Dünya tükenen bir kaynak. Gelecek dünyası eğer kurtulursa bilimsel çaba ile kurtulacak. Türkiye bilim ve sanatta Batı uygarlığını dışlamaya devam ediyor. Bilimsel jargon göstermelik olarak var, vitrin bilimselliği ülkeyi kurtaramayacak. Geleceği planlamak için çok zamanımız yok ve bunu sadece kendi bilim adamlarımız yapabilir diyor Doğan Kuban “Gelecek: Geleceği Sorgulamayan Toplumların Geleceği" adlı kitabında… Geçen hafta bu kitabı okumaya biraz ara verdim, o esnada televizyonda gündüz kuşağı programlarından birinde bir operatör doktorun seyircilerinden birine sırt ve bel ağrısı için akupunktur etkisi yapacağını belirttiği 36` lık boş bir yumurta kolisini sırtına bağladığını izledim. Şaka olabileceğini düşündüm ve doktor bu sırtına bağlanan koli ile evde altı saat kadar dolaşabileceğini belirtiyordu, şaka değildi. Bu programı televizyonda ve ekranın önünde benim gibi sayısız vatandaş izliyordu.
Bir diğer programa doğru ilerledim burada da Mevlana`nın çok bildiğimiz değerli dizelerini sunucu okunuyordu:
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,Â
İster kâfir, ister mecusi,
İster puta tapan ol yine gel…Â
Dizeleri henüz tamamlayan sunucu birden duraksadı ve devam etti ne güzel dizeler ama “Mecusi†nedir aaaa bilmiyorum! Konuğu ise “Mecusi â€kavramını açıklamaya çalıştı cılız bir sesle “mecnun†olabilir sunucu ise okuduğu dizeden bile bi haber tebessümünü sürdürürken kendime şu soruyu sordum. Sunucu bu kavramı bilmiyor olabilir ancak bu dizeyi okumaya karar verdi ise dizelerin anlamını [bir zahmet]  öğrenmesi gerekmez miydi?
21. yüzyıl Türkiye`sinde bu iki örnek olay karşısında hayretler içerisinde kalmamak mümkün değil. İlk örnekte bir tıp doktorunu eleştiriyorum ancak asıl eleştirim bu yumurta kolisini sırtına bağlatan vatandaşa ve bir eğitimci olarak bu bireyi yetiştiren bizlere… İkinci örnek olayda ise belki binlerce kez duyduğumuz bu dizelerin manasından habersiz sunucuya, ödevini çalışmamış olmasına ve yine eğitim sistemine.
Ajda Pekkan`ın mükemmel yorumladığı “süperstar 83†albümde bir şarkı şöyle başlar “Düşünme hiç neden diye yorulma† herhalde bu sözlerden çoğumuz yanlış bir biçimde derinden etkilendik ve yorulmamak için düşünmemeyi tercih eder olduk.Â
Kuban Hoca`nın devamlı vurguladığı gibi Türkiye geleceğini garantilemek için düşünmek, çalışmak zorundadır. Gelecek bilim, teknoloji, sanatın egemenliğindedir. Bilim, teknoloji, edebiyat ve sanat yorulmayı, düşünmeyi hatta derinden düşünmeyi talep eder ve aksi halde ülke ve toplum çok şey kaybeder. Â Â
Yazar Hakkında:
Prof. Dr. Nurdan Kalaycı
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Eğitim Programları ve Öğretim ABD Ankara
nurdankal@yahoo.com
Bu yazıda ileri sunulan iddia ve/veya görüşlerin sorumluluğu yazar/yazarlara aittir. Ek olarak yazım ve dil bilgisi kurallarına, etik ve yasal kurallara uygunluğu ile yazının her türlü kapsamı ve görsel içeriği yazarların sorumluluğundadır. Yazıda yer alabilecek hatalardan ve yasal sorumluluktan
bilimiletisimi.com sorumlu değildir. İçeriklere ilişkin itirazlarınızı iletişim bölümünden iletmeniz durumunda derhal içerik incelemeye alınacak ve tarafınıza bilgi verilecektir.
DİKKAT: bilimiletisimi.com sitesinin isim hakları, içeriği, tasarımı, site içindeki tüm haber, yazı, makalelere ait hakları saklıdır. Aksi belirtilmediği sürece site içindeki hiçbir yazı, haber, döküman, sayfa, grafik, tasarım unsuru ve diğer unsurlar izin alınmaksızın kopyalanamaz, başka yere taşınamaz, alıntı yapılamaz, her ne suretle olursa olsun yayınlanamaz ve kullanılamaz. Site içinde yer alan haber, yazı, makalelerin her türlü hakları
bilimiletisimi.com'a aittir. Hakları saklı tutulmuş bu eserler,
bilimiletisimi.com'un yazılı onayı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, alıntı yapılamaz, yayınlanamaz, başka bir yerde kullanılamaz.