeditepe Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Grubu başkanı Prof. Dr. Mustafa Çulha ve Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker başkanı Doç. Dr. Gültekin Çakmakcı ile sohbet ederken çok sayıda Türk öğrenci yetiştirdiğini ve bu bilim insanlarının alanlarında çok başarılı olduklarını ifade ederek ilerleyen yıllarda Türkiye`ye gelmekten mutluluk duyacağını dile getirdi.

Ülkelerin gelişmesindeki mucize; yeteneğe duyulan saygı ve yeteneğe
verilen değerde aranmalıdır.
Yetenekli bireyler, ülkelerin ekonomik büyümeleri ve kalkınmalarının
ardındaki temel gücü oluşturmaktadır. Daha çok yaratıcı ve yenilikçi
yeteneklerin kümelendiği, bir araya geldiği/getirildiği, zekâ ve yeteneğin değer
bulabildiği ülkeler daha güçlü ekonomilere sahip olmaktadırlar.
Dünya bilindiğinin aksine, artık koskoca düz bir satıh haline, adeta bir
satranç tahtası haline dönüşmüştür. Yeteneği, yaratıcılığı olan, isteyen
herkesin oyun oynayabileceği öne çıkabileceği bir dünya karşımızda durmaktadır.
Üstelik diplomanızın olmasına bile gerek olmayan, bireysel de olsanız fırsatlar
sunan bir oyun alanı. Ancak, yeteneklerin bir arada yoğunlaştığında gösterdiği
etkiyi bireysel yeteneklerin tek başına gösteremediği hatta kaybolduğu bir oyun
alanı.
Bireylerin yenilik yapmak için göç etmeye ihtiyaçları olmadığı düşünülse de
zihinler sınır tanımasa da yetenekler değer bulabildikleri ortamları aramakta,
onları özgürlük ve eşitlik mıknatıs gibi çekmektedir. Yetenekli insanları
kendisine çeken, bir araya getiren ya da birbirine yaklaştıran ülkeler; askeri
ve ekonomik olarak çok gelişmekte dünyanın gerisi ile adeta oyun oynamakta,
kaynakları sömürmekte, insanları köleleştirmekte ve kendisi dışında gördüğü
dünyayı kaosa sürüklemekte ve bataklığa dönüştürmektedirler. Eş zamanlı olarak
büyüyen, maddi ve manevi refah düzeyi yükselen bu ülkeler daha fazla yeteneğe
mıknatıs olmak istemektedirler. Üstelik bir kere yeteneklere mıknatıs
olduğunuzda yetenekli bireyler, yeni yetenekleri de kendilerine çekmektedirler.
Bu durumun bir kısır döngü olduğunu söylemek son 10-15 yıla kadar doğruydu.
Artık, yetenekli bireylerinin öneminin farkında olan ülkelerin sayısı daha da
arttı. Küresel rekabet, yetenek avına dönüştü. Kendi doğdukları ülkelerden
ayrılan yaklaşık 200 milyon yetenekli bireyi çekebilmenin, bu pastadan pay
almanın gizli hesapları her geçen gün büyüyor. Artık küresel ekonomideki
rekabet, sermaye, mal veya hizmetten daha çok insana yönelik rekabete
dönüşmüştür ve daha da artarak devam edecektir. Yetenekli bireyleri şirketlere
çekme ya da yetenekli bireylerin yoğunlaştığı bölgelere şirket kurma küresel
rekabetin yol haritasıdır.
Ülkelerinin gelişmesini:
doğal kaynaklarının çokluğu değil,
topraklarının büyüklüğü değil,
fabrikaları değil,
iş ahlâkı değil,
nüfusunun çokluğu değil,
üstün yeteneklere mıknatıs olma becerileri sağlayacaktır.
Yeteneğin hangi kültürden ya da coğrafyadan geldiğinin, siyah ya beyaz olmasının
artık bir önemi bulunmamaktadır. Tam tersine etnik ve kültürel çeşitliliğin
ekonomik büyümeye katkısının önemli boyutlarda olduğunu araştırmalar ortaya
koymaktadır ( G. Ottavino ve G. Peri. “The Economic Value of Cultural Diversityâ€
University of California, Şubat 2004). Birbirimizden farklı olmamız düşünce ve
fikir zenginliği de beraberinde getirmektedir. Çünkü yaşantılarımız, bakış
açılarımız, problem çözümümüz, yeteneklerimiz ve yaratıcılığımız birbirimizi
tamamlamaya ve karşılıklı öğrenmeye katkı sağlamaktadır. Bu süreç birbirini
anlayan saygı ve sevgi duyan, empatik davranabilen, yeni fikirlere kucak açan,
yaratıcı dinamiği ve potansiyeli harekete geçirebilecek büyük bir zenginliktir.
Ekonomik büyüme ve rekabetçiliğin merkezinde IQ`su yüksek, yenilikçi ve
girişimci bireyler bulunmaktadır. Dünyanın her tarafından gelen en zeki, en
çalışkan, en yaratıcı bireyler ülkelerin gelişim dinamiklerini
oluşturmaktadırlar. Küresel ölçekte yeteneklerin hareketi/göçü ile
yoğunlaştıkları bölgeler – bugün dünyadaki sayısı 25 civarında- insanlığın
gideceği yeri ve gelişimini belirlemekte, insanoğlunun kaderini çizmektedir.
Küresel olarak mıknatıs bölgeleri diyeceğimiz bu alanlarda yoğunlaşan
yetenekler, bulundukları bölgelere ekonomik büyüme ve refahı da taşımaktadırlar.
Üstelik yetenekli bireyler yoğunlaştıkları bölgelerde, birbirileri ile
etkileşimleri sonucunda bir çok problemin çözüme katkıda bulunacakları gibi,
yeni fırsatları ve yeni gelişimleri de tetikleyeceklerdir.
Ülkelerin ekonomideki gelişmişliğinin önemli göstergelerinden birisi olan
patent başvurularına baktığımızda, yeteneklerin yoğunlaştığı bölgeleri içine
alan ülkeler görülmektedir. Her yıl dünyadaki patent başvurularını açıklayan
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) 2016 yılı uluslararası patent raporuna göre:
Dünya genelinde 2016 yılında yüzde 7.3lük artışla 233 bin patent
başvurusu yapıldı.
En çok patent başvurusunu 56 bin 595 adet ile ABD yaptı.
Türkiye 1.068 başvuru ile 21. sıradan listeye girdi.
Türkiye 2015 yılında da 1010 patent başvurusu ile yine 21. sıradaydı.
Türkiye`nin en çok tüketim maddeleri alanında patent başvurusu yaptığı
görülmektedir.
Avrupa ülkelerinin tamamının patent başvurusu ancak Japonya kadardır.
Patent başvurularında Çin`in çok büyük bir sıçrama yaptığı görülmektedir. Çin telekomünikasyon şirketi Huawei`nin, 3692 patent başvurusu (2015 yılı-3898 başvuru yapmıştı) Türkiye`nin yaklaşık 4 katı
kadardır.
İlk 50 içinde hiç bir Türk kurumu bulunmamaktadır.
Yeteneklerin yoğunlaştığı 20 bölge içerisine Türkiye girebilir mi?
Dünya yetenek havuzundan Türkiye pay alabilir mi?
Bu sorulara cevap vermek için:
- Yeteneklerin istediği ortamları sağlayabiliyor muyuz veya sağlayabilir miyiz?
- Üstün yeteneklileri bir kenara koyun, yeteneğin zerresine sahip çıkabiliyor
muyuz?
Sorularını sormak gereklidir.
Yeteneklerin kümelendiği New York ekonomisinin, Rusya ekonomisinden daha
büyük olduğunu ifade edip, Silikon Vadisindeki risk sermayedarlardan – 6 milyar
dolar kişisel serveti bulunan- John Doerr`in sözlerini aktarmak isterim.
- Önemli mühendislik fakültelerimizden mezun olan her bir yabancının diplomasına
“yeşil kart†zımbalamalıyız.
Yeşil kart verilmesinin teklifi veya farklı teşvikler yetenekleri çekmek için
kullanılan yöntemlerden bazılarıdır. Yetenekli bireylerin göçü teşvik ediliyor.
Çünkü ekonomik gelişme için yetenekli bireyler olmazsa olmazlardandır. Diğer
ülkelerin parlak yeteneklerini aşırmak için çabalayan ülkelerin sayısı
artmaktadır. Kanada, Birleşik Krallık, Avustralya, İskandinav ülkeleri ve Yeni
Zelanda gibi ülkeler yüksek lisans ve doktoralı bilim insanlarını ve
girişimcileri çekmek için daha çok çaba harcıyorlar. Yüksek teknolojiye sahip
olabilmek için zorunlu olan yetenekli bireyleri arıyorlar. Çin ve Hindistan,
daha çok bilim insanı yetiştirmek için milyarlarca dolarlık projeler başlatmış
durumdalar.
Bugüne kadar yetenekli bireylerin kaymağını yiyen ABD, yenilikçi ve yaratıcı
bireylerin işgücü içerisindeki oranı ile kendisinin yaratıcılık endeksinde 11.
sırada olduğunu üzülerek belirtmektedir ( R.Florida, “The Flight of The Creative
Class†s. 43). Çünkü yeni teknolojileri geliştirmenin dinamiğini, motorunu
yetenekli bireylerin oluşturduğunu çok iyi biliyorlar. ABD`deki tüm bilim
insanların yaklaşık dörtte biri ve mühendislik profesörlerinin % 40`ı ile
mühendislik, bilgisayar ve yaşam bilimlerindeki doktora öğrencilerinin
yarısından fazlasını ABD dışından gelenler oluşturmaktadır. 2013-2014 akademik
yılında Amerika`daki yüksek eğitim kurumlarında kayıtlı olan yabancı öğrenci
sayısı 886 bindir. ABD`de okuyan öğrencilerin %4`ü yabancıdır ve Türkiye,
ABD`ye en fazla öğrenci gönderen 11`inci ülkedir Yabancı öğrenciler bu ülkeye
yıllık 27 milyar dolar bırakmaktadır (https://www.amerikaninsesi.com/a/abd-de-yabanci-ogrenci-sayisinda-artis/2594023.html).
Halen ABD`de okumuş ve ülkesini yöneten bir çok lider ve üst düzey yönetici
bulunmaktadır. Bu durum ABD`nin güvenliği açısından ve ikili ilişkiler açısından
da çok önemli görülmektedir. Beyin hareketi ya da yetenek hareketi
diyebileceğimiz bu süreç ekonomik gelişmeler kadar siyasi gelişmeleri de
etkilemektedir.
2015-2016 döneminde Türkiye`de okuyan yabancı öğrenci sayısı 87 bin 903`tür
(YÖK). Maalesef yetenek havuzunun en tepesinden öğrenci alamadığımız da
gerçektir.
Economist Dergisinde yayınlanan bir araştırma sonucuna göre “göçü serbest
bırakmanın dünya için potansiyel ekonomik faydaları ticari engelleri ortadan
kaldırmanın faydalarını gölgede bırakır†yorumu yapılmıştır (The Economist.â€Opening
The Doorâ€, 31 Ekim 2002).
Martin Prosperity Institute adlı kurum tarafından yapılan Dünya Yaratıcılık
Endeksi 2016 raporunda Türkiye, ancak sıralamaya konu 139 ülke içinde 88.
sıradadır. Bu endekste 3 temel parametreye bakmışlar ve 3T olarak
adlandırmışlar. 1. Teknoloji, 2. Talent (yetenek) ve 3. Tolerance (hoşgörü).
Teknolojide, ülkenin araştırma-geliştirme harcamalarına ve o ülkede alınan
patentlerin ülke nüfusuna oranına bakılmış. Yetenek boyutunda, ülkedeki yetişkin
ve üniversite mezunu nüfusun toplam işgücü içindeki oranı, hoşgörüde ise
göçmenlere, ırksal ve etnik azınlıklara yapılan muamele değerlendirilmiş. Sonuç
olarak Türkiye, teknoloji endeksinde 53., yetenek endeksinde 58. ve hoşgörü
endeksinde 123. hepsinin ortalamasında da endekste 88. sırada yer bulmuş.
Cornell Üniversitesi, INSEAD (The Business School for the World) ve Dünya
Fikri Haklar Örgütü (WIPO) tarafından Ağustos 2016`da yayınlana Küresel
İnovasyon Endeksi raporuna göre 128 ülke içerisinde Türkiye, 13.sıraya
yükselerek iyi bir gelişme kaydetmiştir. 7 ana göstergenin ele alındığı endeksin
alt başlıklarını incelediğimizde Türkiye:
İnsan kaynağı ve araştırma alanında 16.sırada,
İş gelişmişliği alanında ticaret-rekabet-pazar ölçeğinde 12.sırada,
Bilgi ve teknoloji çıktılarında, bilgisayar yazılım harcamalarının GSYH
içindeki payında 9.sırada,
Yenilikçi çıktılar alanında maddi olmayan varlıklar (5.sıra) ile
yenilikçi mal ihracatının toplam ticarete oranında (14.sıra) gelişme
kaydettiği görülmektedir
(https://www.tim.org.tr/tr/basin-odasi-timden-haberler-kuresel-inovasyon-endeksi-2016-verileri-aciklandi.html).
Ancak genel sıralamada 128 ülke arasından 42. sırada olan Türkiye, “siyasi
ortam†göstergesinde 88, “düzenleyici ortam†göstergesinde ise 96. sırada yer
almaktadır.
Bir çok ülke dünya yetenek havuzundan daha fazla pay almaya çalışıyor.
Peki biz?
Ters beyin fırtınası yapalım.
Kendi yetenek havuzumuzdan yararlanamazsak ve ilave olarak dünyadaki yetenek
havuzundan pay alamazsak ne olur?
Yaratıcı ve üretici olamayan bir ekonomi,
Bölgeler arası daha çok ekonomik eşitsizlik,
Gelir dağılımında zirveler ve ovalar arası farkın daha da açılması,
Genç nüfusta işsizliğin artması,
Derinleşen sosyal ayrımlar,
Siyasi gerilimler,
Sosyal adaletin bozulması ve
Yeteneklerin israfı en başta sayılabilir.
Â
Gelişen, büyük ve güçlü Türkiye olabilmek, bireylerimizin yeteneklerine ve
yaratıcılıklarına bağlıdır. Yapılacak olan, yeni “Yaratıcı Çağı†yakalamak için
zaten sınırlı olan yetenekli ve üstün yetenekli bireyleri açığa çıkaran ve
kullanabilen bir eylem planı oluşturmaktır. Yetenekli bireyleri bir araya
getirebilecek adımları atmak, istedikleri ortamı, fırsatları ve özgürlüğü bir an
önce sağlamaktır.
İlk adım ne olmalı?
Eğitim! Tabii ki eğitimle başlanmalıdır. Yetenekleri açığa çıkarabilmek
eğitimin önceliği yapılmalıdır. Sahici bir öğrenmeye geçilmeli, yaratıcılığı
açığa çıkaran, ateşleyen ve kullanmaya imkân veren özgün bir eğitim olmalıdır.
Problem çözme öğretilmelidir. Hangi alanda olursa olsun her yetenek takdir
edilmelidir. Bireylerin yaratıcılıklarını açığa çıkarmaları için bir sanatın
veya sporun içinde olmaları, hobileri olmaları, öğrenme ve öğretmekten zevk
almaları sağlanmalıdır.
Sonra.
Birbirini anlama ve saygı sürekli gözetilmeli. Her bireyi değerli gören
anlayış ileri taşınmalıdır.
Daha çok sorgulayan, eleştiren, kendini ifade eden, daha çok hayal kuran,
çocuklarımız olması için uğraş verilmelidir.
İnsan açgözlülüğü ve yıkımının önüne geçebilmek için, ne yapılacaksa ortak
akılla yapılmalıdır. Değişimler, fikirlerle başlar. Herkesin fikirleri alınmalı,
ülkenin bir parçası olduğu roller verilmelidir. Başkaları olmadan, diğerleri
olmadan yürünemeyeceği, gelişilemeyeceği bilinmelidir. Kutuplaştıran
zincirlerden kurtulmak gereklidir. Farklı olmak, sağlıklı toplumların
göstergesidir.
İnsan sermayemiz önemsenmelidir. Liselerden mezun olan 1 milyona yakın (
2015`te 908 bin ) öğrencinin yarısından fazlası üniversiteli olamıyor. Bırakın
yeteneklerini ve yaratıcılıklarını, kendileri göz ardı ediliyor. Üniversite
mezunları çok mu yaratıcı oluyorlar? Elbette hayır. Ama üniversiteye
giremeyenler çoktan gözden çıkarılmış, kendilerini değersiz hissettikleri bir
noktaya getirilmiştir. Üniversiteli ya da değil insan sermayemize ve
yeteneklerine sahip çıkılmalıdır.
Dünyada bir eşitsizlik varsa, o eşitsizliğin bireylerin yaratıcılık
potansiyellerin boşa harcanması olduğu unutulmamalıdır.
KAYNAKÇA
1. Florida R. (2011). Yaratıcı Sınıf Adres Değiştiriyor. İstanbul. Mediacat
2. Gladwell M. (2009) Outliers. İstanbul. Mediacat
Â

WEB 3.0: Diğer bir adı Semantik (anlamsal) web olan web 3.0, kişiye özel
internet olarak tanımlanmaktadır. İnternet ortamında aradığını bulamama
konusundaki şikayetleri en aza indirgeme amacı taşıyan web 3.0, internet
ağlarını kullanıcısını tanır hale getirecektir. Web 3.0 diğer sürümlerden farklı
olarak kullanıcıya daha etkin arama imkanı sunmaktadır. Yani tüm bilgilerin
depolandığı bir veri tabanını düşünecek olursak, kullanıcının yaptığı aramalar
sonucunda bilgiler hafızada tutulur ve daha önce nelerin araştırıldığını bilen
sistem yeni araştırmalarda elindeki verilerin yardımı ile ortak bir sonuç ortaya
koyup kullanıcıyı kısa bir zamanda en doğru sonuca ulaştırır. Diğer bir deyişle
web 3.0 önceki sürümlerde olmayan tanımlama ve anlamlandırma özelliklerine sahip
olacaktır.
Web teknolojileri, önümüzdeki yıllarda yoğun olarak kullanılacağı öngörülen web
3.0 teknolojilerine doğru adım adım ilerlemektedir. Web 3.0, internet ortamında
yapılan aramaların daha önce hiç olmadığı kadar kolay sonuç vereceği ve veri
paylaşımının daha kolay bir hal alacağı üzere tasarlanmaktadır. Günümüzde, tam
olarak istenen seviyeye ulaşmamış olmasına rağmen internet ortamında web 3.0`ın
etkileri gözlemlenmeye başlanmıştır.
Önceki iki sürümde olduğu gibi web 3.0 sürümünün de eğitime doğrudan
yansımalarının olacağı öngörülmektedir. Web 3.0 teknolojilerinin özellikle
uzaktan eğitim bağlamında birçok yeniliği ve kolaylığı beraberinde getireceği
beklenmektedir. Nitekim öğrenme, bilgiyi aktarma ve alma aşamalarından oluşan
iki boyutlu bir işlemdir. Bilgiyi alma, diğer bir adıyla içselleştirme basamağı
tüm öğrenenler için farklı şekilde gerçekleşmektedir. Günümüz eğitim sistemleri
yoğun olarak bu konunun üzerine eğilmekte ve öğrencilerin kendilerine has olan
bilgiyi içselleştirme yollarını kullanabilecekleri modeller geliştirme uğraşı
vermektedirler. Web 3.0 teknolojilerinin eğitime sağlayacağı en önemli katkının
bu sorunsala çözüm üretmesi yönünde olacağı düşünülmektedir. Bu doğrultuda
eğitimde bireyselliğin ön plana çıkacağı, öğrencilerin öğrenme-öğretme sürecinde
daha aktif bir rol üstleneceği, öğretmenlerin ise daha pasif bir role sahip
olacağı beklenmektedir. Nitekim web 3.0 sürümü ile birlikte insanlar internet ve
teknoloji bağlamında daha önce sahip olmadıkları imkanlara kavuşacak, bilgiye
ulaşma her zamankinden daha kolay ve hızlı olacaktır.
Semantik (anlamsal) web uygulamaları özellikle yüksek öğrenim ve lisansüstü
eğitimde hayati değere sahip olan kaynaklara kolay ve hızlı bir şekilde ulaşma
konusunda öğrenenlere büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Diğer bir ifade ile web
3.0, günümüz insanının en çok yakındığı konuların başında gelen zaman
yetersizliği problemini yüksek oranda çözüme kavuşturacaktır.
WEB 4.0: Web 3.0 teknolojileri henüz tam olarak kullanıma geçmeden web 4.0
hakkında çeşitli çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Web 4.0, diğer bir adıyla
Intelligent Web teknolojisinin 2020 ile 2030 yılları arasında kullanıma hazır
hale gelebileceği tahmin edilmektedir.
Henüz bir teoriden ibaret olan web 4.0`ın yaşamımıza ne tür yenilikler
getireceği tam olarak belirginleşmemiştir. Buna rağmen bilim insanlarının
birçoğu bu evrede bilgisayarlar ve insan zihninin doğrudan etkileşime
geçebileceği bir yapıdan bahsetmektedirler. Web 4.0`ın eğitime getireceği
yenilikler de belirsizliğini korumaktadır. 3-D yazıcıların eğitimde daha önemli
bir rol üstleneceği, akıllı bilgisayar uygulamalarının daha nitelikli olarak
öğrenme-öğretme sürecine dâhil olacağı, öğretmenlerin eğitim sistemlerinde ya
hiç olmayacağı veya etkilerinin neredeyse yok denecek kadar aza ineceği gibi
teoriler dile getirilse de henüz bu konuda herhangi bir uygulamaya
rastlanmamaktadır.
Henüz piyasaya sürülmeyen fakat yakın gelecekte diğer birçok alan ile birlikte
eğitimde de kullanılması beklenen Google Class teknolojisi web 4.0 sürümüne
örnek teşkil edebilecek bir yazılımdır. Giyilebilir teknoloji sınıfına giren
Google Class`ın Amerika`da sağlık, fizik ve müzik eğitimi alanlarında
kullanımına yönelik ön çalışmalar yapılmıştır. Anlık bilgi paylaşımı, anlık dil
çevirimi, farklı mekânlarda bulunan bireylerin anlık proje ve değerlendirme
toplantıları yapabilmesi gibi olanaklara sahip olan Google Class her yerde ve
her zaman eğitim sürecinin içinde olma imkânını öğrencilere sunmayı
planlamaktadır.
Web 3.0 ile birlikte ön plana çıkan eğitimde bireysellik kavramının web 4.0
sürümü ile günümüz eğitimcilerinin hayal bile edemeyeceği bir boyuta ulaşacağı
tahmin edilmektedir. Bu durum henüz bir teoriden ibaret olsa bile gelişmiş
ülkelerde eğitim ve bilim konulu kongrelerde sıkça dile getirilmeye
başlanmıştır. Fiziksel sınırların artık eğitimin önünde bir engel teşkil
etmeyeceği eğitim dünyasında okul, sınıf vb. kavramların bilgi edinme sürecinde
herhangi bir işlevinin kalmayacağı öngörülmektedir. Bahsi geçen eğitim
dünyasında, disiplinler arası iletişimin önemli bir yere sahip olacağı ve
insanların hiçbir zaman ihtiyaç duymayacağı ve kullanmayacağı bilgileri öğrenmek
için gereksiz yere vakit harcamayacağı düşünülmektedir. Eğitimin tamamıyla
internet odaklı yürütüleceği bu evrede, insanlar ihtiyaç duydukları bilgiyi
herkesin ulaşabileceği bilgi ağları aracılığı ile temin edebileceklerdir. İvan
İllich`in Okulsuz Toplum adlı kitabında yaklaşık 50 yıl önce dile getirdiği bu
modelin ironik bir şekilde geleceğin eğitim dünyasının temelini teşkil etmesi
beklenmektedir. Pragmatist felsefenin ağırlığını yoğun bir şekilde
hissettireceği bu dönemde bireylerden beklenen, sahip oldukları yetenek ve
becerileri göz önünde bulundurarak bilimin kendilerine sunduğu sınırsız
olanakları avantaja çevirmek olacaktır. Kısaca bu evre Amerika`yı yeniden
keşfetmeyi değil yeni Amerikalar bulmayı hedefleyen bireylerin nesli olacaktır.

Yaşadığımız çağda teknolojide meydana gelen hızlı değişimin etkisi diğer
birçok alanda olduğu gibi eğitim üzerinde de yoğun olarak gözlemlenmektedir.
Teknolojide yaşanan değişimler; öğrenme ortamlarından öğretmen ve öğrenci
rollerine, araç-gereçlerden hedeflere eğitimde gözle görünür bir etki meydana
getirmektedir.
Öğrenci merkezli eğitimin her geçen gün daha büyük bir öneme sahip olduğu
çağımızda teknoloji de öğrenci merkezlilikle doğru orantılı bir şekilde eğitimin
içinde yer almaktadır. Dünya genelinde yapılandırmacı eğitim modelinin teknoloji
ile entegrasyonu sonucunda okullarda öğrencilere teknoloji kullanmayı öğretmenin
yerini, öğrenme için teknolojiyi kullanmanın aldığını görebiliyoruz. Nitekim
dijital devrimin yaşandığı dünyada bilgi de en azından geçmişte olduğu kadar
gereklidir ancak tek başına yeterli değildir. Teknolojinin eğitimde her geçen
gün daha büyük bir paya sahip olmasıyla birlikte eğitimin hedeflerinde de
değişiklikler meydana gelmeye başlamış, yaşam boyu, beyin temelli vb. öğrenme
kuramları daha çok telaffuz edilir olmuştur. Bu bağlamda teknoloji, öğrencilere
problem çözme becerisinin yanı sıra sorgulama, üretme, keşfetme, eleştirel
düşünme vb. becerileri kazandırma amaçlarına hizmet etmektedir.
Yakın geçmişte internet teknolojileri ve bilgisayar yazılımlarında meydana gelen
hızlı değişim, yaşamın hemen her alanında önemli bir kullanım alanına sahip
olmuştur. Temel amaçlarından biri çağı yakalamış bireyler yetiştirmek olan
eğitimin de bu yeniliklerden mahrum kalması beklenemezdi. Nitekim web
teknolojileri ya da web araçları adları altında literatüre giren web 1.0, web
2.0, web 3.0 ve web 4.0 kavramları eğitimde önemli bir yer edindi. Web araçları
diğer bir ismiyle web teknolojileri, internette ulaşılabilecek ve üye olup
hizmetlerinden faydalanabilinecek web ortamları olarak tanımlanmaktadır. Web
1.0, 2.0, 3.0 ve 4.0 terimlerini internetin gelişim süreçleri veya internet
dönemleri olarak ifade edebiliriz.
WEB 1.0: Gelişim özelliklerine göre Web 1.0, Web 2.0, Web 3.0 ve Web 4.0 gibi
isimler alan web araçlarının ilki web 1.0`dır. İnternetin ilk dönemi için kullanılan web
1.0 bilgiye erişim ve bulma amaçlı kullanılmaktadır. İnternetin ilk yıllarında
(1990`lı yıllar) kullanıcılar web sitelerindeki bilgilere ulaşıp
kullanabiliyorlardı fakat sayfalar da bulunan hiçbir uygulamayı çalıştıramıyor
veya herhangi bir bilgiyi değiştiremiyorlardı. Web 1.0`da aranan bir bilgiyi
bulmak için referans sitelere gidilerek ihtiyaç duyulan bilgilerin yerinden
sağlanması ve az sayıdaki içerik sağlayıcıların çok sayıdaki kullanıcılara cevap
vermesi gerekmekteydi.
Web 1.0 kullanıcılara sadece okuma ve bilgiyi alabilme imkanlarını tanıyordu.
Nitekim bu evrede tüm kontrol hala web sitelerinin elindeydi ve web siteleri ile
kullanıcılar arasında herhangi bir etkileşim söz konusun değildi. Kısaca web 1.0
internette halihazırda var olan bilgilerin kullanıcılar tarafından pasif olarak
alınması anlamına geliyordu. Bilgiyi sunma, sahip oldukları bilgilerin
kullanıcılar tarafından aranması gibi yüzeysel olanaklara sahip olan web 1.0
daha sonra yerini insan etkileşiminin çok daha fazla yaşandığı web 2.0`a
bıraktı.
Web 1.0 araçlarının eğitime katkısı sonraki sürümlere nazaran kısıtlı
seviyededir. İletişim ve etkileşime kapalı olan web 1.0 sürümünde öğretmen ve
öğrenci rolleri geleneksel dönemden öteye gidememiştir. Webin bu evresinde
öğrenci yine pasif öğretmen ise hala bilgiyi transfer edendir. Öğrenciye sadece
salt okuma imkanı tanıyan web 1.0 araçlarının eğitime sınırlı seviyede katkı
sağladığı söylenebilir. Web 1.0 sürümünün eğitime sağladığı en önemli katkı,
öğrencilere kaynaklara ulaşmada sağladığı kolaylık ve pratikliktir.
Bu evre içerisinde internet kullanımının hızla artmaya başlamasıyla beraber
internet kullanıcıları önlerine sunulan içeriklerin yetersizliğinden ve
ihtiyaçları karşılamadığından şikâyetçi olmaya başladılar. Bu doğrultuda
kullanıcıların, paylaşma, kendi içeriğini oluşturma ve etkileşime girme
istekleri web 2.0`ın temellerinin atılmasına neden oldu.
WEB 2.0: Web 2.0 web 1.0`ın kullanıcılara sunduğu kısıtlı imkanların artık
ihtiyaçları karşılayamamasından dolayı ortaya çıkmıştır.
Web 2.0 ile birlikte web de insan etkileşimi başlamıştır. Web 2.0 evresinde
kullanıcılar web 1.0 dönemindeki gibi pasif ve tüketici değil aksine üretici ve
aktif bir role sahip olmuşlardır. Nitekim web 2.0 araçları, kullanıcılarına
içeriği takip etme, üye olma ve kendine ait bir alana sahip olup bu alanı
düzenleme olanakları sunmaktadır. Web 2.0 ile birlikte internet ortamında önemli
gelişmeler yaşanmaya başlandı ve websiteleri bir önceki evreye göre tasarım
açısından daha zengin, kullanımı kolay ve cazip hale geldi.
Web 2.0 araçları, eğitim alanında büyük kolaylıklar meydana getirmiş ve birçok
kurum tarafından öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir araç olarak kullanılmaya
başlanmıştır. Wikipedia, youtube, facebook, blogger gibi siteler web 2.0
araçları için sayılabilecek örneklerden birkaç tanesidir. Bunların yanında web
2.0 sürümü uzaktan eğitim bağlamında da önemli gelişim ve yeniliklere sebep
olmuştur.
Web 2.0 hayatın birçok alanında olduğu gibi eğitimde de radikal değişimlere yol
açmıştır. Kullanıcı merkezli bir web sürümü olan 2.0, öğrenciyi merkeze almayı
hedefleyen eğitim modelleri için oldukça cazip bir araçtır. Web 2.0 ile birlikte
kullanıcıların birbirleriyle ve internet siteleriyle etkileşim kurabilmeleri ve
öğrenenin eğitim sürecinde daha aktif bir rol alabilmesinin temelleri
atılmıştır. Bilgisayarda bulunan içeriğe müdahale edebilme imkanı tanıyan web
2.0 araçları öğrencilerin araştırma, sorgulama, eleştirel düşünme, paylaşma vb.
becerilerinin gelişmesine önemli katkılar sağlamaktadır.
Bu evrede öğretmen-öğrenci rolleri yapılandırmacı eğitimle uyumlu bir şekilde
değişim göstermektedir. Öğrencilerin aktif, üretici, bilgiye ulaşan rolleri
edindiği bu dönemde öğretmenler, öğrencilerin yardıma ihtiyaç duydukları
noktalarda danıştıkları rehberlerdir. Öğretmen-öğrenci rollerinin yanında
öğrenme modellerinde de köklü değişimlerin yaşandığı bu evrede öğrencilerin
birbiri ile etkileşim içerisinde olduğu işbirlikli öğrenme, proje tabanlı
öğrenme vb. çağdaş yaklaşımlar bir önceki web dönemine nazaran daha yoğun olarak
kullanılır hale gelmiştir. Web 2.0 teknolojileri öğretmenlere, bilgiye kendi
başına ulaşabilen ve yaşam boyu öğrenme felsefesine sahip bireyler
yetiştirebilmesi noktasında da birçok olanak sunmaktadır. Nitekim bu sürümün
dünyada yaygın hale gelmesiyle birlikte öğrencilere, sahip oldukları becerilere
hitap eden ve öğrenme hızına göre kontrolü elinde tutabileceği birçok bilgisayar
uygulaması geliştirilmiştir. Bu uygulamaların bir diğer avantajı ise öğrenmeyi
sınıf dışında ve herhangi bir zamanda gerçekleştirme imkânını öğrenciye
sunmasıdır. Bu noktada, öğretmenlerden de üzerine düşen görevi en iyi şekilde
yapması ve sahip olunan imkânları öğrenme sürecine en iyi şekilde yansıtması
beklenmektedir. Nitekim gelişim ve değişime kapalı olan öğretmenlerin yoğun
olarak bulunduğu bir eğitim sisteminde, bahsi geçen çağdaş öğrenme modellerinden
bir çıkarım elde edilmesi teoriden öteye geçemeyecektir.

Her bilim insanı, kâşif, araştırmacı, mühendis ve doktor şüphesiz insanlığa
büyük katkılarda bulunmuştur. Ama acaba kaçının hayat hikâyesini, buluşlarını ve
çalışmalarını ayrıntılı olarak biliyoruz?
Bugün sizlerle bu önemli insanlar hakkında yapılmış en iyi 20 biyografik filmi
paylaşacağız. Listemizin her hangi bir sıralama gözetmediğini belirtmek isteriz.
Bakalım siz hangilerini izlemek için sabırsızlanacaksınız.
1-SOSYAL AĞ ( THE SOCİAL NETWORK) (2010)
IMDB puanı: 7.7
Tür: Biyografi , Dram
Süre: 120 Dak.
Yönetmen: David Fincher
Oyuncular: Justin Timberlake , Andrew Garfield , Jesse Eisenberg , Malese Jow ,
Brenda Song
Konusu: The Social Network, Facebook `un kurucusu Mark Zuckerberg`in hayat
hikâyesini ve ünlü sosyal paylaşım sitesinin kurulma aşamalarını anlatıyor.
2- EİNSTEİN VE EDDİNGTON (EİNSTEİN AND EDDİNGTON) (2008)
IMDB puanı: 7.4
Tür: Biyografi
Süre: 94 Dak.
Yönetmen: Philip Martin
Oyuncular: David Tennant, Richard McCabe, Patrick Kennedy, Ben Uttley
Konusu: Einstein`ın Genel Görelilik teorisinin gelişimini ve onun teorisini
deneysel olarak kanıtlayan İngiliz bilim insanı Sir Arthur Eddington ile
ilişkilerini açıklayan bir drama
3 - E=m.c2 (2005)
IMDB puanı: 7.8
Tür: Biyografi
Süre: 120 dk.
Yönetmen: Gary Johnstone
Oyuncular: Andrew Callaway, Andy Crabbe, Daniel D`Alessandro, Brendan Fleming
Konusu: Einstein`ı büyük üne kavuşturan bilimsel keşfi anlatan bir belgesel.
4 – SHACKLETON (2002)
IMDB puanı: 7.7
Tür: Biyografi , Dram , Macera
Süre: 206 Dak.
Yönetmen: Charles Sturridge
Oyuncular:Kenneth Branagh , Kevin McNally , EmbethDavidtz , Ron Donachie , Danny
Webb
Konusu: 20. yy başlarında yaptığı Antarktika keşifleriyle tanınan İrlandalı -
İngiliz kâşif Sir Ernest Henry Shackletonın 1914 yılında Endurance gemisiyle
yaptığı zorlu seferin hikayesini anlatan bir biyografi
Â
5- AGORA (2009)
IMDB Puanı:7.2
Tür: Dram , Macera , Tarih
Süre: 127 Dak.
Yönetmen: Alejandro Amenábar
Oyuncular:Rachel Weisz , Oscar Isaac , Max Minghella , Rupert Evans , Amber Rose
Revah
Konusu: Tarihin gördüğü en etkileyici ve ilgi çekici, adını matematikçi, filozof
ve astronom olarak tarihe yazdıracak kadar zeki bir kadın. Ve ne trajiktir ki
ölümüyle bile unutulmayacak bir kadın. Tarihin unutulmazları arasına giren
İskenderiyeli Hypatia ve yaşamı.
Â
6- JOBS (2013)
IMDB Puanı: 5.9
Tür: Biyografi , Dram
Süre: 122 Dak.
Yönetmen: Joshua Michael Stern
Oyuncular: Ashton Kutcher , Josh Gad , J.K. Simmons , James Woods , Dermot
Mulroney
Konusu: Teknoloji mucidi olarak anılan 2011 yılında hayatını kaybeden Steve
Jobs`un hayalleri, hayallerine kavuşması ve her şeyini kaybetse bile yılmadan
nasıl devam ettiğini anlatan bir film.
7- SİSTEKİ GORİLLER ( GORİLLAS İN THE MİST)(1988)
IMDB Puanı: 7.0
Tür: Biyografi , Dram
Süre: 129 Dak.
Yönetmen: -
Oyuncular: Sigourney Weaver , Iain Glen , Bryan Brown , Michael J. Reynolds ,
Julie Harris
Konusu: Bu güzel drama, antropolog Dian Fossey`nin (Sigourney Weaver) gerçek
hikâyesine dayandırılarak filmleştirilmiştir. Fossey şans eseri Afrika`nın
derinliklerinde nadir bulunan dağ gorilleri üzerine çalışmaya başlamıştır ve
onlarla ilişki kurmayı öğrenmektedir. Ama artık akademik ilgisinin ötesinde
gorillerle ilgi duymakta ve hayatını tehlikeye atma pahasına hayvan tüccarlarına
ve yasak avcılık yapanlara karşı mücadele etmektedir.
8- TEMPLE GRANDİN (2010)
IMDB Puanı: 8.3
Tür: Biyografi , Dram
Süre: 107 Dak.
Yönetmen: Mick Jackson
Oyuncular: Claire Danes , Julia Ormond , Catherine O`Hara , David Strathairn ,
Charles Baker
Konusu: Temple Grandin (d. 29 ağustos 1947), Amerikalı hayvan bilimi uzmanı ve
Colorado Devlet Üniversitesi`nde profesör, yazar, otizm aktivisti olan cesur bir
kadının çevresine verdiği dersi anlatan bir film.
9- AKIL OYUNLARI ( A BEAUTİFUL MİND) (2001)
IMDB Puanı: 8.2
Tür: Biyografi , Dram
Süre: 135 Dak.
Yönetmen: Ron Howard
Oyuncular: Russell Crowe , Jennifer Connelly , Paul Bettany , Josh Lucas , Adam
Goldberg
Konusu: John Forbes Nash Jr., genç yaşında geliştirdiği kuramlarla matematik
dünyasının bir numaralı ismi haline gelir. Fakat kısa süre içerisinde bencilliği
ve kendine olan aşırı güveni sonucunda oluşan kişisel problemleri ile baş edemez
duruma düşer. Dâhilik ile delilik arasındaki ince çizgiyi anlatan bir biyografi
10- PATCH ADAMS (1998)
IMDB Puanı: 6.7
Tür: Biyografi , Dram , Komedi
Süre: 115 Dak.
Yönetmen: Tom Shadyac
Oyuncular: Robin Williams , Philip Seymour Hoffman , Bob Gunton, Monica Potter ,
Michael Jeter
Konusu: Yaşanmış bir hayat hikâyesinden alınmıştır. İntihar eğilimli biri olarak
girdiği akıl hastanesinde gördüklerinden sonra Hunter `Patch` Adams (Robin
Williams), çıktıktan sonra tıp fakültesine öğrenci olarak girer. Okulda başarılı
bir öğrenci olmasına karşın, ideallerinden dolayı hocalarından tepki görür.
Amacı `hayata renk katarak` mizah yoluyla tedaviye katkıda bulunmaktır.
11- ONURLU BİR ADAM ( MAN OF HONOR) (2010)
IMDB Puanı: 7.2
Tür: Biyografi , Dram
Süre: 129 Dak.
Yönetmen: George Tillman Jr.
Oyuncular: Charlize Theron , Robert De Niro , Cuba Gooding Jr. , Tyler Posey ,
David Conrad
Konusu: Amerika`nın ilk engelli Afrika-Amerika asıllı dalgıcı ve onu yetiştiren
adamın hikâyesi
12- ENIGMA ( THE IMITATION GAME) (2014)
IMDB Puanı: 8.1
Tür: Biyografi , Dram , Gerilim
Süre: 113 Dak.
Yönetmen: Morten Tyldum
Oyuncular: Keira Knightley , Benedict Cumberbatch , Mark Strong , Matthew Goode
, Charles Dance
Konusu: Filmde, 2. Dünya Savaşı sırasında Almanların şifreli haberleşmelerinin
kodlarını çözen Alan Turing`in Nazileri durdurma başarısı anlatılıyor.
13- MAVİ BEBEK SENDROMU(SOMETHİNG THE LORD MADE) (2004)
IMDB Puanı: 8.3
Tür: Biyografi
Süre: 110 Dak.
Yönetmen: Joseph Sargent
Oyuncular: Alan Rickman, Yasiin Bey, Kyra Sedgwick
Konusu: Büyük Buhran sırasında başlayan, cerrah Alfred Blalock ile siyahî
asistanı Vivien Thomas`ın 34 yıllık ortaklıklarının hikayesi. İlk başta hademe
olarak işe alınan Thomas, el becerisi ve kardiyolojiye duyduğu ilgi sayesinde
Cerrah Blaloc`un araştırmalarının önemli bir parçası haline geliyor. Ancak
dönemin ırkçı yaklaşımı Thomas`ı oldukça zorluyor.
14- ZEKA PIRILTISI (FLASH OF GENİUS) (2008)
IMDB Puanı: 7.0
Tür: Biyografi , Dram
Süre: 119 Dak.
Yönetmen: Marc Abraham
Oyuncular: Dermot Mulroney , Lauren Graham , Greg Kinnear , Aaron Abrams , Alan
Alda
Konusu: Robert Keans`ın yaşam öyküsünü anlatan film. Otomobil üreticileri
yağmurda da araba kullanmayı sağlayacak bir çözüm aramaktadırlar ve bu çözüm
Robert Kearns`ın bulduğu "silecek" tir. Kendi halinde bir üniversite hocası olan
Kearns bu buluşuyla bir anda zengin olabileceğini fark eder.Tabii bunda,
buluşuna aşırı ilgi gösteren Ford`un da payı büyüktür.
15- HER ŞEYİN TEORİSİ (THE THEORY OF EVERTHİNG) (2014)
IMDB Puanı: 7.7
Tür: Biyografi , Dram
Süre:123 Dak.
Yönetmen: James Marsh
Oyuncular: Eddie Redmayne , Felicity Jones , Charlie Cox , Emily Watson , David
Thewlis
Konusu: Ünlü İngiliz fizikçi ve bilimadamı Stephen Hawking`in kariyerinin ilk
yıllarına, fiziksel kapasitesini giderek düşüren ALS hastalığının aşamalarına ve
ilk eşi Jane Wilde ile ilişkisine odaklanan Her Şeyin Teorisi filmi, sinema
dünyasının en önemli ödüllerinde birçok adaylık kazandı. Özellikle Eddie
Redmayne`in müthiş Hawking performansı, izleyiciler tarafından büyük takdir
topladı. Film, Türkiye`de 27 Şubat 2015`te gösterime girmişti.
16- YARATILIŞ (CREATİON) (2009)
IMDB Puanı: 6.7
Tür: Biyografi , Dram
Süre: 108 Dak.
Yönetmen: Jon Amiel
Oyuncular: Jennifer Connelly , Paul Bettany , Benedict Cumberbatch , Toby Jones
, Jeremy Northam
Konusu: Darwin`in 1859`da yayımlanan başyapıtı Türlerin Kökeni Üzerine adlı
kitabını hazırlama sürecinde inanç ile bilimsel gerçeklik arasında ‘Tanrı mı,
evrim mi? sorusu içinde yaşadığı ikilemleri ve 10 yaşındaki kızını kaybetmesinin
öyküsünü konu ediyor.
17-LOUİS PASTEUR`ÜN HİKÂYESİ ( THE STORY OF LOUİS PASTEUR) (1936)
IMDB puanı: 7.4
Tür: Biyografi
Süre: 87 Dak.
Yönetmen: William Dieterle
Oyuncular: Donald Woods , Josephine Hutchinson , Anita Louise , Paul Muni
Konusu: Fransız mikrobiyolog Louis Pasteur`un alanına getirdiği devrimi anlatan
bir biyografi filmi
18- GİZLİ SAYILAR (HİDDEN FİGURES) (2016)
IMDB puanı: 7.8
Tür: Dram, Biyografi
Süre: 127 Dak.
Yönetmen: Theodore Melfi
Oyuncular: Taraji P. Henson , Octavia Spencer , Janelle Monáe , Kevin Costner ,
Kirsten Dunst
Konusu: Katherine G. Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson tarihin
anlatılmayan hikâyelerinden birine sahiptir. Uzay ve bilimlerinin
derinliklerindeki sorunları müthiş zekâlarıyla çözmeye çalışan bu kadınlar
gelmiş geçmiş en önemli NASA operasyonlarından birinde de büyük rol
oynayacaklardır. Dünya yörüngesine çıkan ilk Amerikalı astronot John Glenn`in
bütün dünyayı heyecana boğan operasyondaki her adımı bu 3 zeki bilim kadınının
yardımıyla olacaktır.
19- TEHLİKELİ İLİŞKİ (A DANGEROUS METHOD) (2011)
IMDB puanı: 6.5
Tür: Biyografi , Dram , Gerilim , Psikolojik
Süre: 99 Dak.
Yönetmen: David Cronenberg
Oyuncular: Keira Knightley , Viggo Mortensen , Michael Fassbender, Vincent
Cassel , Sarah Gadon
Konusu: Freud ve öğrencisi Jung`un ilişkisi çerçevesinde psikanalizin doğuş
sürecini ve bu iki büyük ismi karşı karşıya getirecek olan 18 yaşındaki genç
kadın Sabina`nın öyküsünü anlatıyor.
20- KALIPLARI KIRMAK (BREAKİNG THE MOULD) (2009)
IMDB puanı: 7.0
Tür: Dram , Tarih
Süre: 80 Dak.
Yönetmen: Peter Hoar
Oyuncular: Dominic West , Joe Armstrong , Sam Heughan , Denis Lawson , Oliver
Dimsdale
Konusu: İngiltere`de bir grup bilim insanı, hükümet yetkilisi ve ilaç şirketi
temsilcileri bir ilaç üzerinde karar vermek amacıyla toplanmıştır. Bu ilaç,
tıpta büyük bir devrim yaratacak olan penisilindir. Herkesin gözü bu maddenin
mucidi Alexander Fleming`in (Denis Lawson) üstündedir. Tıbbı değiştirecek bir
ilaç ve onu keşfeden bilim insanları. Penisilinin bilinmeyen hikâyesi

Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi (BTM) uluslararası platformlarda da dikkat çekiyor. Bu yıl Porto`da düzenlenen ve dünyanın önde gelen bilim merkezleri ile müze temsilcilerinin katıldığı Avrupa Bilim Merkezleri ve Müzeleri Birliği (ECSITE) konferansında BTM Exhibit markası ile yerini alan Bursa Bilim Teknoloji Merkezi, açtığı stant ile ilgi odağı oldu.
Bursa Bilim Teknoloji Merkezi`nin de üyesi olduğu ECSITE, bu yıl “Hayatın Her Yeri†teması ile binden fazla bilim merkezi profesyonelini Portekiz`in Porto kentinde buluşturdu. Ürettiği eğitim teknolojileri ve deney düzenekleri ile Türkiye`nin gururu olan Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi, bu yıl 28. yılını kutlayan ECSITE, Portekiz`deki konferansında kurduğu stant ile hem Bursa`yı tanıttı hem de ürettiği bilimsel deney düzenekleri ve eğitim teknolojilerini Avrupa kantarında görücüye çıkardı.
ECSITE konferansı Porto Üniversitesi Doğa Tarih ve Bilim Müzesi`nin ev sahipliğinde 15-17 Haziran 2017 tarihlerinde üç gün boyunca devam edecek. Birçok farklı ülkeden bilim severin atölye çalışması yapma imkanı bulduğu Bursa Bilim Teknoloji Merkezi`nin standı TÜBİTAK`tan da tam not aldı. ECSITE`ın konferanslarını takip etmek üzere Porto`da bulunan TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu ve TÜBİTAK Bilim ve Toplum Daire Başkanı Prof. Dr. Şemsettin Türköz` de BTM Exhibit standını ziyaret ederek BTM Genel Koordinatörü Rıfat Bakan`dan bilgi aldılar.
Rıfat Bakan, 52 ülkeden 370`in üzerinde üyesi bulunan ECSITE`ın önemli bir çatı kuruluşu olduğunu ve bu organizasyonda Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi`nin organizasyonda ilgi duyulan stantların arasında yer almasının Türkiye`nin eğitim teknolojileri ve bilimsel materyal üretimi ve ihracatına zemin hazırlaması açısından cesaret verdiğini belirtti. Birçok Avrupa ülkesinden beklentilerin üzerinde sipariş aldıklarına dikkat çeken Bakan, Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi`nin hareket kabiliyetinin ülke sınırlarının dışına taşmasının doğru yolda olduklarının gösterdiğini belirtti.
ECSITE konferansında ayrıca Hacettepe STEM & Maker Lab başkanı Doç. Dr. Gültekin Çakmakcı, “STEM Eğitiminde Cinsiyet Eşitliği†ve Eskişehir Bilim Deney Merkezi Sabancı Uzayevi koordinatörü Özlem Çam, “Bilim Merkezi Eğitmenlerine Yönelik Uygulamalı Etkinlikler†başlıklı çalıştaylar düzenlediler.
ECSITE NEDİR?
370 den fazla üyesi ile Bilim Merkezleri ağı için Büyük önem arz eden Avrupa Bilim Merkezleri ve Müzeler Birliği (ECSİTE) Dünya genelindeki pek çok bilim merkezinin ortak olarak proje ürettiği, geliştirdiği saygın bir kuruluş olarak tanınmaktadır. Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi`nin de üyesi olduğu Avrupa Bilim Merkezleri ve Müzeler Birliği, gün geçtikçe ortak çalışma alanını genişleterek, ortak çalışma bilgi paylaşımı ağını genişletmektedir.

Türkiye'nin okul odaklı olarak lisanslanan ilk ve tek MAKER panayırını 2016
yılında düzenleyen TED Adana Koleji, 2017'de ikinci kez, il bazında
gerçekleştirmek üzere lisansını aldığı Adana Mini Maker Faire adlı etkinliği 26 -27 Mayıs 2017 tarihlerinde, Adana iline yönelik olarak, TED Adana Koleji kampüsünde gerçekleştirecektir.
Konferans, proje sunumları, bilimsel şovlar, eğitimler, kamp, gibi
etkinliklerin gerçekleştirileceği ve 2 gün sürecek panayırda, ev sahibi olan TED
Adan Koleji, MAKER hareketine gönül veren öğrenci ve öğretmenleri ağırlamaktan ve projelerini sergileme imkânı sağlamaktan onur duyacaklarını
bildirmiştir.
MAKER panayırında projelerini sergilemek ve/veya atölye(workshop) çalışmaları
yapmak/yaptırmak isteyen okullar, makerlar 28 Nisan 2017 tarihine kadar
https://adana.makerfaire.com
adresinde yer alan kayıt formunu doldurarak başvurmaları beklenmektedir.
Etkinlik Tarihi: 26 -27 Mayıs 2017
Kayıt:Â https://adana.makerfaire.com
Son Başvuru Tarihi: 28 Nisan 2017

Ayrancı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Arda GÜNDOĞAR ve Oktay
TOPRAKSOY, TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri
Yarışmasında okul terkiyle ilgili yaptıkları çalışma ile Ankara bölge sergisine
davet edildi. Okul terkinin nedenlerini ve önlenmesine yönelik çözüm
önerilerini, okul terki yaşayan öğrenciler ve öğretmenlerin görüşlerinden
yararlanarak ortaya çıkarmayı amaçlayan öğrenciler okul terki yaşamış 12 öğrenci
ve 6 öğretmen ile nitel yöntemlerden görüşme tekniğini kullandılar. Milli Eğitim
Bakanlığı 2015-2019 Stratejik Planı`nda yer alan verilere göre 2014 yılında
ortaöğretim öğrencilerinin %34,8`inin 20 günün üzerinde devamsızlık yaptığı
ifade edilmektedir. Bununla birlikte, okul terki oranının %38,2 olduğu
görülmektedir. Bir ülkede okul terki oranları o ülkenin ekonomik, sosyal ve
kültürel koşulları hakkında ipucu verebilmektedir. Okul terkinin öneminin
farkında olan toplumlar, bu sorunu çözebilmek için politikalar geliştirmektedir.
Okul terkinin uzun vadeli sonuçları değerlendirildiğinde hem birey hem de toplum
açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı açıktır.Araştırmada ilk olarak öğrencilere göre okul terkinin nedenlerinin ortaya
çıkarılması amaçlanmıştır. Buna göre başarısızlık, devamsızlık, ilgisizlik,
ailevi sorunlar ve uyum başlıca nedenler olarak ifade edilmiştir. Çalışma
grubundaki öğrencilerin büyük çoğunluğunun daha önce dersine giren öğretmenlere
göre ise maddi sorunlar, ilgisizlik ve disiplin sorunlarının okul terkinin
nedenleri olarak öne çıktığı görülmektedir. Belirtilen nedenler büyük ölçüde
örtüşse de öğretmenlerin birincil neden olarak gösterdikleri maddi sorunların
hiçbir öğrenci tarafından neden olarak belirtilmediği görülmektedir.
Araştırmanın ikinci alt probleminde okul terki sonrası ailelerin tepkisi
sorulmuş ve öğrencilerin yarısı kızgınlık cevabı verdiği görülmüştür. Dikkat
çeken başka bir bulgu ise görüşülen öğrencilerin 4`de 3`ünün 9. sınıfta okulu
terk etmesidir. Araştırmada üçüncü olarak okul dışındaki hayatın çekici yanları
belirlenmeye çalışılmıştır. Öğrenciler ağırlıklı olarak daha çok boş zamanları
olduğunu ve sosyal hayatlarının daha iyi geçtiğini belirtmiştir. Bu durum okul
terki sonrası öğrencilerin yaygın eğitime devam etmediği ve iş hayatına
atılamadığının göstergesi olabilir. Araştırmada son olarak hem öğrenci hem de
öğretmen görüşlerine göre okul terkine yönelik çözüm önerileri belirlenmiştir.
Öğrencilerin %83,33`ü destek görmenin en önemli çözüm olduğunu ifade etmiştir.
Burada algılanan sosyal desteğin önemi ortaya çıkmaktadır. Gerek okuldaki
öğretmenler ve rehberlik servisi, gerekse aileden görülecek destek son derece
önem kazanmaktadır. Öğretmenlerin okul terkine yönelik çözüm önerilerine
bakıldığında etkili rehberlik ve sosyal aktivitelerin artırılmasının ağırlıkta
olduğu; ders saatlerinin azalması, okulun fiziki koşullarının iyileştirilmesi ve
veli işbirliğine dikkat çekilmektedir. Araştırmacılar okul terkini önlemeye
yönelik politikalara ihtiyaç duyulduğunu ve okul terki riski taşıyan
öğrencilerin tespit edilmesinin öneminin altını çizmektedir. Okul terki yaşayan
öğrencilerin yaygın eğitim kurumlarına yönlendirilmesi son derece önemlidir.
Okul rehberlik servisinin öğretmen ve velilerle işbirliği yapması okul terkini
azaltabilir. Bu çalışmanın sonuçlarından birisi de okul terkinin en fazla 9.
sınıflarda olduğu sonucudur. Bu bağlamda liseye yeni başlayan (9. sınıf)
öğrencilerinin okula uyumunu sağlayan programlar uygulanabilir. Araştırmacılar
okul terki nedenleri konusunda daha fazla araştırma gerçekleştirilmesini ve bu
araştırmaların farklı bölgelerde yapılmasını önermektedir.

Çocuklarınızla Yapacağınız Bilimsel Aktiviteler
Yoğun iş temposunda kendine bile vakit ayıramayan ebeveynler çocuklarıyla az
ilgileniyorlar. Fakat çocukların gelişiminde ebeveynlerin önemli rolü vardır.
Çünkü çocuklar öğretmenlerinin yanı sıra evde anne ve babalarıyla birlikte yeni
şeyler keşfeder ve öğrenirler. Evde çocuklarınızla yapacağınız bilimsel
etkinlikler çocukların bilime yönelik ilgi ve meraklarını artırmakta ve olumlu
tutum geliştirmelerine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, çocuklarınızla kaliteli
vakit geçirebileceğiniz bu etkinlikler fen derslerindeki kavramları
anlamalarında da etkili olacaktır. Ailelerin bilim-okuryazarlığını destekleyen
ve evde kolaylıkla yapılabilen eğlenceli bilimsel aktiviteler paylaşmaya uzun
bir aradan sonra devam ediyorum.
Bilimi Eve Getiren Aktiviteler 4: Kağıt Kromatografisi
Anahtar Kavramlar
Renkler
Çözeltiler
Moleküller
Kromatografi
Ana renkler
Renkler Nasıl Oluşur?
Parlak ve canlı renkli kalemler veya boyalar kullanmayı sever misiniz? Bu
renklerin nasıl oluştuğunu hiç merak ettiniz mi?
Haydi renk dedektifi olalım!
Renk çeşitliği, farklı renkli moleküllerin bir araya gelmesiyle oluşur. Çoğu
boya kalemi ona rengini veren bir boya karışımından meydana gelir. Farklı
renkler elde etmek için boya malzemeleri karıştırılır. “Sarı No. 5†gibi bazı
renkli moleküller sentetiktir. Karotenoid gibi diğerleri ise doğal kaynaklardan
elde edilir. Karotenoidler havucunuzu turuncu yapan moleküllerdir. Saftan gibi
konsantre doğal ürünlerden elde edilir.
Turuncu ve yeşil gibi birçok renk, ana renklerin harmanlaması ile elde edilir.
Gözlerimiz tek bir renk gibi görse de birden fazla rengin bir araya gelmesiyle
oluşur.
Nesnelerin Rengini Nasıl Görüyoruz?
Nesneleri görüyoruz çünkü ışıkları gözlerimize yansıyor. Bazı moleküller
yalnızla belirli renkleri yansıtır. Yansıyan bu renkli ışık gözlerimize ulaşır
ve beynimize belli bir renkte olduğu sinyalini verir. Çoğu zaman gördüğümüz
renkler, farklı renk moleküllerinin bir karışımı tarafından yansıtılan ışığın
bir birleşimidir.
Kromatografi Nedir?
Kağıt kromatografisi, bir çözeltinin bileşenlerini ayırmak için kimyagerler
tarafından kullanılan bir yöntemdir. Çözeltiyi bileşenleri ayırmak için özel
kağıt şeridine ufak bir miktar numune alınır. Kağıt şeridin ucu su, yağ veya
izopropil alkol gibi bir çözücüye batırılır ve kağıt yavaş yavaş çözücüyü emer.
Farklı renk molekülleri kağıt üzerinde farklı hızlarda hareket eder.
Kromatografik kağıdı üzerinde renk şeritleri oluşur ve sonuç olarak çözelti
bileşenlerine ayrılır.
Bu etkinlik ile çocuklarınıza keçeli kalemlerin içindeki gizli renkleri
keşfetmelerine yardımcı olabilirsiniz. Çocuklarınız bu sayede renkleri
ayrıştırmak için kendi kağıt kromatografisini tasarlar. Kromatografi, renk
pigmentlerini ayırma süreci hakkında bilgi edinmek için bu aktiviteyi
çocuğunuzla birlikte yapın.
Gerekli Malzemeler
İki tane beyaz kahve filtresi
Makas
Cetvel
İstediğiniz renklerde keçeli kalem ya da mürekkepli kalem
Kurşun kalem ( test edeceğiniz her renk için bir tane)
Su bardağı (test edeceğiniz her renk için bir tane)
Su
Bant ya da klips
Not almak için kağıt ve kalem
Hazırlanışı
• Kahve filtrelerini yaklaşık olarak 2 cm genişliğinde ve en az 6 cm uzunluğunda
olacak şekilde denemek istediğiniz renk sayısınca kesin.
• Her kağıt şeridin alt ucundan yaklaşık 1 cm yukarısını kurşun kalem ile
çiziniz.
• Test etmek istediğiniz rengi alın ve kurşun kalem ile belirlediğiniz hattın
ortasına kısa bir çizgi çizin.
• Kağıt şeridin üst kısmını bir kurşun kalemin etrafına sarın ve yapıştırın.
• Daha sonra içerisinde biraz su bulunan bardağın içine sallandırın. Kağıdın
ucunun sıvıya değmesine dikkat edin. Suyun mürekkep ile çizdiğiniz yere değmesi
gerekmez.
• Birkaç dakika bekleyin ve renk değişimini gözlemleyin.
• Denemek istediğiniz her renk için yukarıdaki aşamaları tekrarlayın.
Not: Renklerin tam spektrumunu görmek için daha uzun şeritlere ihtiyacınız
olabilir.
Bilimsel Sorgulama
1. Test etmek istediğiniz renklerin bir renk karışımıyla mı yoksa tek bir renk
molekülünden mi oluştuğunu düşünüyorsunuz? Aşağıdaki tabloya benzer bir tablo
oluşturarak önce tahminlerinizi yazınız.
Renk
Tahmin
Gözlem
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
Â
2. Suyun ne gibi rol oynayacağını düşünüyorsunuz?
3. Kağıt şeritleri su yükselirken gözlemleyin. Kağıt şeritlerdeki renkli
çizgilere ne oldu?
4. Herhangi bir renk ayrımı görüyor musunuz?
5. Hangi renkleri algılarsınız?
6. Renkler hareket etti mi?
7. Farklı renklerin hareket hızları aynı mı?
8. En üstte hangi renkler var? Yani hangi renk pigmentleri daha hızlı hareket
etti?
9. En altta hangi renkler var? Hangi renk pigmentleri yavaş hareket etti?
10. Şeritleri sudan çıkardıktan sonra renkler hareket etmeye devam ediyor mu?
11. Her bir kağıt şerit kaç tane renk bileşeni içeriyor?
12. Toplam kaç renk tespit edebilirsiniz?
Bilimsel Görüş
Keçeli kalemdeki mürekkepler genellikle farklı renklerin karışımından oluşur.
Bazı renkler, içerdikleri kimyasal maddelerden dolayı suda diğer renklere oranla
daha kolay çözünür. Böyle renkler kağıtta hızla yükselir. Bazı renkler ise suyu
sevmeyen kimyasal maddeler içerir. Bu renkler suda yavaş çözündüğü için renk
pigmentleri yavaş hareket eder ve kağıdın alt kısmında kalır çok fazla yukarı
çıkamazlar. Kromatografi sayesinde renklerin ya da renkleri oluşturan boyaların
ayrışması sağlanır. Kahve filtre kağıdı, boyayı emer ve farklı renkler farklı
hızlarda kağıt üzerinde hareket eder. Bu hareket sonucunda kağıt üzerinde renk
spektrumları oluşur. Örneğin kahverengi mürekkebin; mavi, sarı ve pembe
renklerden oluştuğunu gözlemlediniz.
Bu aktivitede kromatografi kağıdı olarak kahve filtresi kullanarak renkleri
bileşenlerine ayırdınız. Kahve filtre kağıdı yerine kurutma kağıdı kullanmayı da
deneyebilirsiniz. Daha kesin sonuçlar elde etmek için ise bilimsel kromatografi
kağıdı kullanmalısınız.
Kaynak:
Scientific American